Maalesef hep öyledir. Mazeretler başladıysa ya hedeften uzaklaşılmıştır ya da gidişat kötüdür durumu kurtarmaya çalışıyorsunuzdur. Samsunspor’da da mazeretler başladı gidişatımız kötüye doğru demek ki. Tabii ki kötü dediğimiz duruma göre değişir bazıları için şampiyon olamamak kötüyken bazıları için ise küme düşmek kötüdür. En azından Samsunspor küme düşme potasında değil.
Peki o zaman Samsunspor için bu sezon bitmiş midir? Uzaklaşmış olsak bile bir seri yakalayabilirsek Playoffa kalabiliriz. Peki bu oyun anlayışı ve bu isteksizlikle seri galibiyetler yakalayabilir miyiz? Ve Playoffa kalsak süper lige çıkabilir miyiz? İşte o çok zor görünüyor.
Bir yerlerde bir şeyler var ve bir türlü ahenk sağlanamıyor. Takımda yine huzursuzluk ve isteksizlik emareleri görünüyor. Mutsuz topçu da anca bu kadar yani ‘işçi’ gibi oynuyor. Biraz açalım mı? Başkanımız Sayın Yüksel Yıldırım oyuncu ve teknik ekip için “Onlar benim işçilerim,” demişti. Bu durum tespiti açısından doğru gibi görünse de işin özü öyle değil. Futbolcular ve hocalar çalıştığı kulüpte işçi gibi bir muamele görürse arzulanan hedefe ulaşmak kolay olmaz. Tıpkı şimdi olduğu gibi.
Bazıları parayla işi yürütemez ve yüzüne gözüne bulaştırır. Bazıları da parasızdır fakat işi bildiği için başarıyı yakalayabilir. Futbol bir oyundur ve başarılı olmak için moral, motive olmak ve inanmak gerekir. Sahada gördüğümüz hoca ve oyuncularda böyle bir inanmışlık biz göremiyoruz. Taraftar da inanmıyor olacak ki bizim gibi herhalükarda Samsunspor diyen üç beşbin kişi maça geliyor.
Motive olmak bazen parayla olur ama bazen de para bile bu işe yetmez. Samsunspor sanırım buralarda bir şeyleri eksik ya da yanlış yapıyor. Oyuncular ve teknik ekip aidiyet hissetmiyor da sanki profesyonel gibi bakıyorlar. Çünkü oyuncuların bazılarında mutsuzluk bariz bir şekilde görülüyor. Hocanın mutsuzluğu ve durgunluğu alınan oyuncuların kalitesi ile ilgili olabilir.
Son iki maçta da takım çok isteksizdi. Bursaspor maçında çok pozisyona girdik ama atamadık. Evet Bursaspor maçında hoca oyuna geç müdahale etti bende öyle düşünüyorum. Ve fakat bir ara hocanın yerine kendimi koydum ve oyuncu değiştirsem oyuna kimi alırım diye kulübeye baktım ve maalesef skora katkı verebileceğini düşündüğüm bir oyuncu bulamadım. Bir tek Kayamba’yı hariç tutuyorum çünkü o yeni geldiği için onun ne vereceği belli değildi.
İşin başına dönersek hoca “Kulübe için oyuncu istemiyorum, direk oynayacak 4-5 oyuncu istiyorum,” demişti. Defansa alınan oyuncu bana göre Osman kadar başarılı olamıyor. Bana göre bu eşleşmeden dolayı Yunus da çok kötü oynuyor. Yani defansın göbeğinde Osman-Yunus ikilisi daha iyiydi. Osman maalesef orta sahada defanstaki kadar başarılı değil.
Tallo’dan bir şey anlayamadık adam oynayamadan sakatlandı. Kayamba şimdilik eh işte diyecek durumda. İşin özü ilk yarı ki oyuncular işi sırtlıyor ama onlarında bazıları çok formsuz. Bursaspor maçında Osman, Hasan, Saviçeviç ve oyuna girdikten sonra Cihan adeta hatada ve kötü oyunda yarıştılar. Cihan’ın Gençlerbirliği maçında gördüğü ilk sarı kart çok gereksizdi. Tehlike yokken orta sahada taca giden oyuncu çekilir mi? Bunun bir cezai müeyyidesi olmalı.
İşin özü sahada skora isyan edip takımı ateşleyecek oyuncu yok. Bu durumda hoca ne yapabilir? Hocanın kenarda duruşunda çaresizliğini görebiliyoruz fakat hoca bir çözüm üretmek zorunda. Onun için hoca ve onun için var. İki bekimiz var hücuma doğru dürüst katkıları olmadığı gibi defansta da kayıplar. Bursaspor maçında yediğimiz golü tekrar izleyin iki bekin nasıl umursamaz birer oyuncu olduğunu anlayacaksınız. Kadroda bu işleri yapabilecek başka oyuncular olduğu halde hoca onlardan neden vazgeçmiyor anlamıyoruz?
Her şey bir tarafa başkanımızın yerinde olmak istemezdim. Başkanımıza üzülüyorum onca para boşa gidiyor. Şampiyon olamasak bile Samsunspor’dan vazgeçecek değiliz ama insanız işte üzülüyoruz.
Adnan ÖZ