Fransız Le Point dergisinin 24 Mayıs tarihli sayısının kapağı, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın fotoğrafı ve üzerinde “Le dictateur” başlığı ile çıktı. Yazının altında da daha küçük puntolarla “Jusqu’ou ira Erdoğan?” Yani “Erdoğan ne kadar ileri gidecek?” sorusunu sormuş.
Derginin, düşmanca yayınlarıyla, hedefinde Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Fransa'daki Türk kökenli kişi ve kuruluşlara yönelik algı oluşturmaya ve kamuoyunu yanıltmaya yönelik çabaları var.
Batı medyası, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yönelik iftiralarla bilinçli ve planlı olarak ülkeyi yıpratma faaliyetlerine devam ediyor.
Batı her zaman olduğu gibi hedef olarak seçtiği ülkelerin seçimlerine müdahale etmeye çalışmakta. Türkiye’ye ve cumhurbaşkanına karşı, 24 Haziran seçimleri yaklaştıkça kantarın topuzunu iyice kaçırdı. Düşmanlıklarını ve kızgınlıklarını artık gizleme gereği bile duymuyorlar.
Avignon şehrinde bilboardlara asılan derginin reklamları Fransa’daki Türklerin büyük tepkisini çekti ve ardından da kaldırıldı.
Medya, Batı dünyasındaki istihbarat örgütlerinin en fazla kullandığı enstrümanlardan biri. Bunlar kendi çıkarlarına karşı hükümetleri devirmek için medyada algı operasyonlarına başlarlar. Sonra muhalif siyasi partilere paralar akıtırlar. Sivil toplum örgütlerini kendi halkları aleyhine yönlendirmekte kullanırlar. Derecelendirme kuruluşları vasıtasıyla menfi raporlar hazırlatırlar. Ekonomik krizler çıkarmaya çalışır, emperyal mali kuşatma kıskacında ülkeyi boğmak için ellerinden geleni yaparlar. Duruma göre terör örgütlerini kullanır, siyasi cinayetler işlerler. İç çatışmalar için etnik ve dini/mezhepsel çatışmalar için zemin hazırlarlar. Ne kadar kirli ve karanlık oyunlar varsa hepsini servis etmeye çalışırlar.
Sömürü iktidarlarını sürdürmek için, dünyanın başına bela, bu Batılı devletlerin istihbarat örgütleri günümüze kadar dünyanın birçok ülkesinde rejimleri değiştirdi. İstikrarsızlıkların, krizlerin ve kanlı darbelerin yolunu hazırladı ve yönetti. Onlarca ülkeyi perişan etti, milyonlarca insanın hayatının yitirilmesine sebep oldu.
Hedeflenen ülkelerde toplumlar bu dış Batılı istihbarat örgütlerince şekillendirilmeye çalışılır. Kaosa, kargaşaya ve darbelere davetiye çıkartılır.
Küresel haydutların hesabına çalışmayan yönetimler, seçimle bile gelseler baskıyla, entrikayla ve zorla gidecek. Hürriyet, demokrasi ve insan hakları adı altında yönetimler ve sınırlar değiştirilecek. Batıya biatte kusur etmeyen kukla diktatörlükler kurulacak.
Hedef, Batının ekonomik ve siyasal çıkarları ve menfaatleri doğrultusunda tüm dünyayı yeniden şekillendirmek.
Küresel terörizmin temsilcisi batılı emperyalist katillerin istihbarat örgütleri, onlarca ülkede hükümetler devirmiş, kendi işbirlikçilerini iktidara taşımıştır. Bu şekilde halklar yönlendirilmiş, iktidar el değiştirmiş ve doğal kaynaklara ve enerjiye el konulmuştur.
Batı medyasının en gözde kavramı "DİKTATÖR” kavramıdır. Eğer iktidar Batı karşıtıysa diktatördür ve derhal alaşağı edilmelidir.
Aynen bugün Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yaptıkları gibi.
Dünyaya hükmeden küresel Batılı emperyal güçlerin mazlum milletlerin üzerlerinde oynadıkları oyunlar artık klasikleşti ve bayatladı. Batının takkesi düştü, birçok ülke halkları tarafından keli iyice görünmeye başladı.
Batının ekonomik yaptırımlarına maruz kalan Rusya ayrıca sert düşen ihraç malları olan petrol ve doğalgaz fiyatlarının etkileri ile boğuştu.
Putin Rusya halkına "bir olmaları" çağrısı yaptı. Ve bu kabul gördü.
18 Mart 2018 tarihinde yapılan seçimlerde % 76,69 oy aldı. 4.kez devlet başkanlığı görevini üstlendi.
Venezüella’ya gelince tarihinin en büyük ekonomik krizini yaşıyor.
Yüzde 13 bin 379 ile ülkede hiper enflasyon yaşanıyor. İşsizlik rakamı haddi aşmış, faizler % 21.7
Maduro, Venezuela’nın petrolünü ele geçirmek için hazırlanan bir “emperyalist” komployla mücadele ettiğini söylüyor. Dünyaya hükmeden küresel vesayet çetelerinin saldırısı altında olduğunu işaret ediyor. Çünkü bunda doğruluk payı var ve halkı buna ikna etmeyi başarmıştı.
Ülke ekonomisinin bütün olumsuzluklarına rağmen Nicolas Maduro 20 Mayıs 2018 tarihinde yapılan seçimlerde % 67,7 oy alarak yeniden Cumhurbaşkanı seçildi.
Bazı ülkelerde halk artık tehlikenin farkında. Küresel baronların/çetelerin oyunlarını görüyor. Emperyalizme karşı bilinçleniyor ve tavır alıyor. Suriye’yi görüyor, Irak’ı görüyor, İslâm Coğrafyası’sını görüyor. Kan ve gözyaşını görüyor. Mültecileri görüyor. Onlar gibi olmak istemiyor. Ülke yöneticilerine muhalif olanlar bile taraftarlarıyla kol kola güç birliği yapıyor. Bir dayanışma içerisinde ülkelerine ve liderlerine sahip çıkıyorlar.
Fatih Oruç