Saygıdeğer Okuyucularımız!..
Daha önce de defaatle belirttiğimiz gibi, başta “TGRT EF” olmak üzere, “Millî Gazete”, “Diriliş Postası” ve “Anadolu Gençlik Dergisi” gibi sesli ve yazılı basın-yayın organlarında “Millî Dil: Türkçe” üzerine gereken hassasiyetin gösterilmeyip şu mahût “Uydurukça/Ecerufça/Arı Dil” ile konuşulup yazıldığını gördükçe, “Hem Okudum Hem de Yazdım/3 (Dil ve Millî Kültür Konulu Köşe Yazısı-Şiirler” adını verdiğimiz (Samsun, Aralık 2015) adlı eserimizde yer alan bâzı köşe yazılarımızı buraya taşımanın faydalı olacağını düşündük. Bugün de, kaldığımız yerden devam eyliyor ve bu kitabımızda yer alan bu makâlelerimizi Siz Saygıdeğer Okuyucularımızın bilgilerine aynen sunuyoruz…
Kalbî sevgi ve saygılarımızla…
GEL!.. GEL!.. TÜRKİYE’YE GEL!..
* “Ruhsal, parasal, soyut, boyut, yaşam, eğilim/Ya bunlar Türkçe değil, yahut ben Türk değilim!
Oysa halis Türk benim, bunlar işgalcilerim…” (Necip Fâzıl Kısakürek-Çile)
Saygıdeğer Okuyucularımız!..
“Türkçe Sevdâlıları”ndan biri de şüphesiz ki “Okyanus Ötesi”den yıllardan beridir bıkmadan-usanmadan yazan kıymetli bacı-kardeşimiz “Ayşe Göktürk Tunceroğlu”dur.O’nun 20 Haziran 2012 günlü “Türkiye Gazetesi”ndeki “Yüksek Yüksek Tepeler” başlıklı yazısı altındaki şu cümleleri, aşk derecesindeki bu sevginin en güzel ifâdeleridir:
“Kenya’dan Moğolistan’a Türkçe öğretme seferberliği’ne çıktığımız, Türkçe’yi dünyâ dili yapmaya azmettiğimiz bir zamanda kendi vatanımızda Türkçe’nin bahtı pek de açık görünmüyor… Televizyon ve gazetelerde emlâk reklâmlarını seyredip okurken burası hangi ülke diye irkilmekten kendimi alamıyorum. Öyle isimler yükseliyor ki, hele İstanbul’da…”
Bunları okuyunca; “Türk İnsanı”na yabancı kelime ve tanımlamalar ile hitap eden bu “sonradan görme ve paragöz” değilse “Agop-Ataç’çı zihniyet” yanlıları için “Acaba ‘Özel bir Türkçe Olimpiyatları’ mı düzenlesek ve bu insanları onların eliyle mi eğitsek?” diye düşünmeden edemiyor ve Âşığımızın bu his ve düşüncelerle kaleme aldığı aşağıdaki çağrı/feryâdı’na kulak veriyoruz…
Kalbî sevgi ve saygılarımızla…
* - * - * - * - * -
Gel!.. Gel!.. Türkiye’ye gel!.. Öğret Türkçeyi bize!..
Basın-yayın sen de duy, inşaat hizaya gel!..
Türkçe sevdâlıları, sesleniyoruz size:
Anlatın aşkınızı, söyleyin güzel-güzel!..
Alkışlıyoruz candan, gelin Türkiye’mize!..
Gel!.. Gel!.. Türkiye’ye gel!.. Bakma şom ağızlara!..
Bir “Uyduruk Nesil” var, kalbleri “söz”den kara;
“Kuyruk misâli” ektir, akıl-fikir fukara…
Anlatın aşkınızı, söyleyin güzel-güzel!..
Ben türkü söyleyeyim, sen çek şöyle bir gazel!..
Gel!.. Gel!.. Türkiye’ye gel!.. Sözlükte “fore kazık”;
İnşaat-temel sağlam, deniz kumuna yazık;
“Yûnus Emre”m var iken, istemem başka azık…
Anlatın aşkınızı, söyleyin güzel-güzel!..
Ben kucak açtım sana, sen de uzat bana el!..
Gel!.. Gel!.. Türkiye’ye gel!.. Afrika-Kenya’dan gel!..
Gümülcine ocaktan, sen komşu Yanya’dan gel!..
Mevlâna diyarından, şu bizim Konya’dan gel!..
Anlatın aşkınızı, söyleyin güzel-güzel!..
Âdem’de (*) kök hücremiz Suhûflar (*) belki ezel…
Gel!.. Gel!.. Türkiye’ye gel!.. Moğolya, Çin’i-Maçin;
“Agop-Ataç” yamultmuş, yurttaşım için için;
Kuzey-Güney hedefte, Aras-Fırat’ı geçin!..
Anlatın aşkınızı, söyleyin güzel-güzel!..
KAYIKÇ’Ali duâda, kabûl eyle Lemyezel!..
---------------------------------------------------------------------------------
(*): Âdem: aleyhisselâm
(*): Suhûf: Hz. Âdem aleyhisselâma Cenâb-ı Allah’ın gönderdiği ilâhî sahifeler (kitap)
(Devam edecek)
Derebahçeli/Ali KAYIKÇI