Samsunspor, Giresunspor’u Kubilay’ın ayağından bulduğu gol ile 1- 0 yenerek gol bölgesi hariç Lig’e hazır olduğunu gösterdi.
Forvet hattı maalesef ki hala doldurulamadı. Transferin zorluklarını tabii ki biliyoruz. Hele bu transfer forvet olunca bu daha da zor oluyor. Samsunspor’un aslında ilk önce forvet sorununu çözmesini beklerdik çünkü hemen hemen her mevkide yeterli oyuncu varken geçen sezon forvetimizde oynayan Atabey ve Bahattin ile yollar ayrılmışken o mevkiinin transferinin gecikmesi bizi biraz sıkıntıya sokabilir. Büyük ihtimal o bölgede Ahmethan oynayacaktır. Takım iyi oynar ve iyi mücadele ederse sıkıntı yaşamayabiliriz ama herkesin iyi mücadele etmesi gerekecek.
Transferler gecikti dediğimizde bize kızanlar olmuştu ama maalesef bir kere bile ideal kadro ile sahaya çıkamadan sezona başlayacağız. Buna rağmen yine de 1. Lig’in şampiyonluğa en yakın takımı kesinlikle Samsunspor’dur.
Lig fikstürü çekildi. Şampiyonluk yolunda muhtemel rakiplerimiz olma ihtimali olan ve taraftar desteği olan bütün takımlarla ilk yarı deplasmanda oynayacağız. Bu bir avantajdır çünkü ilk yarı statlara taraftar alınmayacak ama esas olan Samsunspor’un geçen sezonki gibi sahada gereği gibi mücadele etmesidir. Hatırlayalım geçen sezon Manisa FK Lig’in o ana kadar en iyi oynayan takımı görüntüsündeydi ama gittik onları kendi sahalarında yendik ve o anda ligi kazandık. Bu yılda aynı arzulu oyunu bekliyoruz. İkinci yarı taraftar desteğiyle oynayacağımız maçları heyecanla bekliyoruz.
MİLLİ TAKIM
Milli Takım’a bir şeyler olmuş ama ne olmuş anlayamadık. Oyuncuların kim olduğunun ya da kimin oynadığının önemi yok ama sahada kim oynuyorsa milli formanın hakkını vermelidir. Oynanan oyun Şenol Güneş Hoca’nın tarzına uygun değil. Milli Takım’ı izlerken sanki Fatih Terim’in güçsüz Galatasaray’ının ve ya Abdullah Avcı’nın skor üretemeyen Başakşehir’inin kötü bir kopyasını izler gibiydik. Top bizde kalsın sevdasıyla sürekli yana ve geriye oynadık.
Sahada oynanan oyuna ve oyuncu tercihlerine bakılınca bu turnuvanın önemsenmediğini hissettim. Gerek çok güvendiğim Şenol Güneş Hoca gerekse sahadaki oyuncular tabiri caizse sanki gazozuna maç oynuyormuş gibi rahat hareket ettiler. İkinci yarının tamamını on kişi oynayan Sırbistan karşısında koca bir ikinci yarı boşa harcandı ve doğru dürüst bir pozisyona bile giremedik.
İçerde oynadığımız Macaristan maçında bir ara eskiden İngiltere’ye 8-0 yenildiğimiz maçlarda düştüğümüz çaresizliğe düştüğümüzü hissettim. Ben Şenol Hoca’ya güveniyorum ama bu takım Milli Takım, bu takımda illaki gençler oynayacak diye bir durum olmamalı. Sürekli takım gençleştirmek sadece bize özgü bir şey olsa gerek. Bir topçunun takıma katkısı olma durumu var ise bir maç için bile Milli Takım’a alınmalıdır.
Milli Takım ve kulüp takımları gençlerle tecrübelileri harmanlayabildikleri dönemde başarılı oluyorlar. Hatta çoğu zaman tecrübeli takımlar genç takımlara üstünlük kurabiliyorlar. Sürekli takım gençleştirmeye çalışmak yerini faydalı olacak oyuncuların tercih edilmesi sanki daha iyi olacaktır.