(“15 Mayıs”, malûmları “Taşlama”; mısra-mısra “Haşarat”ı haşlama!..)
* “Hatırlayın ki, sizi Firavûn ailesinden (onun taraftarlarından) kurtardık. Çünkü onlar, size azâbın kötüsünü revâ görüyorlar… dı.” (Kur’ân-ı Kerîm; Bakara Sûresi, âyet 49’dan)
* “Biz İsrailoğulları’na Tevrât’ta şu hükmü verdik: Muhakkak siz, yeryüzünde iki defa fesat çıkaracaksınız… Biz, Cehennemi kâfirler için kuşatıcı bir zindan yaptık.” (Kur’ân-ı Kerîm; İsrâ Sûresi, âyet 4, 8’den)
* “Geçmiş peygamberler… Deccâl’ın büyük bir fitne ve belâ olduğunu haber verip, ümmetlerini, onun şerrinden, zararından korkuttular.” “Mekke ve Medîne hariç, ayak basmadığı hiçbir memleket yoktur.” (Hz. Muhammed “sallallahü aleyhi ve sellem”)
* “İsrail ordusu, öldürülenlerin militan olduğunu öne sürdü. Kucağında 8 aylık Leylâ’nın cesedini taşıyan acılı anne, gözyaşları içinde sordu: Kızım mı terörist?..” (Türkiye Gazetesi; 16.05.2018, s. 1)
* “Gazze’deki Filistinlilerin neden vurulduğu sorusuna karşılık veren İsrail Hükümet Sözcüsü Michal Mayan: ‘Bu kadar insanı hapse atamayacaktık, vurduk’ dedi” (Türkiye Gazetesi; 18.05.2018, s. 8)
* “Yıkılasın İsrail enkazını göreyim/Sana ülke diyenin yüzüne tüküreyim!..” (N. Fâzıl Kısakürek)
* “Ve yalnız bırakıldık. Bir Sevr yanlışlığı bu yalnızlık… Yani mukaddes, yani şerefli bir yalnızlık… Nedir o Sevr yalnızlığı biliyor musun? Hani Hz. Peygamber’i de yapayalnız bırakmışlardı. Başına taşlar yağdırmış, canını acıtmışlardı, kendi memleketinde, kendi hanesinde koymamışlardı hani de bir gurbete zorlamışlardı; sonu umut olan, sonu zafer olan ve sonu mukaddes olan bir gurbete mecbur etmişlerdi O’nu. Ve yanında ana ayrı, baba ayrı kardeş bildiği dostuyla çıkmıştı ya yola. Canına kastetmek istemişlerdi ve saklanmıştı ikisi birden bir ufak mağaranın içine. İsmi Sevr’di o mağaranın. Ve bütün zâlimler ölüm kusmak için koşarken o mağaranın içindeki iki kutlu dost vardı. İşte tam o sırada Hz. Ebûbekir’in hüzünlendiğini görünce Hz. Peygamber şöyle demişti ona: ‘Üzülme, Allah bizimledir.’” (Fatih Duman-Diriliş Postası Gazetesi; 18.05.2018, s. 2)
* (*): “Hz. Ebûbekir” (radiyallahü anh)
“Ebûbekir”(*) ve “Resûl”, “Sevr”de “Hicret Yolcusu”;
“Mekke Zulmü”nden kaçış, “Müşrikler” peşlerinde;
“Cihân Harbi” sonrası, “İtilaf’ın Kolcusu:”
“13 Devlet” toplanmış, “Osmanlı” dişlerinde;
“10 Ağustos …20”de, “İngiliz’in Mol’cusu!..”
“Fransa” var “İtalya”, “Japonya”dır “İmzası”;
“Dünkü Uşak Yonan”a, “teslim” olmak ne acı;
“Hadi Paşa” yanında, “Rıza Tevfik” mizacı!..
“Reşat Halis” Beyler var, “Sevr’in 3 Davulcusu”;
“Saltanat” gitti-gider, “Vahîdeddîn”in tacı!..
“Ankara-Kastamonu”, “Konya” ve “Sivas” bizim;
“Öteki/Sair yerler”, “İtilaf Efendimiz”(!)in;
“Timsah” misali coşar, “Kanlı Emperyal’izim!..”
“Kapitalist-Liberal”, sözde “Sağcı-Solcusu”;
“Asırlar” var “kök” saldım, “silmek” isterler iz’im!..
“Hazreti İbrahim”den, onca nebi, tamamı;
“Kudüs”ü mekân tuttu, anlattılar îmânı;
“Hazreti Ömer” devri, “Eyyûbî”nin zamanı!..
“Hak-Hukuk” ve “Adâlet”, “İnsanlığın Ölçüsü”;
“İsrail Devri” ise, “Siyon Kanlı Fermanı!..”
“4 asır” ve “15 ay”, “Yavuz’un Emaneti”;
“Hak-Hukuk” ve “Adâlet”, “Kudüs: Sulhun Cenneti”;
“Aralık …17”de, “Dönmek idi niyeti!..”
“Mâverâ” zâhir ammâ, “Enfüs” öte “Enfüsü!..”
“Abdülhamîd” vermedi, kim öder bu “diyeti?..”
“Vurmak-Kırmak-Yıldırmak”, “Çocuk-Anne Öldürmek”;
“Trump” denen “Katil”i. Uzaklardan güldürmek;
“Mescîd-i Aksa” yıkmak, “Müslüman”ı böldürmek!..
Bilmiyor ki “Filistin”, “Bölgenin Güzel Süsü”;
“Yediveren Gülü”dür, olmaz O’nu soldurmak!..
“3 Din Birarada”yken, “Barış: İnsanlık Süsü”;
“Evangelist Kafa”nın, yok böyle bir ölçüsü;
“Trump” ve “Hempaları”, “Deyyusların Deyyusu!..”
“Osmanlı” gittiği gün, “Dünyânın” yok büyüsü;
“BOP Plânı” işliyor, “TC’ye Binbir Pusu!..”
“İbretle” bak, “nazar” kıl; “tuzak-tuzak” içinde;
“PKK”ymış, “DEAŞ”mış; hepsi başka biçimde;
“Öfkem” dağlardan büyük, “nefretler” var içimde!..
“Coni’li Netanyahu”: “Derin olsun kuyusu!..”
“Lâvları Cehîm lâvı”, “şavkı” görülsün Çin’de!..
KAYIKÇ’Ali yaz-duyur, sanmayın bu “kan” uyur;
“Arz-ı Mev’ûd” diyene, cevabım şudur: “Buyur!..”
“Ey Salah’ı vuranlar; hedef benim, beni vur!..”
“Dîn-i Mübin” uğrunda, “TC: Kâbe Tapusu”;
“Ankara” düşse “dara”, “Rabbim olur O’na sur!..”
Derebahçeli / Ali Kayıkçı