Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), 2023 yılına ilişkin "Gelir Dağılımı İstatistikleri" bültenini açıkladı.
Gelir dağılımı araştırması bir ülkede gelirin nüfus grupları arasında nasıl dağıldığını göstermek üzere yapılıyor. Buna göre nüfus, her biri toplamın yüzde 20’sini temsil eden 5 eşit gruba bölünüyor. Sonra her bir grubun GSYH’den ne kadar pay aldığı belirleniyor.
Sıralı %20'lik gruplar itibarıyla yıllık eşdeğer hane halkı kullanılabilir fert gelirinin dağılımı:
İlk %20 (En Düşük) %5,9
İkinci %20 %9,8
Üçüncü %20 %14
Dördüncü %20 %20,5
Son %20 (En Yüksek) %49,8
Türkiye'de en yüksek gelire sahip yüzde 20'lik grubun toplam gelirden aldığı pay, geçen yıl bir önceki yıla göre 1,8 puan artarak yüzde 49,8'e yükselirken, en düşük gelire sahip yüzde 20'lik grubun aldığı pay 0,1 puan azalarak yüzde 5,9'a geriledi.
Tüm Gelirin Yarısı, % 20 lik bir kitleye gidiyor.
Yani gelir dağılımı adaletsizliği büyüyor. Zengin zenginleşmeye, fakir fakirleşmeye devam ediyor.
2014 yılında en üst gelir grubunun milli gelirden aldığı pay % 45,9 dan, 10 yılda 4 puanlık bir artışla 49,8 yükselmiş. Bu büyük bir rakamdır. Yani 10 yılda dar ve sabit gelirlilerden zenginlere büyük bir servet transferi yapılmış demektir. Sermayeden kazananlar/paradan para kazananlar tüm zamanların en yüksek düzeyine ulaştı.
En düşük gelire sahip yüzde 20'lik kesimin ise 10 sene önce toplam gelirden aldığı pay % 6,2 den % 5,9’a düştü.
Bu iki grubun arasında kalan gruplar ise yani orta direk diye tanımladığımız kesim ise yok olmakta.
2023 istatistiklerine göre hane halkları gelirlerine göre yüzde 5’lik gruplara bölündüğünde en çok geliri olan yüzde 5’lik grubun gelirin yüzde 24’ünü aldığı görülüyor. Yani, yüzde 5’lik bir kesim toplam gelirin çeyreğini alıyor.
Buna karşılık en düşük gelir grubundaki yüzde 5’lik kesim ise gelirin sadece yüzde 0,8’ini alıyor.
Gelir dağılımı eşitsizliği ölçütlerinden olan Gini katsayısı sıfıra yaklaştıkça gelir dağılımında eşitliği, bire yaklaştıkça gelir dağılımında bozulmayı gösteriyor. 2014’ten bu yana artış eğiliminde olan Gini katsayısı önceki yıllara göre artış göstererek 0,433 olarak tahmin edildi.
Pahalı araba satışlarının artması, lüks konutların çoğalması, belirli yerlerde mağazaların ve alışveriş merkezlerin doluluğu/hareketliliği ekonominin iyi olduğu anlamına gelmez. Aksine gelir dağılımı adaletsizliğinin bir göstergesidir. Çünkü bunların çoğunluğu milli gelirin yarısını alan kesimdendir.
2008 küresel krizi, faizlerin düşürülmesi, parasal genişlemesi ve yüksek enflasyon gibi gelişmeler sermaye piyasasına yaradı. Bu da gelir dağılımı adaletsizliğini derinleştirdi.
Borçlanarak, karşılıksız para basarak, üretmeden tüketerek ve ithalata dayalı ekonomik politikalar uygulayarak büyümek, sağlıklı büyümek değildir. Bir gün mutlaka bedeli ödenir.
En düşük yıllık ortalama fert geliri Van, Muş, Bitlis, Hakkari bölgesinde, en yüksek bölgesel gelir eşitsizliği ise Ağrı, Kars, Iğdır, Ardahan’da kaydedildi.
2021 yılı için Türkiye, Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü’nün (OECD) 37 üyesi arasında gelir dağılımı adaletsizliğinin en yüksek olduğu 4. ülke. Avrupa Birliği (AB) ülkeleri içinde ise gelir eşitsizliğinde Türkiye’den daha kötü durumda olan tek ülke Bulgaristan.