Duyduk duymadık demeyin!
Yılbaşı çekilişinde Milli(!) Piyango, büyük ikramiyesine 60 milyon Türk Lirası veriyor.
Milyon liralar birçok vatandaşımızın hayallerini şimdiden süslemeye başladı. Umut tacirleri gece gündüz durmadan mesai yapıyorlar.
Demokratik- laik toplumlarda belirli kurallar içerisinde kumar oynamak, oynatmak, alkollü içki üretmek, içmek ve fuhuş yapmak serbesttir. Bunlar vazgeçilmez demokratik ve bireysel haklardır. Bu fiillerin işlenmesini teşvik içinde sürekli reklamları yapılır. Bunların hepsi yasal olarak koruma altına alınmışlardır. Ama bunlardan kaynaklanan suçlar işlendiğinde, bireyler cezalandırılırlar. Bu hukukî bir tutarsızlık ve çelişkidir.
Dinimiz, çalışmayı ve kazanmayı insana bir hak olarak vermiş. İsraf etmeden de harcamayı tavsiye etmiştir.
Allah (c.c) Kur’ân-ı Kerîm de buyuruyor ki;
“Aranızda, birbirinizin mallarını haksız yere yemeyin.” (Bakara, 2/188)
“Ey iman edenler! Şarap/içki, kumar, (tâzim edilen) dikili taşlar, şans (fal) okları (ve zarları), şeytan işi birer pisliktir. Artık bunlardan kaçının ki, kurtuluşa eresiniz.” (Mâide, 5/90)
İslâm, bir kimsenin başkalarının mallarını haksız yere elde etmemesi için hırsızlığı, faizi, kumarı, stokçuluğu, hileyi, yalanı ve fahiş fiyat uygulamasını yasaklamıştır.
Demokratik-laik sistemlerde devlet, vatandaşıyla hem kendisi kumar oynar, hem de özel sektöre kumar oynattırarak vatandaşına saldırır, beynini kirletir, bağımlı hale getirir, psikolojisini bozar, alkole alıştırır, sonunda da suça teşvik eder.
Kısaca demokratik-laik devlet, kendi vatandaşının malını haksız yere gasp eder, hem de başkalarının gasp etmesi için yasal düzenlemeler yapar. Böylece vatandaşına umut tacirliğini hem kendisi yapar, hem de özel sektöre yaptırır.
Türkiye Cumhuriyeti, kumarı kendi elleriyle kurduğu ve işlettiği Türkiye Jokey Kulübü, Spor Toto Teşkilatı ve Milli(!) Piyango İdaresi’yle oynatıyor. Oynanması için her türlü teşviki ve reklamı yapıyor. Erişimi kolaylaştırmak için de her köşede bir bayi açtırıyor.
Çağımızın başka bir belası da, internet ve mobil cihazlardaki gelişmelerle birlikte, bir de uluslararası sanal kumar endüstrisi oluştu. Artık herkes, oturduğu yerden zaman ve mekân sınırlaması olmadan, sanal kumarı oynattırabiliyor ve oynayabiliyor.
Milli(!) Piyango İdaresinin bünyesinde 6 adet çeşitli kumar türleri bulunmakta. Bunlar; piyango, hemen kazan, sayısal loto, şans topu, on numara ve süper loto.
Dikkat edelim bu kurumun isminin başında “MİLLİ” kelimesi var. Ayrı bir çelişkide Spor Toto teşkilatı,
T.C. Gençlik ve Spor Bakanlığı’na bağlı bir kurum.
Bir taraftan da der ki, T.C. Anayasasının 58. Maddesi:
“Devlet, gençleri alkol düşkünlüğünden, uyuşturucu maddelerden, suçluluk, kumar ve benzeri kötü alışkanlıklardan ve cehaletten korumak için gerekli tedbirleri alır.”
Çelişkilerden, çarpıklıklardan ve tutarsızlıklardan hangisini alırsınız?
Hükümetin, kumar oynatan kurumlarını kapatması gerekir. Fakat o ne yapıyor? Aksine kumarı yaygınlaştırmak daha teknolojik hale getirmek ve erişimi kolaylaştırmak, tabi ki kendisi de gelir elde etmek için Milli(!) Piyango İdaresi’ne ait şans oyunlarının 10 yıllık lisans hakkının verilerek özelleştirilmesi için 2 başarısız girişimden sonra 3. defa girişimde bulunuyor.
Maliye Bakanı Naci Ağbal, Milli(!) Piyango ihalesine katılmak isteyen gruplara son teklif verme tarihinin 10 Mart 2017’ye kadar uzatıldığını açıkladı.
Ne kadar İslâmî söylemlerin olursa olsun, ne kadar kumara karşı olursan ol, bireysel özgürlükler demokratik-laik yönetimlerin kutsallarıdır. Onlara dokunamazsın. Sistemin egemenleri onlara dokundurtmaz.
İslâm Ekonomisi, Kitab ve Sünnet’i referans alır. İnsan, istediği gibi kazanma ve harcama yetkisine sahip değildir. Malın üzerinde, dinin kurallarına/şeriatına göre tasarruf etme hakkı vardır. Demokratik-laik sistemlerde uygulanan kapitalist ekonomi model, nefsî, hevâ ve hevesi referans alır. Malı, mülkü, serveti ve kârı amaç edinir ve vatandaşına da bunu çok geniş kurallar içerisinde kazanma ve harcama yetkisi verir.
Fatih ORUÇ