“Şeriatın kestiği parmak acımaz.” diye söylemiş büyüklerimiz. TDK’ya göre “Kanunların uygun gördüğü cezaya katlanmak gerekir.” demekmiş.
Ülkemizde en çok tartışılan konuların başında adalet-adaletsizlik gelmektedir. Bir ülkede adalet sorunlu ise bu doğal olarak her yere sirayet eder. Tabii ki futbol yönetimine de sirayet etti.
Türk futbolunun kötü yönetildiğinden defalarca bahsettik ve bu gidişatın sonunun daha büyük sıkıntılar doğurabileceği endişemizi paylaştık.
Trabzonspor-Fenerbahçe maçında çok büyük tehlike atlattık. Yaşananların hoş olmadığını biliyoruz fakat her şeye rağmen buna da şükür demek gerekir.
Neden mi şükür etmek gerekir çünkü bu kadar gerilmiş ortamda bize göre büyük bir felaketin eşiğinden döndük. Birkaç kişi sahaya girdi evet ama o kışkırtmalara karşı taraftar yine de sağduyulu davrandı. Trabzonspor taraftarı sahaya girse neler olabileceğini hepimiz biliyoruz. Bir de bu olayı Trabzon şehri ile anmak doğru değil.
Bu zamana kadar defalarca bir sebepten sahaya atlayan taraftarlar ile karşılaştık. Bu taraftarlar bir sebepten ya hakeme ya kendi oyuncusuna ya da rakip oyuncuya tepki için girmişti. Kimisi eylemini gerçekleştirebildi kimisi de saldırısını gerçekleştiremeden görevliler tarafından derdest edilmişti.
Şunu baştan soralım? Biz, Samsunspor’un sıradan maçlarında bile stada girerken tepeden tırnağa hem de birkaç kez aranırken bu kadar gergin geçeceği bilinen bu maçta neden hassas davranılmamış?
Neden güvenlik kurulu gerekli tedbiri almamış? Birileri toplumu ayrıştırma adına planlar mı yapmış? Taraftar maç boyunca sahaya atılacak o kadar malzemeyi nereden bulmuş? Bunları stada nasıl sokmuş? Bunların ivedi bir şekilde araştırılması ve ihmali olanların cezasını çekmesi gerekiyor.
Evet daha önce defalarca sahaya taraftar girmişti. Nadiren de olsa şiddete maruz kalan oyuncu ya da hakem nefsi müdafaa için karşılık da vermişti fakat bu maçtaki gibi bir oyuncu grubunu hiç görmemiştik. Etkisiz hale getirilip yere yatırılan ilk taraftara Fenerbahçe’li oyuncular saldırmasa belki de olay büyümeyecekti.
Bir oyuncunun kendini korumak için ona saldırana karşılık vermesini anlarız ve kurala göre bu oyuncuya ceza gerektirse de, biz bu durumda kendini savunmuş oyuncuya ceza verilmesini de adil bulmayız.
Ve fakat Fenerbahçeli bazı oyuncular neden ve nasıl böyle bir nefret içindeydiler? Kendilerine yönelmemiş başka yöne koşan taraftarlara kimisi döner tekme, kimisi de uçan tekme ile saldırdılar. Evet maç boyu tacize uğradılar, en çokta Livakoviç zarar gördü fakat ne olursa olsun taraftara saldıran oyuncuların tavırları kabul edilemez.
Normal koşullarda maçın tatil edilip Fenerbahçe’nin hükmen galip gelmesi gerekirdi. Olmadı maç devam etti başka hikayeler oluştu. Şimdi ne olacak? Trabzonspor’un stadı taraftara kapatılır. Bu kaç maç olur bilemiyoruz.
Bir parantez açalım kurala göre alınan ceza kesinleşince ilk maçta başlar ve devam maçlarda tamamlanır. Bize göre olması gereken örneğin altı maç ceza almışsa beş maç devam maçlarda bir maçta aynı rakiple oynanacak bir sonraki maçta uygulanmalıdır.
Bize göre artık bu kötü gidişe son vermek için bu maç milat olmalıdır. İki takımdan da cezaya çarptırılması gereken bütün oyuncu, yönetici ve taraftar kim varsa azami cezaya çarptırılmalıdır. Başka türlü bu işin önü alınamaz ve bundan sonra Allah muhafaza can kayıpları bile yaşanabilir.
Fenerbahçe Başkanının “Bizden birilerine ceza verirseniz Ligden çekiliriz!” tehdidine boyun eğip cezalar es geçilirse bu durum bundan sonrası için bir yol olmaz mı? Aynı şeyi başka bir takımda ortaya koymaz mı? Bunun sonu var mı?
Ligden çekilmek öyle kolay mı? Kaç kere haksızlığa uğradınız? Rakibiniz Galatasaray kaç haksız penaltı almış, siz kaç haksız penaltı aldınız? Başarısızlık başkanın gözlerini kör etmiş, aklıselim hareket edemiyor. Sayın Ali Koç koskoca Fenerbahçe camiasını sorumsuzca uçuruma sürüklüyor.
Sadece bu paragrafta yazdıklarım Ligi özetlemiyor mu? İcardi’ye ne olduğu anlaşılmayan bir fotoğraf ile apar topar ceza verenler Mert Hakan Yandaş’ın iğrenç hareketlerine neden ceza vermediler?
Evet bu maçı milat kabul edip gereken yapılmazsa Türk futbolu dipsiz bir kuyuya düşecektir.
Allah aşkına bu nasıl bir rahatlık? Takımları sahada ne zaman sıkışsalar tartışmalı kararlarla yardımına koşulan iki güzide takımımız Fenerbahçe ve Galatasaray’ın hocaları, başkan ve yöneticileri nasıl hakemlerden dert yanarlar? Lig zaten iki takım ve figüranları durumuna gelmedi mi?
Herkes aklını başına almalıdır. Kollanarak maç alıp, sonra da hakemlerden şikayet etmeleri suçluluk psikolojisi ve çok yüzlülük değil mi?