(“Afrin Yolu”ndaki “1082 Rakımlı Keltepe”de şehîd olan Assubaylar: Abdullah Taha Koç, Uğur Palancı ile Uzman Çavuşlar: Arif Demirel, Burhan Açıkkol, Mehmet Diner, Mustafa Ozan Gökçe, Recep Çetin ile Rıdvan Çevik’in aziz hâtırasına)
* “Allah yolunda şehîd olanlara ölü demeyiniz. Bilâkis onlar diridirler, lâkin siz anlayamazsınız.” (Kur’ân-ı Kerîm; Âl-i Îmrân Sûresi, âyet 169-170)
* “Mallarını, canlarını fedâ ederek din düşmanları ile Allah rızâsı için cihâd eden Müslümanlar, oturup ibâdet edenlerden daha üstündür. Hepsine de, Cennet’i söz veriyorum.” (Kur’ân-ı Kerîm; Nisâ Sûresi, âyet, 94)
* Mehmetçik veya Ahmetçiğin günlük duâsı: “Ey Rabbimiz! Üzerimize sabır dök, kalblerimize kuvvet ve sebat (dayanma gücü) ver ve kâfirler (hainler, bölücüler, mürtetler, ateistler, komünistler)e karşı bize yardım et, bizi muzaffer kıl/zafere kavuştur!”, “…Ey Rabbimiz! Bizleri bağışla ve bize acı! Sensin mevlâmız! Bizi, seni tanımayanlara karşı, zafere ulaştır! Kahrolsun kâfirler!” (Kur’ân-ı Kerîm-Bakara Sûresi, âyet 250 ve 286’dan)
* “İşte biz böylece, kazandıkları günâhlardan dolayı zâlimlerin bir kısmını, diğer bir kısmına dost yaparız.”, “…Şu muhakkak ki, zâlimler felâh bulmazlar/kurtuluşa/muratlarına ermezler.” (Kur’ân-ı Kerîm; En’âm Sûresi, âyet 129, 137’den)
* “Düşmanınız olan kavmi takip etmekte gevşeklik göstermeyin!..”; “Sakın hâinlerin savunucusu olma!..” (Kur’ân-ı Kerîm; Nisâ Sûresi, âyet 103 ve 105’den)
* “…âhirete inanmayanlar, derin bir dalâletle (sapıklıkla) azap içindeler.” (Kur’ân-ı Kerîm; Sebe Sûresi, âyet 8’den)
* “…Allah’ın insanları birbiriyle önlemesi olmasaydı, yeryüzü mutlaka bozulup gitmişti.” (Kur’ân-ı Kerîm; Bakara Sûresi, âyet 251’den)
* “Hubb’ül vatan minel îmân”/Vatan sevgisi îmândandır.”, “Allahü teâlâya îmândan sonra en faziletli ibâdet, vatan savunmasıdır.”, “El vahdetü rahmetün ve’l-fırkatü azabün (Birlikte râhmet, ayrılıkta azâb vardır)”, “Allah yolunda cihâd eden kimselerin hâli, gündüzleri oruçlu olup, gecelerini ibâdetle geçiren, Allahü teâlânın âyetlerine itâat eden, namâz ve oruçtan dolayı hiçbir gevşeklik hissetmeyen kimsenin hâli gibidir ki, yine Allah yolunda cihâd eden üstündür.”, “Bütün ibâdetlere verilen sevâb, Allah yolunda gazâya verilen sevâba göre, deniz yanında bir damla su gibidir.”, “Bir gâziye veya mücâhide yardım edeni, Cenâb-ı Hakk mahşerde (gölge olmayan günde) gölgelendirir.”, “Hiçbir mü’min (…) mü’mine karşı kâfire yardım etmeyecektir.”, “Mü’minler, birbirlerinin Allah yolunda dökülen kanlarının öcünü almakla mükelleftirler.”, “Fîsebîlillah (Allah yolunda) Mücâhid olanlar, en ufak bir zorlama ile bir senelik oruç bedeli ve bir senelik gece ibâdeti hak ederler.”, “Allah yolundaki bir mücâhidin misâli, gündüz oruç tutup gece ibâdet eden bir kimseye benzer. Tâ ki dönünceye kadar. “, “Allah, Peygamberlerin duâsını kabul ettiği gibi, onların duâsını da kabul buyurur.”, “Hassan bin Sabit’in beyitleri, düşmana ok ve kılıç darbesinden daha çok tesirlidir.”, “Ey Hassan! Sen müşriklerin yüz karalarını ortaya koydukça Cebrail seninledir. Ashabım silâhla harp ettiği gibi sen de dille harp et!..” (Hz. Muhammed “sallallahü aleyhi ve sellem”)
* “Cihâd: Allah yolunda O’nun ismini yüceltmek, İslâm dînini yaymak için; can, mal, söz, neşriyat ve diğer vâsıtalarla çalışmak, gayret göstermek, muhârebe etmek. Cihâd üç türlü yapılır: Birincisi beden ile yani her türlü harp vâsıtası ile yapmaktır. İkincisi, her türlü neşir, basın ve yayın vâsıtası ile İslâmiyet’i insanlara yaymak ve duyurmaktır. Bu cihâdı İslâm âlimleri yapar. Üçüncüsü ise, duâ ile yapılan cihâddır. Bütün Müslümanların bu cihâdı yapmaları farz-ı ayndır.” (Türkiye Gazetesi Dînî Terimler Sözlüğü, c. 1, s. 71)
* “Gazâ: Harp maksâdıyla düşmana yönelmek, sefere çıkmak, gayr-i Müslimlerle çarpışmak. İnsanların İslâmiyet’i işitmeleri, Müslümanlıkla şereflenmeleri yahut Müslümanların; dînine, vatanına ve nâmusuna saldıran düşmanı def etmek için en gelişmiş silâhlardan istifâde ile can, mal ve her türlü propaganda ve neşir vâsıtasını kullanarak savaşmak. Gazâ Ordusu: Allahü teâlânın rızâsı için O’nun dînini yaymak, din, nâmus ve vatanlarını korumak için düşmanla savaşan Müslüman askerler” (A.g.e. c. 1, s. 141)
* “Biz bu ülkeleri, Allahü teâlânın izniyle silâh kuvveti ile aldık. Temiz, samimi Müslümanlarız; bid’at ve hurafe nedir bilmeyiz. Bu sebepledir ki Allahü teâlâ, hâlis Türkleri azîz kıldı.” (Sultan Alpaslan-Ahlât/Malazgirt, 1071)
* “Yeryüzündeki 1,5 milyar Müslüman bir araya toplanmalı. Bakınız bu Siyonistler, kendi ülkelerini birleştiriyor, Avrupa Birliği’ni kuruyor. Bize gelince, Osmanlı’yı yıktığı yetmiyor, şimdi de Türkiye’yi parçalamak istiyorlar.” (Prof. Dr. Necmettin Erbakan-TBMM, 1991)
* “PKK örgütü AB’nin gerçekleştirdiği bir örgüttür. 33 bin insanımızın ölmesine AB sebep olmuştur. AB, Türkiye’deki terör örgütlerini gizli ve açık desteklemiştir. AB, TC’nin yeniden palazlanıp Osmanlı gibi olma korkusunu yaşamaktadır.” (Tuncer Kılınç-MGK Genel Sekreteri; 15.04.2003)
* “Rusya ve bu işte menfaati olan AB devletleri, bir kısım Kürtleri önce Komünist, sonra Kürtçü yaptılar. Şimdi omuz omuzalar. Tarih, DAEŞ’in arkasında İngiliz kurnazlığının olduğunu herhâlde yazacaktır. O noktada dile gelmeyen bir İngiliz-Amerikan mücadelesi sezilmekte. Hepsinin arkasındaysa Yahudi sinsiliği mevcut. İsrail’in rüyası hakikat olsun diye Irak üçe, Suriye dörde parçalanma maksadı güdülüyor. Sıraya güneydoğu katılmak istenmekte. ‘Nil ile Fırat arası Büyük İsrail’ hayata geçsin isteği hep var. (…) Her gün aslanlar gibi ana kuzusu şehidler veriyoruz.” (Rahim Er-Türkiye Gazetesi, 02.02.2016, s. 3)
* “Ümmetin olduğumuz devlet yeter/Hizmetin kıldığımız izzet yeter!..” (Süleyman Çelebi-Mevlîd-i Nebi)
* “Vur pençe-i Ali’deki şemşir aşkına/Gülbangı, âsmânı tutan pir aşkına!..” (Y. Kemâl Beyatlı)
* “…Toprak diye sevdim yurdu/Peygamber öyle buyurdu/Şehîdlerim ordu ordu/Verdim toprağa, toprağa! Sevenlerin yurdu toprak/Canım istiyordu toprak/Canevimden vurdu toprak/Girdim toprağa, toprağa!” (Abdullah Satoğlu)
* “Ey mavi göklerin beyaz ve kızıl süsü/Kız kardeşimin gelinliği, şehîdimin son örtüsü.” (Ârif Nihat Asya)
* “Savaş dediğin söz değil/Bayrak dediğin bez değil/Vatan için bir kez değil/Bin ölmüşlüğümüz vardır.” (Niyazi Y. Gençosmanoğlu)
* “Kanla sulanan toprak, kokusu misk-i amber/Koç yiğitler yanında, mihmandardı Peygamber!” (İbrahim Şaşma-Kültür Çağlayanı Dergisi; S. 37, s. 25)
* “Şehîd kanıyla sulanmış hazır bir vatan buldunuz/(Özyönetim deyip) iğrenç çıkarlara kul oldunuz.” (Mehmet Çınarlı)
* “Dünyâmızı sorma: hem yeter, hem yetmez/Alçakları var, tartmaya dirhem yetmez!..” (Â. Nihat Asya-Rubâiyyât/2)
* “Bu destan kitaplara nakşedilecektir.” (Cumhurbaşkanı R. Tayyip Erdoğan-Beştepe Külliyesi; Şehîd Yakınlarına ve Gâzilere Şeref Madalyası Töreni, 17.03.2016)
Saygıdeğer Okuyucularımız!..
Bilindiği üzere, “Afrin Yolu”ndaki “duraklardan biri olan Keltepe”de, önceki hafta “PKK/YPG/PYD”li gruplarla çıkan çatışmada “8 şehîd” daha verdik ve böylece bu operasyonda, şu âna kadar verilen şehîd sayısı (ÖSO birliklerinin kayıpları hariç) 40’a ulaştı…
Diyoruz ve bu his ve düşüncelerle kaleme aldığımız aşağıdaki mısralarımız (Destan Şiirimiz) ile Siz Saygıdeğer Okuyucularımızı başbaşa bırakıyoruz…
Kalbî sevgi ve saygılarımızla…
= = = ( 1 ) = = =
“40 Şehîd”im, “Kırkpınar”a “ad” oldu;
“Avrupa”ya “Kızıl Elma” var iken;
“Afrin” hedef, “Şehîdlik bir tad” oldu;
“YPG”ye şu “hendekler” dar iken;
“Mehmetçiğe” “Fırat Kalkan” “yâd” oldu!..
“Afrin Yolu”, “40 Şehîd”le “taç”landı;
“Nusayrîler” “USAF” ile “haç”landı;
“Lafarge” ile dağ-tepeler “taş”landı!..
“Mehmetçiğe” “Fırat Kalkan” “yâd” oldu;
“PÖH”ler geldi, temizliğe başlandı!..
“JÖH”ler ile yürünmekte kol-kola;
“ÖSO” ile düştük yeni bir yola;
“Keder” çöktü; hem “kızıl”a, hem sola!..
“Mehmetçiğe” “Fırat Kalkan” “yâd” oldu;
“Tahran” suçlu, “Putin” dahi af ola!..
“Afrin Yolu” “Zeytin Dalı” dallıdır;
“Şehid Kanı”, “gözyaşı”yla güllüdür;
“ÖSO” ile “Ab-ı Hayât” ballıdır!..
“Mehmetçiğe” “Fırat Kalkan” “yâd” oldu;
Kâh “PKK”, kâh “PYD” tüllüdür!..
“Millî Sınır”, “Gönül Dağı” bambaşka;
Bu “Coğrafya”, şâhid olmuş hep aşka;
“NATO” neymiş, “AB” neymiş hep laçka!..
“Mehmetçiğe” “Fırat Kalkan” “yâd” oldu;
“Füze” yalan, “Roket” yalan, boş Docka!..
“Gönül Bağı”, “Dîn Kardeşlik” yaşıyor;
“14 asır”, “Mücâhidler” koşuyor;
“Kalpten sevgi”, “Kuzey-Güney” taşıyor!..
“Mehmetçiğe” “Fırat Kalkan” “yâd” oldu;
“Siyon” şaşkın, “Trump Dağı” düşüyor!..
“SİHA”lar, “ATAK”lar; “Fırtına”lar var;
“Cirit”ten işbaşı, “Serçe”ler var; “Bora”lar;
“Ejder Yalçın”, “Kirpi”ler var, “TOSUN” kâr!..
“Mehmetçiğe” “Fırat Kalkan” “yâd” oldu;
“MPT”yle, “Piyade”m vur, vur zinhâr!..
KAYIKÇ’Ali, “destan” yazdın “Destan”a;
Selâm olsun “KUKUL Hoca-Usta”na;
“Conileri” sakın sokma “bostan”a!..
“Mehmetçiğe” “Fırat Kalkan” “yâd” oldu;
“Aslan” varken, çakal dön8er “Mestan”a!..
= = = ( 2 ) = = =
“Bayrak Tepe”, “Kel Tepe”; “1027 Rakım”;
Sonra “1082”, “20 Şehîdin kanı”;
“Afrin Yolu” dikenli, istiyor “Millî Bakım”;
Bu bir “Kardeş Sevdâsı”, bu aşkla taşır canı;
“100 Sene” sanma çoktur, “Osmanlı” dünden yakın!..
“6 Asır birlik”tik, birlikte bir “dirlik”tik;
“Resûl” “kardeş” eyledi, her daim biz hep “dik”tik;
“Bâtıl” girdi araya, yıllar yılı ne çektik!...
“100 Sene” sanma çoktur, “Osmanlı” dünden yakın;
Bu “toprak” aynı toprak, “tohumu o gün” ektik!..
“ABD”ymiş, yok “Rus”muş; yemiş-içmiş ve “kus”muş;
“ÖSO” bugün ayakta, sanma “adâlet” susmuş;
“Vatan-Millet Sevdâsı”, “Millî ülkü nâmus”muş!..
“100 Sene” sanma çoktur, “Osmanlı” dünden yakın;
“Kanın” aynı “asîl kan”, o da Sana “mahsus”muş!..
KAYIKÇ’Ali yaz-söyle, “BOP”u aşikâr eyle;
Düşsün “Coni Maskesi”, “Siyon Oyunu” böyle;
“BM” sen de haddin bil, “borular” çalma öyle!..
“100 Sene” sanma çoktur, “Osmanlı” dünden yakın;
“5 Cehennem Atlısı”, koşup durmasın reyle!..
Ali Kayıkçı