DOLAR 0,0000
EURO 0,0000
STERLIN 0,0000
ALTIN 000,00
BİST 00.000
Ahmet DÜZGÜN
Ahmet DÜZGÜN
Giriş Tarihi : 11-09-2021 13:07

Mustafa Tatcı Hocamızın Yunus Emre Gayretini Anlamak!

Mustafa Tatcı hocamızın piyasaya yeni çıkan olgunlaşan son dönem eseri ''Yunus Emre Divanı büyük boşluğu dolduran emek ürünü bir eser. Daha önceki yazımızda dile getirdiğimiz gibi Yunus Emre Divanı mutlaka herkese özellikle genç kuşağa ulaştırılması, okunması, dağıtılması her ev ve okulda kütüphane de bulunması gereken tasavvufi ve irfani lugat bir şaheser.

Mustafa Tatcı hocamızın son birikimleri ve eserlerini mutlaka almak istifade etmek gerekiyor. Çünkü hocamızın farklı irfani ve arifane tarzı insanın sıkmadan anlayış idrak yolunu açıyor genişletiyor.

Biz dünyaya Allah'ı idrak etmek için bilmek ve sevmek, yani ona kul olmak için geldik diyen, Hocamızın 2008 de piyasaya çıkardığı Yunus Emre yorumları adlı eserindeki ön sözünde ki açıklamaları yokluk yolunun yolcuları ve taliplilerine belki yüzlerce sayfa ve ciltte öğreneceği gerçekleri yani ilahi hakikatleri kısa ve öz akıcı üslupla özetlemiş.. Hocamız önsözünde ''Yunus emre kimdir'' mesajı nedir sorusuna, yine Hz Yunus ve Niyazi Mısri'nin dizeleriyle cevaplar vermiştir. Akademik çevrede ki klasik yunus emre tanımı ve anlayışını yıkmış yerine Hakikat Yunus' unu ve onun dilini mesajını insanlığın farkındalığına ve gözlerinin önüne koymuştur.

Hocamızın bu uğurda eski yeni gösterdiği yahut göstereceği bütün gayretin bir Hak gayreti ve vergisi olduğuna inancım tam. Mustafa hocamızın kim olduğu ve derdini anlamak için önsözünden aldığım kısa alıntıları sizlerle paylaşmak gereğini hissettim.. Biz hocamızı yeni tanıyan dışarıdan bir muhibiyiz. Hocamız bir kusurumuz varsa cahilliğimize bağışlasın umuduyla.. Buyrun

İnsanı yeniden inşâ etmek! Zamanı âna getirmek, insanlığın fikirlerini, hayâllerini ve rüyâlarını tekâmül ettirmek, insanlığı süflîden alıp ulvîye taşımak, onu hakka, hakîkate hazırlamak, kulluk bilinciyle donatıp Allah’a lâyık hâle getirmek! Esasen peygamberlerin ve onların izinden giden kâmillerin misyonu da insanlığa mirâsı da budur.

Bu mirâs, putların ve putlaştırdıklarımızın kırılıp insanın hakîkatte yeniden inşâ edilmesi şeklinde özetleyebileceğimiz değerler manzumesidir. Başka bir şey değil!

Hz Yunus taklit değil, tahkikti. Bizim de tahkike dönmemiz gerektiğini, ilimden irfâna ; sûretten mânâya geçmemizi istiyordu. “Hakîkatin mânâsını şerh ile bilmediler!” diye ikâz ediyor efsâne bilgilerimizi havuza atıyordu. Gözü çobanda gönlü yabanda, adı müslüman gönlü keşişleri nefsini bilmeye çağırıyordu. “İlim ilim bilmektir, ilim kendin bilmektir!” diyerek gerçek ilmin nefsimizi bilmek olduğunu öğretiyordu.

Yûnus, önceki gelenlerin sonuncusu, sonraki gelenlerin ilkidir.

Bu ne demektir?

Evet hiç şüphesiz Yûnus, kendinden öncekiler gibi yaşadı, kendinden öncekiler gibi bir insan-ı kâmilin, bir mürşid-i hakîkînin eğitiminden geçti, fakat o, “İlk adım Yûnus idi adımı âşık takdım/Terk etdim ud u edeb şöyle haber bırakdım” diyerek aşk ile sülûk ederek vardığı nihaî noktada eski Yûnus’u ve adıyla beraber nefsî benliğini tarihe gömdü.

“Adın değiştirmeyenler bu yola gelmediler!” dedi ve adını değiştirdi. Önceki Yûnus’u sildi, yeni bir Yûnus olarak karşımıza çıktı. “İki kere doğmayan insanların hakîkatte ölü!” olduğunu biliyordu. İkinci kere doğdu ve bize turfanda haberler getirdi!

Yûnus Arapça bilmeyen bu gönül müslümanlarına da hakîkati Türkçe anlattı. Yûnus bu ümmîleri halktan Hakk’a, taklitten tahkîke davet ederken kendi dilleriyle “oku” gönderdi. Onlar da anladılar ve iyi birer “okucu” ve “okuyucu” oldular, gönül kitabından Türkçe okuyup mânâya geldiler. Hâsılı, Yûnus, hakîkati Arapça veya Farsça söyleyen önceki gelenlerin sonuncusu, sonraki gelenlerin de ilki oldu.

Nitekim o, gönlü ile beraber dilini de Hakk’ın rengine boyadı. Kendi içini yakaladığı makâmda Türkçe’nin de içini yakaladı. Anadili Türkçe’yi Hakk’ın ve hakîkatin dili hâline getirdi. Sonra döndü, gönlüyle birlikte vahiy onun kalemiyle gökten yere Türkçe indi; Türkçe'nin Cibrîl'i oldu.

Evde, sokakta ve pazarda konuşulan sözler onun kalemiyle göklere kanatlandı. “Dil hikmetin yoludur!” diye bayrak açtı, önümüzden gitti. Arkasından gelenlerin de üslûbu oldu, Yûnus! Arkasından gelenlerin de üslûbu oldu, Yûnus!

Erenler Yûnus’tan sonra hakîkati Türkçe anlatır oldular. Niyâzî-i Mısrî bu sebeple “Bu sözün Yûnus’u Mısrî değildir!” yahut “Niyâzî’nin dilinden Yûnus durur söyleyen!” dedi.

İzine basanlar biliyordu ki sulak bahçelerde yetişen “şeker kamışı” gibi şeker (=hakîkat) yüklüydü. Tapduk’un kovanında ballar balını bulmuştu. Sözleri, özünden süzülüp gelen süzme bal, tortusuz yağ gibiydi. Dilindeki bu letâfet ve nükte, yükünün şeker, bal yahut yağ (=Hak sırları) oluşundandı. Nâdânın anlamadığı bir nükte de şu idi ki bu aşk ve mânâ dilimizin kurucusu olan zat ümmî idi. Evet, bu kelimede hiç bir mecâz söz konusu değildi. O bir ümmî idi.

“Medreseler müderrisinin okumadığı aşk dersini” okudu ve gönlünü dil eyledi. Kendisi aradan çıkmış “Yaradan” kalmıştı; dilinden dökülen sözler Hakk’a aitti. Bu sebeple nefesinden kaleme dökülen her söz “ilâhî=Allah’a ait” oldu ve yine bu sebeple o, dilimizin gönlü, gönlümüzün dili oldu. Bu özelliğini şöyle ifade etti:

Ol dost bana ümmî demiş hem adımı Yûnus komuş

Dilim şeker gövdem kamış bu söyleyen nemdir benim

Bize yol yordam öğretti. “Dağ ne kadar yüce olsa yol onun üstünden aşar” diye ikâz etti, sevgi ve sabırla yolların nasıl aşıldığını bizatihi gösterdi. Yolları yola, çokları bire indirmeyi biz onun târifiyle öğrendik: Onun verdiği haberle adresimizi şaşırmadık! Bütün derdimiz var olmak içindi. “Kimde varlık var ise gitmez gönül darlığı!” diye ikâz etti, varlığımızdan soyunduk. Yolda yokluğa uğradık. Vehimden kurtulduk, kendi gerçeği ortaya çıktı. Benliğimiz bize döndü; sûretimiz öze döndü. “Ben bir âletim arada!” sözüyle irkilip vücûdu, vâhide verdik.

Verdiği ilhâmla sâzımız dile geldi. “Diledi göre yüzün işide kendi sözün” kavlince kendinden kendine söz oldu konuştu; göz oldu görüştü. Varlık defterinden benliğimizi onun nasihatleriyle sildik ve kendimizi onunla bildik.

Yûnus bir haber verir işidenler şâd olur

Gence uğrasam diyen izlesin eren izin

kavlince bu söze kulak verip işidenler, erenler izini izledi, şâd oldu, hazineye kavuştu. Her biri bir Yûnus oldu.ğü

Yunus bize Allah’ı öğretti!

Yûnus bize “Aslım Hak'tır şek değil” diyerek varlığın özüyle tanıştırdı. Durduğu yerin “Tûr”, gönlü tecellîye mazhar olmayanların işinin zor olduğunu öğretti. Bu sonsuz tecellînin “Hak” olduğunu; “Hak'tan başka bir nesnenin olmadığını” söyleyerek bizi ikilik med-cezrinden kurtardı.

Yaradan'ı orada, burada değil, içimizde aramayı öğretti. Nereye dönersek Onun vechini göreceğimizi, parmağımızın değdiği havanın, aldığımız nefesin, hülasa varlığı bir deryâ gibi saranın “O” olduğunu öğretti.

“Sen ve ben” denen yerde “Allah'ın olmadığını: “Gir gönüle bulasın Tûr/Sen ben demek defterin dür” diyerek Cenâb-ı Hakk'ın kâmillerin gönlünde tecellî ettiğini anlattı. “Her davâdan geçen kişinin Hak'tan yana uçacağını” müjdeledi. “Hak doludur iki cihân!” diyerek görünen ve görünmeyen her şeyin Onun eseri olduğunu bildirdi.

Yûnus Emre vücûd birliğini Türkçe anlattı.

Ve biz “Hak’tan ayrı ne vardır?” diyen Yûnus’la varlık ve eşyânın mâhiyetini anladık. Varlığa dışarıdan -anlamadan- bakarken onun sözleriyle içerden bakmayı öğrendik. dünyevî sıkıntılarla daralan gönlümüz onun zamân ve mekân üstü irşâdıyla genişledi. Binbir ihtirâs, şehvet ve kîn çamuruyla yoğrulmuş tabîatımızla çırpınıp duruyorduk. “Bu bendeki ben” diyenin “O” olduğunu öğretti, gönül darlığından kurtulduk. Ondan aldığımız küçücük bir ilhâmla göklere kanatlandık.

Yûnus bize sevmeyi öğretti!

O bize sadece dil öğretmekle kalmadı, sevgiyi de öğretti. Biz, Cenâb-ı Hakk’ın sevilince bilineceğini “Ol dost ile benim işim ölüp dahı bitmeyiser/ Bu niçe ola kim bite çün gönülde dost sevile” diyen aşk müderrisi Yûnus’tan öğrendik.

Hakk’ı gerçek sevenlere cümle âlem kardaş gelir” düşüncesini biz ondan öğrendik. Hak’tan ayruk ne vardır, kalma gümân (şüphe) içinde” diyen Yûnus bizi, karıncaya ulu (=Hak) nazarla bakmayı öğretti. O “Miskîn Yûnus gözün aç bak iki cihân dopdolu Hak!” diye Türkçe anlatmasaydı, anam, babam, atalarım ve dahi bütün Türkçe konuşanlar “eşyânın Hak ile kâim olduğunu” anlamayacaklardı.

“Düşmüş idim o kaldırdı, varlığın bize bildirdi” diyen Yûnus düşüp de doğrulanlardandı.

Varlığa düşenin nasıl doğrulacağını, kendinin Hak’ta ve hakîkatte nasıl uyanacağını biliyordu. “Yâ elim al kaldır beni/Yâ aslına erdir beni” diye niyâz ede ede kapıdan içeri girdi. Tecrübeliydi. Dönüp de düşenlerin dostu oldu.

Yûnus bize iki denizi birleştirenlerle yüz yüze gelmemizi sağladı! Gönlümüzle tanıştırdı! Nefsimizle barıştırdı. Toprağa, karıncaya, insana, eşyaya, Hak nazarıyla bakmamız gerektiğini anlattı.

Yûnus bize bilmeyi öğretti!

Gelenler bildi, gördü, buldu. Gelmeyenler ise ne bildi, ne gördü, ne de buldu. Gelemediler zirâ aşktan eser duymamışlardı. Onlara ölümlü olduklarını hatırlattı:

Ne gelmeğin gelmek durur ne bilmeğin bilmek durur

Son menzilin ölmek durur duymadın aşkdan bir eser

Kapıya kadar gelip de direnenlere, taşrada gezenlere, seyrân edemeyenlere hayıflandı.

Yûnus bizi teferruattan kurtardı. İnsanın, nefsinden Allah'a –kendinden kendine- yolculuk yapabilmesi için tek bir şeye ihtiyacı olduğunu söyledi:

Aşk!

“Ete kemiğe büründü, Yûnus diye göründü!” “Biz sevdik âşık olduk, sevildik maşûk olduk!” dedi kestirmeden gitti. Âşıkın sonunun mâşûk olduğunu öğretti. İnsanın kendini gerçekleştirmesi, noksanlıklarından kurtulup tamamlanmış bir varlık hâline gelmesi için aşktan başlaması gerektiğini söyledi. Aşksızları aşka davet etti. Hemen bir karıncaya ulu nazarla işe başlanabileceğini, aşksız olanların yabanda (=dağda) yırtıcı bir hayvan mesabesinde kalacağını söyledi.

Aşksızlara benim sözüm

Benzer kaya yankısına

Bir zerre aşkı olmayan

Belli bilin yabandadır

Nihâyet “İşitin ey yârenler” diyerek çok haberler verdi Yûnus.

Yûnus bir haber verir işidenler şâd olur

Gence uğrasam diyen izlesin eren izin

kavlince bu söze kulak verip işitenler erenler izini izledi, şâd oldu, hazineye kavuştu.Yorumlar kendi zevkimize göre yazılmıştır!

Şu da bilinmelidir ki Yûnus Yorumları kendi zevkimizin mahsûlü olup gönül kalemiyle yazılmıştır. Doğrusu şerhi yapılan şiirleri tekrar değerlendirecek olsak hiç şüphesiz yepyeni yorumlar ortaya çıkacaktır. Bu yorumlara katılıp katılmamak okuyucunun takdirine bırakılmıştır. Fakîr, bunları o andaki hâlet-i rûhiyyemiz ile değerlendirdiğimiz için yorumların değişebileceğini baştan kabul etmektedir. Nitekim Yûnus da “Cânım seni seveliden benim hâlim hâle döner” ifadesiyle âşıkların bir kararda durmadığını, hâlden hâle geçtiğini söylerken bizim de gönlümüzü okuyor gibidir.

*

Nihayet bu eserde hayâtımızın aslı ve hâsılı olan aşka ve irfâna yûnus'un penceresinden yeniden bakılmakta, âlemin ve âdemin hakîkati Yûnus’un tecrübelerinden hareketle anlaşılmaya çalışılmaktadır. Yûnus'un her biri ilâhî bir fermân olan nutk-ı şerifleri yangına düşmüş sînelere dermân olmaya devam etmektedir. Yûnus'un tecrübelerinden nasiplenen güzel gönüllülere aşk olsun vesselâm!

Allah bizi hocamızdan ve bilgisinden istifade edenlerden kılsın.Amin

 

NELER SÖYLENDİ?
@
Ahmet DÜZGÜN

Ahmet DÜZGÜN

DİĞER YAZILARI İlkeli Duruş Emeklilerin Zammına Farklı Bakış Çarşambada Sandığa Gelmeyen Seçmen İstikamet Sahiblerinin Yolu Tefrika Ak Partiye Navtex İlan Etmek Biz Dönmeyiz Yolumuzdan Kim Dönerse Dönsün Bağımsız Adaylar Hakkında Dar Anlayış Ahde Vefana Ne Oldu İhtiyaç ve İnanç Sosyal Medya ve Modern Selefilik İnsanlık Gazzede Sıkıştı Berrak Göze ve Görüş'e Sahib Olmak Hatırlamak ve Hatırlatmak Ahmaklık İlleti ve Seba Kavmi İnananlar orta yolda birleşir Tarafını Seçmelisin Dünya İhtiyaçlarımız Putlaşmasın Sen Önce Kendi Yüzünü Gör Hz Mevlanaya Göre Görüş Sahibi Olmak-2 Hz Mevlana'ya Göre Görüş Sahibi Olmak Nacizane Tefekkürhane Duygu Kalpazanları Hz Mevlânâ Celâleddîn-İ Rûmî hikmet dolu sözler Piyasada Şok Etkisi Yapacak Bir Ücret Tespiti Elzemdir Cumhur Abi Kısmet Görenedir Fikir ve Düşüncelerimizin Doğduğu Yer Milli öngörü ve veri bankacılığı sistemi Şehvet Sarhoşluğu İnsan Noksanını Tamamlayan Varlıktır İnsanın İhtiyaç Anlayışı Seviyesiz Ortamlardan Kaçmak İyilikle Anmak ve Anılmak Dalgınlık ve Dirilik Alemi Uyutan Bilgi İle Uyandıran Bilgi Aczimizi Bilmek Hayvanlar boğazdan insan kulakdan beslenir İnsan-I Gafil Ve İnsan-I Kamil Dünyada İkinci Kez Doğmak Yem Ve Tuzak Akıl Ve Ziya Akıllıların düşmanlığı cahillere iyiliktir! Hz Mevlana Nın 748 Vuslat Yıl Dönümü Ahmaklığın Karanlığı Labirentteki Peyniri Bulmak Akıl ihtiyarı ve vücud ihtiyarı nı anlamak! His Nuru İle Hak Nuru Ey hüznüm! Nedir senin derdin 15 Temmuzun Gerçek Ve Sahte Kahramanları Mustafa Tatcı Hocamızı Tanımak Mesnevî' den Kısa Notlar Ve Açıklamalar – 1 Eşyalar da Konuşur Lokma’dan Lokman’a İnsanın Hakiki Sermayesi Yokluktur! Hakiki Hayal İle Sahte Hayal! Para Kazanmak Ya Da Gönül Kazanmak Odaklanmak Toprak Sofrasından Gayb Sofrasına Ten Şişmanlığı İle Gönül Şişmanlığı Huzur ve Hazret Hakkında Aklın Başa Gelmesi! Biraz da Canımızı Tanıyalım İnsaflı Olmak Anlayış Ve Ayırd Ediş Kabiliyeti- 2 Ayırd Ediş Ve Anlayış Kabiliyeti -1 Varlık Ve Yokluğu Anlamak Anlamlarımız Duramıyor ve Dinlemez! Akıllı Akıl İle Akılsız Akıl Hep İçimizdeki Öküz Yüzünden Anadolu İrfanı Ve Hz Harakani K.S - 2 Ödünç Bir Hayatımız Var İlahi Akıl İle İnsani Akıl Anadolu İrfanı Ve Ebul Hasan El Harakani Ks Yi Tanımak Savaş Türklerin İşidir! Bedenin Duyguları Ve Ruhun Duyguları! Dürüstlük Kazanır Cennette Hayal Tablonuz Olsun Yol Gulyabanileri İnayet Ve İhsan Beklemek Beden Gözü İle Can Gözü Geylani Hz 'den İkaz Ve Nasihatler Her cins kendi cinsi ve zevkiyle beraberdir Huzursuz İnsan Arif Olana Bir İşaret Yeter Manalar Ve Kavramlar Varlık Ve Mana İmansızlığın Ve Dinsizliğin Cinneti! Dünya Sağlıkda Sınıfta Kaldı! Anlama Kuvvetleri Ve Mertebelerini Tanımak Noksanlarımız ve Dualarımız Dert de Hak'dır Deva da Hak'dır! Maddi Ve Manevi Sebebler Krizi Fırsata Çevirmek Azgınlaşmak Ve İlahi İkaz İnsan Hakkında Alimlerin Görüşleri! Varlık alemi ve gayb alemi yaratılmıştır! Attığın Zaman Sen Atmadın Bakış, Görüş Ve Anlayış Düşünmek Ve İbret Almak İnsani Huy Ve Hayvani Huy Yetemanın Hakkını Verin! Evin Anahtarlarını Şempanzeler Kaparsa Mukaddes Bir Hayal İçinde Başka Hayaller Peşindeyiz Ruhun Garip Yolculuğu Nafakasının Azlığı Yüzünden Padişaha Kızan Köle Şeytan'ın Tahammülsüzlüğü Doğu Türkistan Ve Türkiye’nin Tavrı Kimse kimsenin ayıbını örtmüyor! Cennette bir hayal tablon olsun! Dine Olan Kin Lezzet Haline Gelirse! Mana Ve Surete Bakış Tesir Ve Eser Karmaşa Ve Hakikat Mecnun Ve Devesi Düşünmek ve İstidat Bakış Açısı “Kıssa, mesel” ve “maksad” Halkın Talepleri Ve Seçimin Sonucu Görünmeyeni Görmek! Uyanık Olmak! Abdestli Bürokrasimiz Ve Mağdur Vatandaş Kin Kardeşliği Ve Din Kardeşliği Gönül Ve Nefsin Farkı Olgunluğun yegâne sahibi 'Hak’tır ve insanın olgunlaşmasını ister! Kendi kendine kasd etmek! Ümmetin Asra İz Bırakan Lideri: Prof. Dr. Necmeddin Erbakan Eyüb'ün Tavukları Gönül belediyeciliği eylem adamı olmakla başlar! İman, ayırd etmek taraf tutmaktır.. Din ehlini kin ehlinden ayırt etmektir Hak Tabiatı İle Ten Tabiatının Görüşü İyi İle Kötü Huyların Savaşı Bakış ve görüş Ateşin oğulları, suyun oğullarının düşmanıdır! Adı Hasan huyu da hasendi! ''Gönül'' Belediyeciliği Aslın neyse seni çeken odur! Bu Alem Tersine Çakılı Nal İzleriyle Doludur Hz. Mevlâna’nın Akıl Hakkındaki Görüşleri Yokluk yolunun yolcuları çok iyi bilirler ki ‘’Yol sevgiliden ibarettir’ Emanete hıyanet etmek! Teamül Ve Temayül Aday Adayların Evsaf ve Düşüncesi Maksadı Ve Meramı Anlamak Taban Hizmetkârı Belediye Başkanı Aranıyor Cins Oluş ve Cinsiyet İdeal bir belediye başkanı! Sabredenleri Müjdele! Gerçek Dostluk Yokluk Günlerindeki Dostluklardır Üstünlükler Ve Hallerin Değişmesi Hak'tandır İnananların İmtihanı Gözler Kör Olmaz Lakin Kalbler Kör Olur Yeni Dönem ve Gençlik Erozyonu Nice Elbiseler Gördüm İçinde İnsan Yok Ölümsüz eserler ve fikirler hakkın bakış ve görüşünden doğar Mazlumun kuruyan dudağına söyleyin gülsün! Ekmekle Gelişen Ve Büyüyen Hayat Ekmek İster Hak Ve Batıl’ın Mücadelesi İşte rahmetli Erbakan hocamızın unutulmayan ölümsüz sözleri! Vatandaşların Nüfus Ve Tapuda Yaşadığı Sorunlar Kalblerinde Maraz Olanlar İnsanların En Hayırlısı İnsanlara Faydalı Olandır Kendimizi Tamamıyla Dünya İşlerine Verdik Anlamlar Sebeplere Eğreti Olarak Verilmiştir Hak ölümsüzdür! Zorlaştırmayın Kolaylaştırın İman ayırd etmektir taraf tutmaktır! Yolun Yalancıları Ve Yabancıları İnsanı yücelt ki devlet yücelsin! Neseb Bağını Yeniden Kurmak Hakikatler, Bulunduğu İsmin ve Kalıbın Manasında Belediyelerin Kat Adaletsizliği Değişmekte Zorlanıyoruz İstikamet Şuuru Ve 2019 Seçimleri Davasının Ve Milletin Adamı Olmak Tevazunun Ve Eşitliğin İktidarı Hazımsızlık Çekenlere İnsanların En Hayırlısı İnsanlara En Faydalı Olandır Değişimin Zil Sesleri.. Uyarıyoruz! Yarının Molla Kasımları Hak Yolcusunun Varlıkla İşi Olmaz Milli Görüş Tabanlılar AK Parti’den Neden Tasfiye Edildiler İdeal Belediye Başkanı Sırdan Surete Her Şey Dürüst Olmakla Başlar Yahudi Padişah Ve Hilekar Veziri Bu gidişle Kripto FETÖCÜ’ler ancak mahşerde çözülür! İstikamet Ve Handikap Milletin Zaferi Timsah Gözyaşları Sahte Kahramanlar Hayal Kırıklığı Kanadı Kırık Kuş El İnsaf Nuri Hocam! Kim Miyiz.!İşte Gerçek Kimliğimiz
KÖŞE YAZARLARI TÜMÜ
NAMAZ VAKİTLERİ
Gazete Manşetleri
Yol Durumu
BURÇ YORUMLARI
  • KOÇ
    Koç Burcu
  • BOĞA
    Boğa Burcu
  • İKİZLER
    İkizler Burcu
  • YENGEÇ
    Yengeç Burcu
  • ASLAN
    Aslan Burcu
  • BAŞAK
    Başak Burcu
  • TERAZİ
    Terazi Burcu
  • AKREP
    Akrep Burcu
  • YAY
    Yay Burcu
  • OĞLAK
    Oğlak Burcu
  • KOVA
    Kova Burcu
  • BALIK
    Balık Burcu
ANKET OYLAMA TÜMÜ
E-Bülten Kayıt
ARŞİV ARAMA