Samsunspor’un aldığı iki dönem transfer yasağı kesinleşmiş. Yani bu sezon elimizdeki futbolcular ile hedefe ulaşmaya çalışacağız. Kombine fiyatlarına bakılırsa zirveye oynamamız gerekiyor fakat bu kadro ile lige tutunabilirsek büyük başarı.
Takım aynı oyunculardan kurulu ve hepsini tanıyoruz. Gidenler oldu fakat kiradan dönenlerde oldu. Gidenler yeri dolmayacak oyuncular değiller. Transfer derdimiz yok ve hocamız hazır hem de Alman. Sadece geçen sezon bizde kiralık oynayan oyuncular ile tekrar anlaşılacak mı bilinmiyor.
Samsunspor Başkanı Sayın Yüksel Yıldırım’ın zaten transfer gibi bir düşüncesi yoktu, bu yasak onu rahatlatmıştır. Olanı hayra yoralım belki Türk futboluna birkaç genç kazandırırız.
Oysa geçen sezon devre arası iyi değerlendirilse bugün bu kadar endişeli olunmazdı fakat oldu işte artık yapacak bir şey yok. Her şeye rağmen Samsunspor gönlümüzdeki yerini koruyor. Sezon başı işi sıkı tutup rakip takımlar oturana kadar biraz yol alabilirsek ne ala…
MİLLİ TAKIMDA NELER OLUYOR?
Türk Milli Takımında neler oluyor diye başlık atmamızın birkaç sebebi var. Stefan Kuntz ile Avrupa kupalarına gidemeyeceğimiz anlaşıldığında sözleşmesi fes edilip Vincenzo Montella ile anlaşıldı.
Ümitsiz gittiğimiz Hırvatistan deplasmanında müthiş bir oyun ile rakibimizi 1-0 yenmiş akabinde Letonya’yı 4-0 yenip turnuvaya katılma hakkı elde etmiştik. Takım adeta yeni hoca ile coşmuştu. Tarihinin en pahalı ve en kaliteli takımıydı Türk Milli Takımı ve bu sahaya yansıyordu.
Özel maçta Almanya’yı 3-2 yenince kendimizi turnuvanın favorisi olarak görmeye başlamıştık. Ve fakat özel maçlarda Japonya’dan 4, Avusturya’dan 6 gol yiyince kafamız karışmıştı.
Acaba Milli Takımımız turnuvada hangi ruh hali ile olacaktı? Almanya’yı yenen takım mı yoksa Avusturya’dan fark yiyen takım mı? Gürcistan maçında idare ettik fakat Portekiz maçı çok kötüydük. İnşallah Çekya maçı iyi olur.
Turnuva öncesi hazırlık maçlarını önemsemedik ve ilk maçımızda zorlanarak ve birazda şansımızın yardımıyla Gürcistan’ı 3-1 yendik. Allah için ben dahil herkes Portekiz maçından ümitlenmiştik ama olmadı hayaller boşa gitti.
Portekiz maçından kadro seçimi kesinlikle kötüydü, hocaya yapılan eleştirilere ben de katılıyorum fakat oyuncularımızın hepsi Milli Takım seviyesinde oldukları için bu turnuvaya davet edilmediler mi? Milli Takım oyuncularının bu kadar isteksiz ve bu kadar vurdumduymaz oyununu nasıl kabul edeceğiz?
Hocaları koşmayın, mücadele etmeyin dese bile sırtında Türk bayraklı Milli Takım forması olan bu oyuncuların, giydikleri formanın hakkını vermesi gerekmez miydi?
Milli Takım için asıl tehlike “Şu takımın oyuncuları, bu takımın oyuncuları.” diye milli takıma zarar veren insanlardır. Bazı gazeteciler tuttuğu takımın oyuncusunun on birde olmamasına tepki gösterip Milli Takımı yıpratıyor.
Süre almayan oyuncuya neden oynamadığını soracak kadar cahil ya da kötü niyetli gazeteciler bile var. Oyuncu ne diyecek? En iyi cevabı veriyor “Ben iyi durumdayım, hocam görev verirse elimden geleni yapacağım.” diyor fakat adamlar yetinmiyor ki futbolcuyu bunaltıyorlar illa ki hoca ile ilgili bir laf alacaklar.
En son Arda Güler’in idmana alınmamasıyla ilgili öyle bir senaryo yazıldı ki; biz bile etkilendik fakat Arda Güler’in kasığında çekme olduğu için düz koşu yapması gerektiği kararlaştırılmış, hocası idman formasını elinden onun için almış.
Milli Takımdaki Oyuncular üzerinden kulüp takımlarımızı yarıştırmak Milli Takıma zarar veriyor. Hocayı yıpratalım diye oyuncular ile hocayı karşı karşıya getirmek takımdaki birlikteliği bozuyor.
Federasyon ile hesabı olan turnuva sonrasını beklesin. Turnuva nasıl geçerse geçsin Federasyon ve ekibi gidecektir. Şu an hoca ya da federasyonla uğraşmak Milli Takıma zarar veriyor. Böyle giderse Çekya maçı da hüsran olur ve evimize döneriz. Milli Takımı yıpratmak için bir yerlerini yırtanlarda o zaman kına yakarlar.
Adnan ÖZ