Ateşin oğulları, suyun oğullarının apaçık ve ezeli düşmanıdır. Bu düşmanlık Elest aleminden bugüne şeytanın insan secde etmemesiyle başladı. Dünyada Habil ve kabil ile günümüze kadar süregelen bu mücadele her koşulda ve zeminde halen daha devam etmektedir.
Hz Adem ile Şeytan arasında ki fark mukayese edilemeyecek derecede bir birine zıttır. Kısa bir örnekle arz dan arşa ve daha ötesine kadar zıtlıklar ve farklılıklar vardır. Birisi inatla alçaklığa doğru meyillidir. Kişiyi alçak aleme doğru çeker.. Diğeri ise insanı daha yükseklere yücelik ulvilik erdem yani ahlak alemine!..
Şeytan suçunu Hakka isnad etmiş kendinden bilmemiştir. Aksine babamız, Hz Adem ise yaptığı hatayı kendinde bilmiş ve görmüştür. Gerçekte erdem bunu görebilmektir. Bunu itiraf edebilmektir. İtiraf etmekle bir sucun bağışlanması umulur ama inad etmekle bağışlanmayı beklemek ahmaklıktır, beyhudedir.
İşte insanın gerçek anlamda insan olabilmesi olgunlaşması hatayı kendinde görmesiyle yani kendini kınamasıyla başlar. Bu mukayese en nihayetinde insanı öyle bir olgunluğa getirir ki. Ta ki hak ile batılın ayrıldığı çizgiyi görür ve bilir insan.
İnsan önce suçu kendinde görür başkasında değil. O yüzden olgun insan hatayı önce kimsenin üzerine atmaz...örter! Lain şeytan inadıyla edebi aştı azgınlaştı, Hz Adem babamız haddini aşmadı haddini bildi, utandı pişman oldu.. İşte gerçek edeb yani erdem burada başladı…
İnsan, edeb, ahlakla hataları örtmekle erdem sahibi olur. Yakmak yıkmak, alaya almak, iftira etmek, yalanlamakla, dışlamakla, suçlamakla değil. Çünkü bu vasıflar lain şeytanın vasıflarıdır. Öteki ise Ademin...Yaratılmışlar içinde Hz Ademin büründüğü elbise utanmak ve pişmanlıktı.. Lain şeytanın bürünmeye çalıştığı elbise ise Ululuk ve kibir taslamak.
Bu ateş anlayışının oğulları o günden bugüne mukayyet bir zaman şu veya bu kalıbta soylarını devam ettire gelmişler üremeye de devam etmektedirler. Şu veya bu kalıblardan maksad, her biri aynı amaca hizmet ettiği halde farklı farklı şekillerde ve fikirlerde görülen kalıpların muhteviyatını oluşturur. Uzun bab vesselam.
Şeytanın hammaddesi yani aslı ateştendir. Ve ateşten yaratılmıştır. Ateşi ise ancak su söndürebilir. Bu ateşin yeryüzünde varlığa yansıyan en belirgin iki türlü aksi ve tesiri vardır... Birisi şehvet ateşi, diğeri ise yakan yıkan bildiğimiz ateş.. Şehvet ateşi su ile söndürülemez. Ama bu ateşi suyla söndürmek mümkün..
İlk insan,yani hakikatteki insan İse Hakkın nurundan yaratılmıştır. Şeytanın ve şeytanlığın ateşini ancak ''NUR'' söndürür..
Batılı savunanlar,''Hak''kı kötü ve çirkin göstermek, için ellerinden geleni ardlarına koymuyorlar. Hiç bir şeylerini esirgemiyorlar.. Bu yolda mücadelelerini mukaddes addediyorlar. Güneşi balçıkla sıvamaya gayret ediyorlar.
Bunu da özgürlük ve erdem adı altında yapıyorlar. Böylelikle insanın etrafında prangaları yani baskı kafesini kırıp içindeki ''KUŞU'' özgür kılacaklarını hayatın gerçek anlamına ulaşacaklarını umuyorlar. İşte Hak ile batılın yol ayrımı bu ''KUŞ''u özgür kılma misalinde başlıyor!..
Bir kuş düşünün ki aslı, Hakkın nurundan yaratılmış, bir kuş da düşünün ki aslı cehennem ateşinden ...Mukayesesi bile akıllara zarar. Hakkın nurundan yaratılmış ''KUŞ'' inananların canı ve ruhudur.. Cehennem ateşinden yaratılmış olan ''KUŞ'' ise İnanmayanların nefsi ve canıdır! Ateşin oğullarının kinleri İslam’a ve Hakk’adır. İslam ise ''HAK HUYU''dur... Bunu bilmiyorlar! O nur hiç, gürültüyle ,alkışlarla susturulabilir mi..
Onların bu kuşlarını özgür bırakmaları boş bir zan ve hayalden ibarettir. Bu anlayış görüş insanlığa asla mutluluk ve huzur getiremez. İnsanlar nefs ve arzu kuşlarını sorumsuz özgürlüğe teslim ettiklerinde cehalet nefsle arkadaş olur tendaş olur. Cinsiyet kalkar edeb haya yok olur... Saygı ve sevgi hep şehvet gereğidir. Gönül ve ruh dili gider. Ten dilleriyle nefsin dilleri bir yaşayış anlayış halini alır ki.. Bu bu manzara da Afrika serengeti ormanların da yaşanan tablo gibidir.
Özetle ve küçük bir kıyasla, bildiğimiz şu kıskançlığa ve hırsa, şehvete özgürlük verirseniz, ona ilahi yasalarla gem vurmazsınız beşeri kanunlarla bunu ne zamana kadar kontrol altına alabilirsiniz. Mümkünü var mı bunun.. Bu ateş nice kavim ve insanı yaktı kül etmedi mi..
Hakka inanmayanlar ,İnananları baskıcı bağnaz, yobaz, çağ dışı ilimden fenden bi haber yaratıklar gibi görüyorlar..! İnananları görünce Rahatları kaçıyor.. Huzursuz oluyorlar! Şeytan çarpmışa dönüyorlar ....:Keza öyle değiller mi?
Geceleyin yol alan kervana ay ışığında havlayan köpekten ne kervana nede Ay a ,hiç bir ziyan gelir mi....! Kervan ve Ay kendi yoluna devam eder gider... köpeklerde kendi yoluna ...Bakalım sonu neye varır bunun.?
Yeryüzündeki ateşin oğulları ,İslam güzel görünmesin kötü gösterilsin.. bunun için ne gerekiyorsa yapılsın diye gizli gizli odalarda binlerce projeler üretiyorlar sonrada bu ürettikleri projeleri yeryüzünde Türkiye’de, Suriye’de ve özetle her yerde gibi uygulamaya çalışıyorlar...
DEAŞ gibi daha nice sapık fırkalar kurup.. İslam’ı basında bol bol kesilen kafalar ,pazarlarda satılan kadın köleler, cariyeler, gibi bir anlayışmış yaşayışmış gibi göstermeye çalışıyorlar.. Hâlbuki bu onların çoğunun İlhamını VEHM''lerinden aldıkları bir İslam anlayışıdır. O nerede bu nerede...Korktukları bir anlayıştır. Hiç bir yarasanın güneşi sevdiği nerede görülmüş...Aksine kaçar da ondan gündüzleri mağarada yaşar.
Yarasaların en mutlu olduğu huzur bulduğu yer karanlıktır. Bakmayın siz karanlığa ışık yakıyoruz biz demelerine.. Onları yaktığı ışığın.., hiç nurun yanında esamisi mi görünür mü.. kalır mı Yok olur gider..
İnanmayanların görünüşte salyalarıyla yaptıkları bu çirkin işler, kuduz bir köpeğin salyalı ağzıyla havlamasına benziyor. Bu salyalar onların ibadetlerinin ihlasıdır. Nişanıdır da aynı zamanda....
Ateşin oğulları Hakikati, aksine göstermeyi çok severler.. Karşılarında kim hakkı söylerse kendi kendilerini kinle yiyip bitirirler...Kükremeye başlarlar.. Sonunda da kazdıkları kuyuya kendileri düşerler...
Bu imansızlık hastalığının çaresi yoktur. Velev ki Hak dilemesin. Çünkü bu ateş suyla sönmez.. Yüce Allah zamanı gelir herkesi ve her şeyi aslına nursa nura yani cennete ,ateşse ateşe yani cehenneme dönüştürür..
Allah (cc) sonumuzu Hayırlı etsin. Nur cinsinden kılsın. Amin.
Ahmet DÜZGÜN