Akıllı insana bir işâret yeter. Taraf olmak tutmak ayırd etme kabiliyetimizi yani becerimizi gösterir. Çünkü tarafsız insan bertaraf olur.. Geçmiş siyasi tarihimiz bu gibi kararlarla hatalarla yanılgılarla dolu. Taraf olmamızda kararlarımıza tesir eden iki önemli etken var.. Biri inancımız diğeri ihtiyaçlarımızdır.. Ya bize ihtiyaçlarımız yön verecek yahut da inancımız yön verecektir.
İnsan aklının karar vermesinde gizli rol oynayan etkenlerden biri şüphesiz gönül bir diğeri nefsimizdir. Her iki taraf da '' aklı '' bir sebeb yahut sebebsiz vasıtalarla kendi tarafına çeker zorlar. Her ikiside aklın kendi emrinde olmasını kendi isteğine göre karar vermesini hareket etmesini ister. Bunların verdiği tüm kararlar birbirlerine zıd kararlar olduğu gibi zıd taraf bilgisini ve taraftarını oluşturur. Hak ile batılın savaşı işte burada başlar. Her iki taraf huzuru kendi anlayışında görür ve bilir..
Gönle göre iyi işin alâmeti, gönlün emin oluşu ve huzurlu oluşunda saklıdır.. Diğer yandan nefsin huzurlu oluşu ve emin oluşu ise insanın arzu ve hırslarına bir an önce kavuşmasında saklı. Bu iki ayrı huzur anlayışını nasıl anlamalıyız bu çok önemli..Yoksa çıkın işin içinden çıkabilirseniz.. O huzur başka bu huzur başka artık sen hangi huzuru istiyorsan ona göre kararını ver. Tarafını ona göre seç tut. Yetmez uğrunda birde gönüllü çabala. Acaba ben her ikisi arasında bir karar verebilirmiyim dersen proje üst akla yem oldun gittin demektir. Burası yaman bir ferzin bendtir. O yüzden inanan insan tarafını iyi seçmelidir. Sen peygamberin hangi tarafda ise o tarafa bak..o tarafı seç.. Çünkü o tecrübe görmüş kadim bir akıl vermiştir insana..
Birbirine taban tabana zıd bu iki anlayışın savaşı Adem atamızdan günümüze dek süregelen bitmeyen bir mücadelenin ta kendisidir. Bu iki zıd anlam bizim bakış açımız ve yol ayrımımızı ne olduğunu bize adamakıllı gösterir.. İnananlara göre insanın ahmaklığı yahutta akıllılığı burada ortaya çıkar. Ama dünya perestlere göre buradaki akılllılık tam bir akılsızlıktır. Ahmaklığın ise tam bir akıllılık olduğunu iddia ederler. Bununlada kalmaz tarafını tutar savaşır sektörünü ona göre kurarlar. Bizde onlarla ölene kadar mücadele eder dururuz işimiz bu. Kıyamete dek de bu mücadele sürecek çünkü emrolunduk..
Çoğu kişi nefsin huzurunu emin oluşunu tatmin oluşunu gönlün huzuru emin oluşunu birbiriyle karıştırır.. Akıllı karar verdiğini zan eder. Ancak bu kararında yanılgıya düşer büyük bir hata eder.. Nefsin huzurlu oluşu büyük bir aldanmadan ibarettir..Çünkü ömür çok kısa ve geçicidir.. Halbuki ölümsüz gönül, bunu bildiği için kısa ömürlü ve görüşlü nefsin emin oluşundan ve huzur buluşundan ondan şeytandan kaçar gibi kaçar.. Gözü dok insanın anlayışıyla gözü aç insanın anlayışını arasındaki bir tefekkür edin iyice düşünün.. Hayat sadece yemek içmek uyumak çiftleşmek üremek midir. İnsanın manası nerededir.. Gözü aç insan anlayışı eğer buysa hayvan anlayışı farkı nerededir insan nerede....
Zaten tüm felaketlerin huzursuzluğun başı burası.Her Şey yani bu savaş hep nefsin huzurlu olmak isteyişinden başlıyor.. Doyumsuz ve gözleri aç obur nefsin arzusu hiç biter mi. Daha fazlasını ister. Kanaat ve sabır onun en büyük düşmanıdır. Yokluğa açlığa göğüs geremez pes eder hemen isyan eder.. Çünkü onu yönlendiren dünya ihtiyaçlarıdır ona göre tarafını tutar.. Artık onun inancı ihtiyaçları olmuştur...ona göre karar verir..
İnsan nefsi sadece kendi rahatını huzurunu düşünür başka kimsenin değil.. Fedakarlık cömertlik huyu yoktur ki paylaşmayı sevsin.. Arzularına ulaşana kadar inad ve isyanla ayak direr...Onun imanı artık isyanıdır.. Bilinçsizce yapanların affı umulur lakin bilinçli yapanlara ne demeli...
İnananlar geçim sıkıntısı ve ihtiyaçlarına göre taraf tutmaz ona göre karar vermez. Kuran ve sünnete göre karar verirler. Dini temeli olmayan insana bu mana bu duruş nasıl anlatılmalı bilmiyorum. Vaaz ve kürsilerde anlatmakla insanı ikna etmek çok zor.. Anlatılsada anlamıyor sövüyor kızıyor.. Hülasa işimiz çok zor...
Din bilgisi temeli olmayan insan doğduğu zamanı ve hayatı ve anlayışını din sanıyor onu biliyor. O bugünü tanıyor o ortamın şartlarına kapılmış.. Sınamanın farkında bile değil. Ondan önceki insanlığın serüveni bilmiyor yahut bilmek istemiyor.. İzah etsen banane onlardan diyor sen bu güne bak diyor.. Sadece kendisinin bunu yaşadığını sanıyor.. Cennet dediğin zaman dünyadaki cenneti anlıyor arıyor..Halbuki bu dünyada sürekli huzurlu yaşayacağı bir yurd nede hayal ettiği bir cennet öyle kolay kolay var. Yok öyle bir yer dediğinde de ''izm'' lere dalıyor. vs.
Dünyada rahat yok canım kardeşim burası zahmet yurdu desen hemen nefs içi boşt söylemlerle karşılık veriyor. Soyanlar yiyenler hırsızlar emperyalistler vb. Çağın idrakiyle anlayışıyla uğraş mücadele et dur.. Ermeyenleri erdirmek,erlerin işi ve yolu,bu yolda sabırla mücadele etmek inananların huyudur. Rabbimiz hepimize katından bir anlayış ve yardımla yardım etsin...