Bu Alem Tersine Çakılı Nal İzleriyle Doludur

Ahmet DÜZGÜN

21-01-2019 09:42

Hz Mevlâna’nın eserlerinde samimi müntesibe verilmek istenen gizli bir öz vardır ki o da eserlerindeki dilidir. Aslında mesele o dili anlamak kavramaktır. Hz pirin eserlerini okuyan insanların bazısı hikayelerin tesirinde şeklinde kalır. Bazısı da beyitlerin ahengiyle coşkun bir hal bulur. Onda ki bu ifade ediş ustalığı, anlatış sıralanışı Hak vergisi bu yüksek kabiliyet, insanı Hz Mevlana ’ya karşı hayran bırakır.

Oysaki Hz Mevlana eserlerinde dilinden başkaca insana birde hakkın bakış ve görüş açısını sunmaya çalışır. İnsana, Hakkı anlayışın idrak edişin yine hakkın bakış ve görüşünden doğduğunu, çoğaldığını insanın onun bakış ve görüşüne sahib olmasını ister.

Hz Mevlana’nın kaynağı kuran ve hadistir. O bakışı ve görüşü hakkın inayetiyle oradan elde etmiş insanlığa ışık saçmıştır. Pirin o kadar aydınlatıcı ve çarpıcı görüşleri ve bakış açısı var ki bir avam olarak anladıklarımı sunmaya paylaşmaya çalışacağım.

AKİS VE ZITLIK

Cihanda görünen şu eserler ve fiilller yaratılmışlar hepsi manaların görünen farklı farklı çeşitleri ve şekillerde ki halleridir. Yani kainat yüce yaratıcımızın isim ve sıfatlarının tecellisinden aksinden ibarettir. Yüce Hak insanları kim daha iyi işler hangisi kötü işler işlediğini görmek yani insanı sınamak için hayatı ve ölümü yaratmıştır.

Hayatı ve içindeki iyi ve kötü işleri yaratan Hakk’tır. Ancak kötü işleri fena işleri sevmediğini insana bildirmiştir Çünkü Hak iyi huyludur o yüzden iyi huylu insanları sever. Zaten maksad Hakk’ın ahlakıyla ahlaklanmaktır. İnsan tabiatını haktan almıştır. İnsan topraktan aldığı kötü huylardan çabucak kurtulması temizlenmesi gerekmektedir.  

İyi huyun aksi de kötü işlerdir kötü huylardır. Kötü huy ise İyi huyun toprağa yansıya aksindendir. Mukayyet zaman mana bulur vücut olur görünür. Zira yüce Hak bu alemi zıtlarla kaim kılmıştır. İnsanı bu zıtlarla sınamaya tabi tutmuştur.

Ancak bu zıtlık ahiret aleminde yoktur orada zıtlık giderilmiştir. Zıtlık sadece bu varlık alemindedir. Yaşadığımız bu alem Mana aleminin aksindendir yani yaratılmıştır. Yani Mana alemine nispetle yaşadığımız bu maddi alem anlaşılması yönünden tersine çakılmış nal izleri gibidir.

Orada gün vardır ama buradaki güne benzemez. Orada güneşler vardır ama bu dünya güneşine benzemez. Oranın ışığı aydınlığı nurdur. Cennette ağaç vardır ama bu dünya ağacı gibi değildir. Orada nehirler vardır ama buradaki nehirlere benzemez.

Hayatta bu (varlıkların) akislerin birde zıtlıkları vardır. Hayat ve ölüm gibi. Güneşe kıyasla karanlık gibi. İmana nisbetle küfür gibi. Ademe nisbetle yokluk gibi. Fakirliğe nisbetle dilencilik gibi. Güneşe nispetle gece gibi. Işığa nispetle gölge gibi. Meleğe nispetle şeytan gibi. Ruha nispetle nefis gibi. Tövbeye nispetle günah gibi.

ASL VE AKS

Varlık alemi bir aslın akisleridir. Bu varlık şeklinde görünen akislerin hepsinin gayb aleminde bir aslı vardır. Bu akisler o asıldan gelir ve aslına dönerler. Ama bu asıl, asla esere benzemez. Akis başka, asıl başkadır. Akisler yansımasını o sonsuz asıldan alırlar.

Örnekle, bu yaşadığımız gökler, gayb alemindeki yüce göklerin aksinden ibarettir. Ama bunlar bir birine benzemezler. Bir başka anlatışla ve anlayışla, bu varlıklar yani akisler, mana aleminin vücud verilmiş remizleridir. Yani mecaz sembolleridir. Temsili gibidir. Bu yüzden alimler mecazlar ve semboller hakikatin perdeleri olduğu gibi bir yönden de köprüleridir buyurmuşlardır.

Çocuk babasının sırrıdır. Azdan çoğu anlamak, parçadan bütünü bulmak, izden eseri görmek, buğday tanesinden ambarı veyahut sebebin ardında müsebbibi bilmek hikmeti anlamak içindir.

Bu akislerin aslının bir mahzeni ve bir madeni vardır. O madenin mahzenin anahtarı İse hakkın kudret elindedir. Ama bu dünyada insana kabiliyetince verilen anlayışındadır. Yüce Hak dilediğine takdir ettiği miktarda buradan verir ve alır.

Bu sınırsız madenlerdeki lütuflar, kahırlar ve ihsanlar salt manalardır. Yani sağlık sıhhat, rızık, iman, aşk, ilim, hayat, güzellik, fakirlik, zenginlik, varlık, yokluk ayanı sabiteler halindedirler. Yüceliklerine göre saf halindedirler. Ancak ve ancak Yüce Hakkın izinle yani yüce bir emirle oradan gelir bu dünyada bir şekilde onda bunda görünürler.

Bu manalar her şeyin kabınca mukayyet zaman için bir kalıba verilir ve görünür nihayetinde isteyerek istemeyerek te olsa geri döndürülürler. İnsan bunların içinde misyon itibari ile yüce mana taşır. Canlı cansız herkes bu akislerin manasını yani aslını taşır. Ama bu kalıbların hepsi bu dünyada fanidir yani geçicidir.

Bu durum kıyasla suya aks eden bir ağacın, ayın, yıldızın veya güneşin görüntüsü gibidir. Güneş karanlığa gömüldü mü suda aksi kalmaz. Ancak güneş batmadı kaybolmadı ama kıyamete dek var. Gece dolunay ortaya çıkınca suya akseden ay da aynıdır. Gündüz olunca suda ayın aksi yoktur. Ama bu bize bir düşüncedir verir. Yani bir şeyi anlamak için anlatmak içindir.

İşte tersine nal izlerine benzeyen anlayış şekli burada kendini gösterir. Burada pek ince anlaşılması gereken ters bir müşkül var ki bunu anladın belledin mi hayat atlasının nur düşüncesinden yapılı kumaşının ipini tutarsın.

Bu güneşin ve ayın anlatılan akis örnekleri varlık alemindeki suya vuran akislerdir. Ama daha öte bir irtifa anlayış ister ki oda şunu farketmek ayırmaktır.

O da şudur; Mana aleminin varlık alemine (aksi) aksi başkadır. Varlık aleminin sudaki aksi ile mana aleminin varlık alemine aksi başkadır. Orası başka bahistir burası başka bahis. İnsan bu remizden işaretlerden yani ayetlerden uyanıklığı nispetinde gerçek bilgiye ulaşır. Ne kadar uyanık o kadar nakit elde edersin.

Ama mana alemine nispetle o ay bu ay değil, keza bu güneşte oradaki yani hakikat alemindeki güneş değildir. Sınırlılık aleminden sınırsızlık alemini ölçmek tasavvur etmek mümkün değildir.

Ancak örnekle ve kıyasla delil getirilebilir. İşte varlığa, sınırsızlık aleminden yansıyan akislerde bu işaretler semboller şeklindedir. Ama bize eser gibi görünen akisler semboller işaretler asla aslına benzemezler. Asıl başkadır. Eser başka.

Bu aslın varlığa yani akislere benzememesi hali, bir buğday tanesinden birinin buğday ambarını anlamasına bulmasına benzemez. Yahut bir avcının ceylanın ayak izinden takiple ceylanı yakalamasına benzemez. İşte bizim anlatmak istediğimiz sıhhatin vücut bulmamış kalıbsız halidir yani mana halidir. insanda şekil bulmuş haline benzemez. İnsan meniden yaratılmış ama meniye benzemez gibi…

Hz. Pir bu benzememezliği şöyle izah eder. Ekmek buğdaydan olmuştur ama buğdaya benzemez. Meyve ağaçtan meydana gelmiştir ancak hiç bir ağaç meyveye benzemez. Şeytan ateşten yaratılmıştır ama ateşe benzemez. Daha özetle Adem topraktan yaratılmıştır ama toprağa benzemez... Hasılı hiç bir asıl esere benzemez siz bunun aslını bilemesiniz buyurur.

Burada insana isabet eden yomluluk ya da yomsuzluk hali, o mekânsızlık âleminin bir aksinden ibarettir. Hz Mevlana bu hususu çok güzel izah etmiştir.

Başımıza gelen her şey yani bir suçun veya bir iyiliğin karşılığının mükâfatı ve mücezatıdır demiştir. Yani çektiğimiz ceza yaptığımız bu suçun karşılığıdır şeklinde ifade eder. Ama çoğu insan bunun neden niçin hangi suçtan yada ihsandan olduğunu sebebini bilemez. Ancak hakkın diledikleri bundan müstesnadır...

HER İNSANIN BİR ANLAYIŞI VARDIR

Nasıl ki kainatın durduğumuz alçak yerden yükselen gökyüzüne doğru ayı güneşi yıldızları felekleri ve bilinmeyen daha öteleri varsa, İşte İnsanda da her anlayışın ayrı gökyüzü bir ayı yıldızı güneşi ve felekleri vardır. Biz buna insanın gaybı diyoruz. Hepsi insanda mevcuttur. Her insan kendi gaybını anlayış, biliş, buluş ve ifade edişle, ona göre değerli ve değersiz olur. İnsanın kendi içindeki gayb alemi buna benzer.

İnsanın anlayış alemini böyle düşünülür ve ifade edilir. Çünkü varlık aleminin remizlerinden, sembollerinden özetle işaretlerinden İnsanda kendindeki gökleri ve içindekilerini ziyadesiyle de ötesini bulur.

Herkese kendi gaybını anlayışla bulma kabiliyeti verilmiştir. Her kez uyanıklığı nispetinde varlığın görünüşüyle kendi içindeki ayı yıldızı ve güneşi arar. Buna nispetle gaybını anlar bulur tanır fark eder.

Alimler bu anlayış buluş usulünü halini bir atın ayağına tersine çakılmış nal izlerine benzeten örnekle ifade ederler. Zira alem tersine çakılı nal izleriyle doludur. Kim daha ziyade uyanıksa yahut uyanıklık bilgisi verilmişse odur en güzel anlayışa yakın bilgiye sahib olan.

İşte bu manalar bu cihanda sadece insanda cem edilmiştir. Yani insan bu manaların numunelerinin verildiği emanet edildiği bir varlık olarak yaratılmıştır. Diğer varlıklar ise sadece manaların bir yüzü vardır. Diğer varlıklarda bu anlayış idrak ediş arayış yoktur. O yüzdendir ki onlar tek anlam ve şekil taşırlar. Velev ki Hak başka mana onlara yüklemesin.

MANA VE KALIB

İnsan maddi ve mana aleminin küçük bir örneğidir. İnsana bu yüzden alemin özü denir. Ama manaların aslı yani madeni ise Hak katındadır. İnsana ve cihana verilen bu isimler anlamlar manalar bu dünyada fanidirler yani bu cihan ve insan gelip geçicidir. Ama akıllı insan neyi arayacak sa içinde yani kendinde arayacak bulacaktır. Sağda solda aramayacaktır. Yoksa gulyabanilerin yani yol kesicilerin tesirinde kalır.

İnsan manalarla anlar manalarla yaşar. Manalarla bir anlam bulur olgunlaşır. Manalar bir gün bu isim yani bu kalıbların esaretinden nihayetinde kurtulur. Bu kalıblar ise yok olur. Geriye ise sadece mana yani manan kalır.

Hakka yücelen sadece güzel işlerin takvasıdır. Takva ise dünyada yapılan güzel iş ve amellerin manasıdır. O manada amelin ruhudur. İhlasıdır, sıdkıdır. Bu ihlas ve sıdk, ruhun yüzlerce güzel libaslarından sadece ikisidir.

Başka bir anlatışla kişinin hakka sunduğu amelinin içindeki imanı ve gönlüdür canıdır. Zati O canın akside budur. Orada geçerli nakitte budur. Zira cansız ve gönülsüz amel ölüdür. Hakka ulaşmaz. Orada nakit yerine de geçmez. Onun katına saf, ari temiz pak olan ulaşabilir.

O yüzden sufiler manalara değer verir ona yönelirler. Varlıkta manadan yokluktaki manalar madenini bulur öğrenirler. İnsanı yüceltecek olanda alçaltacak olanda yine bu manalardır. Zira bu manalar ölümsüzdür. Hiç değişmezler. Bugün bizdedir yarın başkasın da yaşanır. Eskiden de sonradan da bu hep böyledir.

İnsan öldükten sonra geriye ya iyi adı ya da kötü sanı kalır öyle anılırlar Bunun küçük bir örneğidir. Kış gider ama manası hep vardır. Bahar da geçer ama manası hep hatıralardadır. Ama bu hatıralar yarın birde bakarız ki gerçeğe dönüşür.

MANA RUH VE CİNSLİK

Her cins kendi cinsine çeker. Her cins kendi cinsini sever. Onunla ünsiyet eder. Manada da cinslik öyledir varlıkta da. Fikirde de böyledir. Ruhta da böyle. Nefste de böyledir. Yani her nefis ya da ruh kendi cinsinden olanı sever. İyi veya kötü insan kendi cinsiyle beraber olur anlaşır.

İnsan ne şekilde anılacağı kıymet bulacağı yada bulmayacağı taşıdığı anlama bağlıdır. İnsanın anlamını ise uğraşısı ve cabası ele verir. İnsan böyle anılır. İnsan ne gaye için düşünüyor, uğraşıyor caba sarfediyorsa insan odur.

Ekmek için uğraşıyorsa insan ekmektir. Hırs içinse hırstır. Şehvet içinse şehvettir. Üstünlük, kibir için ululanmak baş olmak için çalışıyorsa odur. Ama İman için çabalıyorsa odur. Hak için çalışıyorsa odur. Kötülük için çabalıyorsa odur. İnsan O düşünceden ve halinden ibarettir. İnsanın yüklendiği ve taşıdığı bu anlamlar yani manalar nihayetinde insanı ya yüceliğe ya da alçaklığa doğru götürür.

İnsanın amellerin manası mahşer günü insanın şahitleridir. Orada birer surete bürünür iyi ya da çirkin şekillerde insana görünür. Velev ki Hak izin vermemiş olsun. Hatta insanla konuşurlar. O gün iyinin de kötünün de hüneri ortaya çıkar belli olur. Yaptıklarımız, yapmadıklarımız, düşündüklerimiz yani niyetlerimiz yapmak isteyip yapamadıklarımızdan sorumlu olduğumuz gibi. Yaptıklarımız bizim eserimizdir. Ahiretteki kimliğimizdir.

Bu eserlerin ahirette ne şekillerde olacağı o gün belli olacaktır. Nihayetinde ise bütün manalar aslına yani sahibine doğru yücelir gider. Çünkü bütün manaların sahibi odur.

Dünyada bu manalar geçici olarak isimlere ve şekillere büründürülmüştür verilmiştir. Manaların ve isimlerin gerçek sahibi olan Hak, insan bir hiçken, kimseye vermediği kendindeki bu manaları sadece insanda toplamış mukayyet bir zaman ona vermiştir.

Yani insanı kendi manasından yaratmış ve yüceltmiştir. İnsanın bu manalarla hak katına yücelmesini istemiştir. İnsan bu manaların kıymetini bilmemiş aşağıların aşağısına düşmüş Rabbine karşı apaçık nankör olmuştur. Rabbim bizleri kendine inanlardan ve nurundan kılsın. Amin

Ahmet DÜZGÜN

DİĞER YAZILARI Akıllı Yolcuya Notlar 01-01-1970 03:00 Büyük Resmi Görmek 01-01-1970 03:00 İlkeli Duruş 01-01-1970 03:00 Emeklilerin Zammına Farklı Bakış 01-01-1970 03:00 Çarşambada Sandığa Gelmeyen Seçmen 01-01-1970 03:00 İstikamet Sahiblerinin Yolu 01-01-1970 03:00 Tefrika 01-01-1970 03:00 Ak Partiye Navtex İlan Etmek 01-01-1970 03:00 Biz Dönmeyiz Yolumuzdan 01-01-1970 03:00 Kim Dönerse Dönsün 01-01-1970 03:00 Bağımsız Adaylar Hakkında 01-01-1970 03:00 Dar Anlayış 01-01-1970 03:00 Ahde Vefana Ne Oldu 01-01-1970 03:00 İhtiyaç ve İnanç 01-01-1970 03:00 Sosyal Medya ve Modern Selefilik 01-01-1970 03:00 İnsanlık Gazzede Sıkıştı 01-01-1970 03:00 Berrak Göze ve Görüş'e Sahib Olmak 01-01-1970 03:00 Hatırlamak ve Hatırlatmak 01-01-1970 03:00 Ahmaklık İlleti ve Seba Kavmi 01-01-1970 03:00 İnananlar orta yolda birleşir 01-01-1970 03:00 Tarafını Seçmelisin 01-01-1970 03:00 Dünya İhtiyaçlarımız Putlaşmasın 01-01-1970 03:00 Sen Önce Kendi Yüzünü Gör 01-01-1970 03:00 Hz Mevlanaya Göre Görüş Sahibi Olmak-2 01-01-1970 03:00 Hz Mevlana'ya Göre Görüş Sahibi Olmak 01-01-1970 03:00 Nacizane Tefekkürhane 01-01-1970 03:00 Duygu Kalpazanları 01-01-1970 03:00 Hz Mevlânâ Celâleddîn-İ Rûmî hikmet dolu sözler 01-01-1970 03:00 Piyasada Şok Etkisi Yapacak Bir Ücret Tespiti Elzemdir 01-01-1970 03:00 Cumhur Abi 01-01-1970 03:00 Kısmet Görenedir 01-01-1970 03:00 Fikir ve Düşüncelerimizin Doğduğu Yer 01-01-1970 03:00 Milli öngörü ve veri bankacılığı sistemi 01-01-1970 03:00 Şehvet Sarhoşluğu 01-01-1970 03:00 İnsan Noksanını Tamamlayan Varlıktır 01-01-1970 03:00 İnsanın İhtiyaç Anlayışı 01-01-1970 03:00 Seviyesiz Ortamlardan Kaçmak 01-01-1970 03:00 İyilikle Anmak ve Anılmak 01-01-1970 03:00 Dalgınlık ve Dirilik Alemi 01-01-1970 03:00 Uyutan Bilgi İle Uyandıran Bilgi 01-01-1970 03:00 Aczimizi Bilmek 01-01-1970 03:00 Hayvanlar boğazdan insan kulakdan beslenir 01-01-1970 03:00 İnsan-I Gafil Ve İnsan-I Kamil 01-01-1970 03:00 Dünyada İkinci Kez Doğmak 01-01-1970 03:00 Yem Ve Tuzak 01-01-1970 03:00 Akıl Ve Ziya 01-01-1970 03:00 Akıllıların düşmanlığı cahillere iyiliktir! 01-01-1970 03:00 Hz Mevlana Nın 748 Vuslat Yıl Dönümü 01-01-1970 03:00 Ahmaklığın Karanlığı 01-01-1970 03:00 Labirentteki Peyniri Bulmak 01-01-1970 03:00 Akıl ihtiyarı ve vücud ihtiyarı nı anlamak! 01-01-1970 03:00 Mustafa Tatcı Hocamızın Yunus Emre Gayretini Anlamak! 01-01-1970 03:00 His Nuru İle Hak Nuru 01-01-1970 03:00 Ey hüznüm! Nedir senin derdin 01-01-1970 03:00 15 Temmuzun Gerçek Ve Sahte Kahramanları 01-01-1970 03:00 Mustafa Tatcı Hocamızı Tanımak 01-01-1970 03:00 Mesnevî' den Kısa Notlar Ve Açıklamalar – 1 01-01-1970 03:00 Eşyalar da Konuşur 01-01-1970 03:00 Lokma’dan Lokman’a 01-01-1970 03:00 İnsanın Hakiki Sermayesi Yokluktur! 01-01-1970 03:00 Hakiki Hayal İle Sahte Hayal! 01-01-1970 03:00 Para Kazanmak Ya Da Gönül Kazanmak 01-01-1970 03:00 Odaklanmak 01-01-1970 03:00 Toprak Sofrasından Gayb Sofrasına 01-01-1970 03:00 Ten Şişmanlığı İle Gönül Şişmanlığı 01-01-1970 03:00 Huzur ve Hazret Hakkında 01-01-1970 03:00 Aklın Başa Gelmesi! 01-01-1970 03:00 Biraz da Canımızı Tanıyalım 01-01-1970 03:00 İnsaflı Olmak 01-01-1970 03:00 Anlayış Ve Ayırd Ediş Kabiliyeti- 2 01-01-1970 03:00 Ayırd Ediş Ve Anlayış Kabiliyeti -1 01-01-1970 03:00 Varlık Ve Yokluğu Anlamak 01-01-1970 03:00 Anlamlarımız Duramıyor ve Dinlemez! 01-01-1970 03:00 Akıllı Akıl İle Akılsız Akıl 01-01-1970 03:00 Hep İçimizdeki Öküz Yüzünden 01-01-1970 03:00 Anadolu İrfanı Ve Hz Harakani K.S - 2 01-01-1970 03:00 Ödünç Bir Hayatımız Var 01-01-1970 03:00 İlahi Akıl İle İnsani Akıl 01-01-1970 03:00 Anadolu İrfanı Ve Ebul Hasan El Harakani Ks Yi Tanımak 01-01-1970 03:00 Savaş Türklerin İşidir! 01-01-1970 03:00 Bedenin Duyguları Ve Ruhun Duyguları! 01-01-1970 03:00 Dürüstlük Kazanır 01-01-1970 03:00 Cennette Hayal Tablonuz Olsun 01-01-1970 03:00 Yol Gulyabanileri 01-01-1970 03:00 İnayet Ve İhsan Beklemek 01-01-1970 03:00 Beden Gözü İle Can Gözü 01-01-1970 03:00 Geylani Hz 'den İkaz Ve Nasihatler 01-01-1970 03:00 Her cins kendi cinsi ve zevkiyle beraberdir 01-01-1970 03:00 Huzursuz İnsan 01-01-1970 03:00 Arif Olana Bir İşaret Yeter 01-01-1970 03:00 Manalar Ve Kavramlar Varlık Ve Mana 01-01-1970 03:00 İmansızlığın Ve Dinsizliğin Cinneti! 01-01-1970 03:00 Dünya Sağlıkda Sınıfta Kaldı! 01-01-1970 03:00 Anlama Kuvvetleri Ve Mertebelerini Tanımak 01-01-1970 03:00 Noksanlarımız ve Dualarımız 01-01-1970 03:00 Dert de Hak'dır Deva da Hak'dır! 01-01-1970 03:00 Maddi Ve Manevi Sebebler 01-01-1970 03:00 Krizi Fırsata Çevirmek 01-01-1970 03:00 Azgınlaşmak Ve İlahi İkaz 01-01-1970 03:00 İnsan Hakkında Alimlerin Görüşleri! 01-01-1970 03:00 Varlık alemi ve gayb alemi yaratılmıştır! 01-01-1970 03:00 Attığın Zaman Sen Atmadın 01-01-1970 03:00 Bakış, Görüş Ve Anlayış 01-01-1970 03:00 Düşünmek Ve İbret Almak 01-01-1970 03:00 İnsani Huy Ve Hayvani Huy 01-01-1970 03:00 Yetemanın Hakkını Verin! 01-01-1970 03:00 Evin Anahtarlarını Şempanzeler Kaparsa 01-01-1970 03:00 Mukaddes Bir Hayal İçinde Başka Hayaller Peşindeyiz 01-01-1970 03:00 Ruhun Garip Yolculuğu 01-01-1970 03:00 Nafakasının Azlığı Yüzünden Padişaha Kızan Köle 01-01-1970 03:00 Şeytan'ın Tahammülsüzlüğü 01-01-1970 03:00 Doğu Türkistan Ve Türkiye’nin Tavrı 01-01-1970 03:00 Kimse kimsenin ayıbını örtmüyor! 01-01-1970 03:00 Cennette bir hayal tablon olsun! 01-01-1970 03:00 Dine Olan Kin Lezzet Haline Gelirse! 01-01-1970 03:00 Mana Ve Surete Bakış 01-01-1970 03:00 Tesir Ve Eser 01-01-1970 03:00 Karmaşa Ve Hakikat 01-01-1970 03:00 Mecnun Ve Devesi 01-01-1970 03:00 Düşünmek ve İstidat 01-01-1970 03:00 Bakış Açısı 01-01-1970 03:00 “Kıssa, mesel” ve “maksad” 01-01-1970 03:00 Halkın Talepleri Ve Seçimin Sonucu 01-01-1970 03:00 Görünmeyeni Görmek! 01-01-1970 03:00 Uyanık Olmak! 01-01-1970 03:00 Abdestli Bürokrasimiz Ve Mağdur Vatandaş 01-01-1970 03:00 Kin Kardeşliği Ve Din Kardeşliği 01-01-1970 03:00 Gönül Ve Nefsin Farkı 01-01-1970 03:00 Olgunluğun yegâne sahibi 'Hak’tır ve insanın olgunlaşmasını ister! 01-01-1970 03:00 Kendi kendine kasd etmek! 01-01-1970 03:00 Ümmetin Asra İz Bırakan Lideri: Prof. Dr. Necmeddin Erbakan 01-01-1970 03:00 Eyüb'ün Tavukları 01-01-1970 03:00 Gönül belediyeciliği eylem adamı olmakla başlar! 01-01-1970 03:00 İman, ayırd etmek taraf tutmaktır.. Din ehlini kin ehlinden ayırt etmektir 01-01-1970 03:00 Hak Tabiatı İle Ten Tabiatının Görüşü 01-01-1970 03:00 İyi İle Kötü Huyların Savaşı 01-01-1970 03:00 Bakış ve görüş 01-01-1970 03:00 Ateşin oğulları, suyun oğullarının düşmanıdır! 01-01-1970 03:00 Adı Hasan huyu da hasendi! 01-01-1970 03:00 ''Gönül'' Belediyeciliği 01-01-1970 03:00 Aslın neyse seni çeken odur! 01-01-1970 03:00 Hz. Mevlâna’nın Akıl Hakkındaki Görüşleri 01-01-1970 03:00 Yokluk yolunun yolcuları çok iyi bilirler ki ‘’Yol sevgiliden ibarettir’ 01-01-1970 03:00 Emanete hıyanet etmek! 01-01-1970 03:00 Teamül Ve Temayül 01-01-1970 03:00 Aday Adayların Evsaf ve Düşüncesi 01-01-1970 03:00 Maksadı Ve Meramı Anlamak 01-01-1970 03:00 Taban Hizmetkârı Belediye Başkanı Aranıyor 01-01-1970 03:00 Cins Oluş ve Cinsiyet 01-01-1970 03:00 İdeal bir belediye başkanı! 01-01-1970 03:00 Sabredenleri Müjdele! 01-01-1970 03:00 Gerçek Dostluk Yokluk Günlerindeki Dostluklardır 01-01-1970 03:00 Üstünlükler Ve Hallerin Değişmesi Hak'tandır 01-01-1970 03:00 İnananların İmtihanı 01-01-1970 03:00 Gözler Kör Olmaz Lakin Kalbler Kör Olur 01-01-1970 03:00 Yeni Dönem ve Gençlik Erozyonu 01-01-1970 03:00 Nice Elbiseler Gördüm İçinde İnsan Yok 01-01-1970 03:00 Ölümsüz eserler ve fikirler hakkın bakış ve görüşünden doğar 01-01-1970 03:00 Mazlumun kuruyan dudağına söyleyin gülsün! 01-01-1970 03:00 Ekmekle Gelişen Ve Büyüyen Hayat Ekmek İster 01-01-1970 03:00 Hak Ve Batıl’ın Mücadelesi 01-01-1970 03:00 İşte rahmetli Erbakan hocamızın unutulmayan ölümsüz sözleri! 01-01-1970 03:00 Vatandaşların Nüfus Ve Tapuda Yaşadığı Sorunlar 01-01-1970 03:00 Kalblerinde Maraz Olanlar 01-01-1970 03:00 İnsanların En Hayırlısı İnsanlara Faydalı Olandır 01-01-1970 03:00 Kendimizi Tamamıyla Dünya İşlerine Verdik 01-01-1970 03:00 Anlamlar Sebeplere Eğreti Olarak Verilmiştir 01-01-1970 03:00 Hak ölümsüzdür! 01-01-1970 03:00 Zorlaştırmayın Kolaylaştırın 01-01-1970 03:00 İman ayırd etmektir taraf tutmaktır! 01-01-1970 03:00 Yolun Yalancıları Ve Yabancıları 01-01-1970 03:00 İnsanı yücelt ki devlet yücelsin! 01-01-1970 03:00 Neseb Bağını Yeniden Kurmak 01-01-1970 03:00 Hakikatler, Bulunduğu İsmin ve Kalıbın Manasında 01-01-1970 03:00 Belediyelerin Kat Adaletsizliği 01-01-1970 03:00 Değişmekte Zorlanıyoruz 01-01-1970 03:00 İstikamet Şuuru Ve 2019 Seçimleri 01-01-1970 03:00 Davasının Ve Milletin Adamı Olmak 01-01-1970 03:00 Tevazunun Ve Eşitliğin İktidarı 01-01-1970 03:00 Hazımsızlık Çekenlere 01-01-1970 03:00 İnsanların En Hayırlısı İnsanlara En Faydalı Olandır 01-01-1970 03:00 Değişimin Zil Sesleri.. 01-01-1970 03:00 Uyarıyoruz! 01-01-1970 03:00 Yarının Molla Kasımları 01-01-1970 03:00 Hak Yolcusunun Varlıkla İşi Olmaz 01-01-1970 03:00 Milli Görüş Tabanlılar AK Parti’den Neden Tasfiye Edildiler 01-01-1970 03:00 İdeal Belediye Başkanı 01-01-1970 03:00 Sırdan Surete 01-01-1970 03:00 Her Şey Dürüst Olmakla Başlar 01-01-1970 03:00 Yahudi Padişah Ve Hilekar Veziri 01-01-1970 03:00 Bu gidişle Kripto FETÖCÜ’ler ancak mahşerde çözülür! 01-01-1970 03:00 İstikamet Ve Handikap 01-01-1970 03:00 Milletin Zaferi 01-01-1970 03:00 Timsah Gözyaşları 01-01-1970 03:00 Sahte Kahramanlar 01-01-1970 03:00 Hayal Kırıklığı 01-01-1970 03:00 Kanadı Kırık Kuş 01-01-1970 03:00 El İnsaf Nuri Hocam! 01-01-1970 03:00 Kim Miyiz.!İşte Gerçek Kimliğimiz 01-01-1970 03:00