Kudüs, peygamberler şehri.
Müslümanların ilk kıblesi.
Miraç hadisesinin olduğu yer.
Ümmetin kutlu bir şehri
Kudüs ve Filistin davası Filistinlileri aşan bir davadır. Tüm dünya Müslümanlarının ortak davasıdır.
ABD Başkanı Donald Trump Kudüs’ü İsrail’in başkenti olarak tanıdığını açıkladı. Haydutlukla, sürekli adaletsizlik, sömürü, zulüm, katliam ve gözyaşı üreten ABD, şimdi de küresel fitnenin ateşini yaktı. Başkanı Trump’ta zamanımızın en büyük fitnecisi unvanını almış oldu.
Fitne: Arapça bir kelime. Manevî çöküntü, dinî, içtimaî ve siyasî kargaşa ve karışıklık anlamlarında kullanılan geniş kapsamlı bir terimdir.
Fitneci: Arabozucu. Bazı kaynaklarda; aklen zayıf, cahil, haris, uzağı göremeyen, düşüncesiz, saf, genel durumundan habersiz, ahmak, âsilerin her istediğini yapan, saltanat sürmekten başka bir şey düşünmeyen kimse.
Zamanımızın en büyük fitnecisi Donald Trump’ın almış olduğu bu karar, bütün dünya Müslümanlarına karşı alınmış bir tavırdır ve onları yok saymaktır.
Kaoslara, krizlere, kargaşalara ve çatışmalara açık olan bölge, içerisinden daha da çıkılmaz bir hale geldi. Dünyanın dengeleriyle oynandı. ABD şu an bir devlet terörünün en çarpıcı örneğini sergiliyor.
Başkanı Donald Trump, içerisinde bulunduğu zamanının icaplarından habersiz, milyonların bekasını tehlikeye düşürecek kadar haris ve merhametsizliği sergiliyor. Siyonist, işgalci ve çocuk katili efendilerinin piyonluğuna oynamaktan çekinmeyen katı, taş yürekli ve gafil bir fitneci.
Kur’an-ı Kerim’de Allah buyuruyor ki:
“Fitne öldürmekten daha büyük bir suçtur.” (Bakara, 2/217)
Bu ayette, fitnenin taşıdığı tehlikenin büyüklüğü vurgulanmış.
Fitne, ayrıca insanlık için Allah tarafından bir imtihandır. İnsanın isyankârlığını olduğu kadar sabır ve metanetini de ortaya koyup sonuçta Allah’ın mükâfatına nail olmasına fırsat veren bir imtihandır.
Fitne her zaman kötü sonuçlar doğurmayabilir. Allah’ın kullarına farklı imkânlar vererek birbirlerine karşı niyet ve tutumlarını ortaya çıkarmasına vesile olur. İnanma iradesini daha da güçlendirmesi ve ahlaki arınmaya imkân sağlaması, kişiye ve toplumlara erdemli yaşayışının fırsatını vermesi bakımından imtihan ve deneme metodu olarak da değerlendirilir.
Kur’an-ı Kerim’de Allah buyuruyor ki:
“Her canlı, ölümü tadar. Bir deneme olarak sizi hayırla da, şerle de imtihan ederiz. Ve siz, ancak bize döndürüleceksiniz.” (Enbiya,21/35)
Demek ki Allah, insanları hayırla da şerle de deneyip sınar.
Yine Allah Teâlâ şöyle buyuruyor:
“(Ey insanlar!) Sizin bir kısmınızı diğer bir kısmınıza imtihan (vesilesi) kıldık; (bakalım) sabredecek misiniz? Rabbin her şeyi hakkıyla görmektedir.” (Furkan, 25/20)
Müşriklerin Müslümanlara karşı olumsuz tavır ve kararları Müslümanlar için bir fitnedir.
Böylece sabırları ve İslâm’a bağlılıkları denenmiş olur.
Kudüs’ün sorumluluğu, yüzlerce yıllık tarihin omuzlarımıza yüklediği bir sorumluluktur. Bundan kaçamayız. Her mü’mine düşen görev, tevhid inancının hayatı kuşatan cihad ve şehadet bilincini kuşanarak küresel fitneye karşı gerekeni yapmaktır.
Toplumsal ve devletler bazında da, bu küresel fitneye ve fitneciye karşı uluslararası arenada küresel tepkiler göstermeli ve en sert şekilde yaptırımlarda bulunulmalıdır. Amansız ve amasız bir duruş sergilenmelidir. Uluslararası baskılar açısından, T.C. Cumhurbaşkanının daveti ile 13.12.2017 tarihinde İstanbul’da toplanacak olan, İslâm İşbirliği Teşkilatının Olağanüstü Liderler zirvesi çok önem arz etmektedir.
ABD’nin bir terör devleti ve Yahudilerin, Siyonistlerin piyonu olduğunu, İsrail’in bir işgal devleti olduğunu sürekli en etkili bir şekilde gündemde tutulmalı.
Fatih Oruç