DOLAR 0,0000
EURO 0,0000
STERLIN 0,0000
ALTIN 000,00
BİST 00.000
Nihat Güç
Nihat Güç
Giriş Tarihi : 01-01-2024 14:13

Evvet, oyun süperdi!

Gündemimizi nasıl da değiştirdiler.

Kaç gündür bozulan gündem ile uğraşıyoruz. Üç kuruş etmez gündemsizlerin gündemiyle uğraşmak ne kadar da beyhude bir iş.

Maç yapmaları gereken bazı kişilerin görevlerini suistimal etmeleri dahi büyük gündem oluyor bu ülkede.

Yanlış yerdeyseniz ve yanlış tabureye oturmuşsanız hiçbir zaman hiçbir şeyi doğru görmez ve doğru olarak değerlendiremezsiniz. Bakış açınızı düzelmeden her şeyi ama her şeyi yanlış görürsünüz. Evvela bindiğiniz atı değiştirin ki beraber yürüyelim.

Unutmayın! Sırt döndüğünüz kişiler sizin boyalı yüzlerinizi hiçbir zaman ve hiçbir şekilde görmeyeceklerdir. Elinize yüzünüze sürdüğünüz boya ve badananın görünebilmesi için yüzünüzü bize dönmeniz lazım. Bize dönecek yüz de sizde yok.

Yüce Allah, yer yüzünde görevlendirdiği Peygamberine “Kalk ve uyar” (Müddessie/2) derken özellikle iki şeyi dile getirmelerini istiyordu. Bu iki şey günübirlik olan ve tarihin tozlu raflarında yer alacak olan unsurlar değildi elbet. Kıyamet kopuncaya kadar yani insanlık var oldukça devam edecek olan önemli unsurlardı.

Bu gündem maddesinden birincisi Allah’ın yegane ilah olduğunu tüm dünyaya ilan etmeleriydi. Diğer gündem maddesi de Yüce Allah’tan başka hiçbir (put’un) yani ilahın olmadığını insanlığa haykırmak idi. Ancak zaman ilerledikçe, mekan değiştikçe, asırlar asırları kovaladıkça ilahlar da çoğaldı. Sayısını bilemediğimiz bir sayıya ulaştı. Her sokakta, her parkta, her evde farklı isimlerde ve farklı cisimlerde ilahlar peydahlandı. Sayı itibarıyla cahiliye döneminin (putlarını) ilahlarını geçtiği söylenemese de fonksiyonel olma bakımından fersah fersah geçtiği görülmek. Ancak bu (putların) ilahların isimlerinin aynı olmadığı notunu da buraya düşmek istiyorum.

Kafa yapısı yani düşünce biçimiyle günümüzün cahil insanlarına benzeyen cahiliye dönemi insanları yani Mekkeli müşrikler; en çok da bu ikinci kısmın gündem edilmesinden rahatsız oldular yani hoşlanmadılar. Burun kıvırdılar dile getirilen hususlara. Kendi ilahlarını kutsamak adına her türlü hileyi, desiseyi ve deleveriyi piyasaya sürmekten de çekinmediler. Bu konuyu dile getiren davetçilerden ve davet edilen konulardan korktular ve yaban eşeklerinin aslandan kaçtıkları (Müddessir/49-50) gibi arkalarına bakmadan kaçtılar. Salya sümük son nefeslerini tüketinceye kadar da sahadan kaçtılar.

Sizlerin bu gibi insanlardan ne farkınız var? Yoksa bu ayetler size indirilmiş değil mi? Sahi siz bu kitabı hiç okudunuz mu?

Allah’ın emirleri olan namaz, oruç, hac, zekat, cihat gibi ibadetler dile getirildiğinde; “Daha sonra da yerine getirebiliriz, acelesi yok. Vakit daha erken. Hele sonra, hele sonra.” diyenler söz konusu “Poster” olunca, söz konusu “Pankart” olunca, söz konusu kendi ilahları olunca “Taviz yok, taviz yok” teranelerini dillendirmeye başladılar.

İşte biz buna; “Bu bir dindir.” deyince de kızıyorlar, bağırıyorlar. Bu taptığınız, bu peşinden gittiğiniz, bu emirlerini bir tarafa bırakmaya yanaşmadığınız şey bir din değil midir?

Hani ölülerden medet ummayacaktınız?

Evet, dini hassasiyetler hiçbir şekilde terk edilemez. Kişinin terk etmediği,  bağlı olduğu, ölümüne savunduğu ve ne pahasına olursa olsun dile getirmeye çalıştığı unsurlar mutlak bir dinin yegane parçalarıdır.

Spor; hiç bir zaman bu kadar siyaset kokmamıştı. Spor, hiçbir zaman bu kadar bozuk zihniyetli kişilerin arzu ve emellerine hizmet edecek derecede yolundan alıkonulmamıştı. Hani sporcunun zeki ve ahlaklısı makbuldü? Hani siz sadece spor ile ilgileniyordunuz? Ticaretinizi, işinizi ve gücünüzü sağlıklı bir hayata sahip olmak için spora sarılmıştınız?

Elinizden gelse iki ülke arasında bir savaşın fitillerini bile behamahal tutuşturursunuz.

Peki; bu musabakayı niye Selanik’te, Atina’da, Londra’da, Paris’te veya Tel Aviv’de değil de Riyad’da oynamaya karar verdiniz? Riyad’ın Riyad olduğunu biliyorsunuz. Buna rağmen niye gittiniz? Onlar mı sizi çağırdılar yoksa siz mi tıpış tığış vardınız oraya? Maçtan önce oynayacağınız oyunun kural ve kaideleri belli değil miydi? Niye daha önce her iki tarafın da bildiği, belirlediği ve kabul ettiği kurallara ilavelerde bulunmak istediniz? Şimdi siz mi antlaşmaya sadık kalmadınız yoksa muhataplarınız mı?

Hani haklıydınız ve ahlaklıydınız? Hani ahlakınız?

Herkes ahlakına ve inancına uygun bir gündem edinmeye çalışır. Herkes kendi gündem edindikleri ahlak ilkeleriyle bir hayat sürdürür. Herkes kendi gündem edindiği iş ve işlemleri ışığında yürür ve yine herkes ahlaki ilkeleri peşinde koşarken bir anda ölüverir. Ve yine herkes, evet yine herkes gündem edindikleri dini değerleriyle, dertleriyle (ilahlarıyla) alkışladıklarıyla hesap vermek üzere yeniden diriltilir. Ancak bu sefer gizli kapaklı iş çevirmek, olmadık iftiralarda bulunmak, kuyruklu yalanlar uydurmak yok.

İnsanoğlu bu. Menfaat gözüktüğü anda ahlaki değerlerini ve tapmakta olduğu ilahlarını kendi küçücük menfaatlerine hemencecik kurban ediverir.

Niye kızıyorsunuz ki? Niye bağırıyorsunuz ki? Niye tepişiyorsunuz ki? İngilizlerin her dediğini yerine getirince medeni(!) oluyorsunuz da ileri sürdüğünüz şartları kabul etmeyen Suudi Arabistan olunca hemen kızdınız, darıldınız ve çocukların “Ben oynamam, ben oynamam” dediği gibi burnunuzu çekiştirip geri döndünüz? Kaldı ki ileri sürdüğünüz şartlar sizin anlaşma yaptığınız ve imza attığınız metinde yer almıyor.

Bana, komik ve oldukça da gülünç olan bu tiyatronun bir benzerini Avrupa ülkelerinden her hangi birinde de sergilenebileceğini söyleyebilir misiniz?

Hele bizden biraz ırak oynayın o kirli oyunlarınızı. Sizi çok iyi tanıyoruz. Yüz yıldır sergilediklerinizden biliyoruz. Siz değil miydiniz “Araplar bizi arkadan vurdu” kuyruklu yalanını dile getirenler? Siz değil misiniz bin Müslümanı bir kaşık suda boğmaya çalışanlar? Siz değil misiniz oynadığınız oyunların içinde bin bir türlü hile saklayan?

Sizi gidi oyunbazlar sizi. İşgüzarlık yapmak için yola düştünüz ve işguzarlıklarınızla da bize geri döndünüz.

Vah vah! Yazık hem de çok yazık! Eskiden bazı şeyler gizli kalıyordu. Yatsıya kadar yalancının yalanı dolanabiliyordu ortalıkta. Şimdilerde yalancıların dile getirdikleri yalanlar hemen ellerinde patlıyor. Mosmor olan yüzlerinden tanıyoruz sizleri. Ellerinize bulaştırdığınız mazlumların kanından tanıyoruz sizi. Fakir fukarayı bol bol sömürmenizden de tanıyoruz sizi.

Futbolun tüm kural ve kaidelerini belirleyen ve uygulayanların Hristiyan İngilizler olduğunu iyi biliyorsunuz. Hristiyan İngilizlerin ortaya koydukları bir tane, evet evet bir tane kurala da karşı çıkın da samimi olduğunuzu görelim ve bilelim.

Siz kim Avrupa’nın çöplüğüne karşı çıkmak kim? Avrupa’dan ithal edilen her türlü pisliği bizzat işlemek üzere hemen kabul edersiniz. Bu konuda sizi çok iyi tanıyoruz.

Allah yerlerin ve göklerin ilahıdır. Hükümleri her yerde, her zaman ve her insan için geçerlidir. İlah edinilen diğer tüm varlıklar veya diğer tüm unsurlar hem yöreseldir hem de kişiseldir. Yöresel ilahların hükümranlığı kendi bölgesi ile sınırlıdır.

Bir bölgede ilah olarak kabul edilen bir varlık başka bir bölgede ilah olarak kabul edilmeyip yok sayılabilir. Bu doğrudur, bu doğaldır ve bu olması gerekendir.

Çünkü ilahcıkların ilahlıkları herkese sökmediği gibi her yerde geçerli de değildir.

Hani futbol, sadece bir spordu, hani sadece bir oyun ve eğlence aracıydı. Kumar ve ikili oynama yoktu işin içinde.

Biri Gazze’de Müslümanları öldürüyor diğeri de katliamları protesto eden Türkiyeli Müslümanları futbol üzerinden provaka ederek susturmaya veya gündemlerini değiştirmeye çalışıyor.

Ben aralarında bir fark göremiyorum, ya sen?

NELER SÖYLENDİ?
@
KÖŞE YAZARLARI TÜMÜ
NAMAZ VAKİTLERİ
Gazete Manşetleri
Yol Durumu
BURÇ YORUMLARI
  • KOÇ
    Koç Burcu
  • BOĞA
    Boğa Burcu
  • İKİZLER
    İkizler Burcu
  • YENGEÇ
    Yengeç Burcu
  • ASLAN
    Aslan Burcu
  • BAŞAK
    Başak Burcu
  • TERAZİ
    Terazi Burcu
  • AKREP
    Akrep Burcu
  • YAY
    Yay Burcu
  • OĞLAK
    Oğlak Burcu
  • KOVA
    Kova Burcu
  • BALIK
    Balık Burcu
ANKET OYLAMA TÜMÜ
E-Bülten Kayıt
ARŞİV ARAMA