Çoğu insan fidan dikmeyi çok sever. Kimi de o büyüyen ağaçta ki meyveyi seyretmeyi veya yemeyi. Ama Hakikatte iş başkadır. Kıyasla şu fidandan yani ağaçtan maksad meyvedir. Şu meyveden maksad ise aslında lezzettir. Elmanın tarifi bir şekli var ama şu lezzetin tarifi bir şekli yok! Bir birine zıt. Bu lezzet pek dile söze gelmez kimse bu konuya da değinmez. Halbuki en önemli kısmı yani hassa burasıdır. Bu konu öyle hassas ki, bize hem çok yakındır hem de çok uzak..! Hem faydalıdır hem tuzak.
Şu arazlar da cevher saklıdır. Yani topraktan gelişen büyüyen her varlıkta bir tarif edilemez çok cevherler var.Hepside gel beni ara bul anla demek ister. Zati arazdan maksad cevheri bulmaktır anlamaktır. İşte insanın marifeti yani bakışı görüşü burada başlar.
Aslında elmadan maksad elmanın lezzetidir. Yani elmanın, rengi şekli ağacı dalı ise teferruatıdır. Bizi hep meşgul eden taraf bu teferruat yönüdür. Ama nedense insan lezzet tarafına bakmaz düşünmez yönelmez.. Tadını alır geçer. Halbuki bu tadın içinde yani dahası ötesi bu cevherde nice işler saklı özetle katlı katlıdır. Bu katlar da birbirinden ve çoğu gözden saklıdır. Hakkın diledikleri müstesna..
Varlıkta gördüğümüz hakikatlerin çoğu yani cevheri bu teferruat kalıbların da saklıdır.Cevherlerin bu madde kalıblarından başka kalıblarda vardır. Özetle maksadı çevreleyen kalıblar maddi yönden olabildiği gibi manevi yönden de mevcuttur. Öyle ki sırra değin sonsuzdur bu kalıblar. Cevher asıldır ama şu arazları arizi..
Dünya pazarında uykuda olan istek ve arzular uyandığında gözü
sağa sola ilişir, insanı elmaya doğru çeker. Gider de insan elma alır yer..! Dünyadaki bütün alışverişler buna benzer.. Taneye koşan bir kuş misali gibidir insan..
Elmayı tarif edebilir görebilir, gösterebilirsin, yahut anlatabilirsin ama mesele bu değil.. Hiç Kimse elmanın lezzetini bir türlü göremez göstermez anlatamaz. Bunun gibi. Milyon kelimelerle tarife kalka insan yazsa yine de bu mümkün değil tarif edemez insan...
Bu lezzet öyle tarif edilebilecek şeylerden değil zira.. Kimse bu lezzeti tadı eline alamaz, teraziye koyamaz kilosunu gramını bilemez.. Çünkü lezzet latiftir gözle görülemez. Onun değeri gramı kilosu ile değil, derece ve fazileti iledir. Bu böyle olduğu halde lezzeti nasıl inkar eder insan mümkün mü bu.. tabi ki değil.. Lezzet vardır ama gösteremezsin..
Şu elma örneğinden maksad şudur; insanın bakışı bu lezzet tarafından olursa hayata ve varlığa böyle bakarsa şiar edinirse, bu cihetten meseleleri anlarsa, o insana hakikati anlamaya istidadı olan bir akıl ve göz verilmiş demektir. İşte düşünürse insan yani aklederse nimetlerde saklı olanı görür. Anlar..
Ama gel gör ki, biz elmayı lezzeti için yeriz ama hep aklımızda şekli ve kalıbı vardır hep onu hatırlarız. Kiminin aklı bu elmanın şekline kapılır meyveden başlayarak daldan, ağaca oradan toprağa kadar gider bakar. Kiminin aklı da lezzetinden başlayarak başka tarafa gider.
İşte bütün işlerdeki bakış ve görüş burada ikiye ayrılır. Bir bakış vardır bu ikisin başladığı yerde kalır.. Diğeri ise burada karar kılmaz ve kalmaz. Burada kalmayan ve karar kılmayan bakıştan bir örnek gerekirse, mukayyet zaman şu elmaya verilen ancak tarifi edilemeyen lezzetin ve tadın Hak tarafından bir nimet olduğunu bilmek inanmaktır. Özetle bu elmanın lezzeti onun canıdır. Diğer bir kıyasla bedende can neyse elmada lezzette onu gibidir.
Şimdi daha öte bir anlayış ve görüşle elmanın lezzeti canıdır ötesinde canı ise şükürdür. O şükür ise, şükrün sonsuz madenindendir ve madeninde ebedidir. Yüce bir emirle gelir ve gider. Yeryüzündeki bütün bu nimetler şükrün kalıblaşmış halidir. Bu yüzden nimetlere, mahmudeler de denir.! Bu nimetin canı yani şükrü bizi alır gerçek bilgiye götürür. Zira bu nimet Hakkın ayetlerindendir.
Bizi elmaya çeken ve sevdiren aslında onun lezzetidir. Ama biz bunu görmeyiz elmayı görür şeklini düşünür eksik yani nakıs bir bakışla onu biliriz. Canımız elma çeker. Yahut ayvayı çeker de öylece ayvayı yeriz! Şimdi sırasıyla dünyada lezzet aldığımız almadığımız ne varsa hepsini say dur sonrada düşün. Sonra meselelere böyle bak.
Aslında herhangi bir şeyi güzel ya da kötü gösteren, tatlı ya da acı gösteren ise onun manasıdır. Tatmadıkça bilemez insan. İki adet yeşilbiber düşünün ikisi de aynı renkte ama biri acı diğeri tatlı. Tattığında anlar insan. Ama görüldü ya işte aldatıcı görüşe örnekte buna benzer.
Mukayyet bir zaman bu cüzi manayı yani lezzeti kalıbın içinde saklarlar. Şekildeki bu güzellik çok kısa bir aldatmaca yaman bir ferzin benddir yani şaşırtmaca.. Bunlar varlıklara arizi olarak verilirler. Yani arizi sıfatların içinde hakiki sıfatların numuneleri saklıdır.. Kıyas götürmez ama acizane gerçeği anlamaya başlamak böle bir şey gibi ..
Özetle.. Dünyanın görünüşü ve dünya anlayışı, aslında göründüğü gibi değildir. Tam aksine ve tersinedir. Aksi ve tersine bakış anlayış insanda bir göz olduğu zaman, hadiselerin aslını anlar bilir insan.
Dünyada nimete dalarsa insan gaflet bulur, şükrüne dalarsa ahiret aleminde can bulur elde eder oda onun sonsuz varlığı yani hakikatte malı mülkü olur gibi... Bütün işlerin görünüşlerinin aslı varlık aleminde böyledir. Mana alemindeki akside buna benzer. Yahut başka misilleridir. Aslın ardında da başka bir aslı var ta ki sırra değin.. Ama insan bundan aciz ..Bir lezzeti, yani tatlıyı acıyı ekşiyi, bir kalıba koymak Yaratıcının sanatıdır. Hakkın işi ve sonsuz kudretidir.
Lezzeti saklamak için suret ve şekil var edilmiştir. Teferruatı tohumla yahut bir fidanla başlamış sonra ağaç olmuş, ağaçlardan, dallar meydana getirmiş dallarından da yapraklar o yapraklar ardında da meyveyi vermiştir. Meğer bütün bu işler ve sanat o maksadı yani o lezzeti gizlemek içinmiş gördün n anladın ya. İşte sır insana o kadar uzak değil ama bu kadarda yakın değilmiş..!
Şimdi insan bu dünya gözü yani anlayışı ile kısaca yerden havaya doğru meseleye bakarsa tabi ki önce tohumdan başlar sonra ağacı sonra dalı sonra yaprakları nihayetinde meyveyi, bulur görür.. Bu cüzi aklın görüşüdür. Herkeste mevcut olan akıl gibi..
İnanan İnsanın bir başka farklı bakışı daha var ki, bu bakış görüş, yerden değil yücelerdendir. Aslı Hakkın nurundandır. Ve hep yüceleri arar. Yüce bakışın aslı ise nurdur. Bu nurdan insana yansıyanı bakış görüş ise o nurun gölgesidir.
Buraya varlık alemine akseden ise sadece o lezzetin cüzi bir gölgesidir bunu öyle bil.. hakiki lezzetin gölgesinin dünyadaki gölge lezzeti buysa aslını bir düşün.. tabi ki tarifi imkansız... O nurun gölgesi olan şu tabiat güneşinden dünyaya akseden şu ışıkta buysa bu şekildeyse artık gerisini sen hayal et tefekkür et. Ama tasavvur etme. Zira orada yani bahiste dur emri var.. Yüce Allah yerlerin ve göklerin nurudur.
Yüce olan bakış ve görüşün yeri havadan görünen bir bakış değildir. Onun yeri yoktur. Yeri tarif edilmez o bir bilgiden ve alemdendir.. O da sırrın hikmetinden lezzetine, lezzetinden büründüğü kalıba sonra toprağa doğru yani gölgeye doğru bir bakıştır, görüştür. Dünya ehlinin çoğu ise hakikatin aksine gölge bakışla bakan ve kalan yaşayan insan gibidir.
Rabbimiz hepimizin görüşünü, irfanını imanını ziyadeleştirsin. Kusurlarımızı hatalarımızı günahlarımızı bağışlasın gazab etmesin.. Hilmiyle muamele etsin. Merhametiyle muamele etsin. Kafirlere zalimlere karşı bizi muzaffer kılsın. Amin
Ahmet DÜZGÜN
Suat ALTINBAŞAK
Hayızlı iken oruç tutulamayacağının Kur’an’daki Delilleri (1)
Ahmet SAĞLAM
ŞÜPHE VE KORKU
Seyfettin BUDAK
Neden iyi olan kaybeder!
Mehmet Nuri BİNGÖL
KIRMIZI İPEK ya da YEMİN
Hamdi TEMEL
Kirlenen Hava, Solan Hayat
Eyüphan KAYA
Ak Parti 23 yılda kendini ispat etti!
Adnan ÖZ
Samsunspor seriye bağladı!
Halil MERT
İngiliz+Abd Oyunları Bozulmalı…
Emine İPEK
Suskunluk: Kalbin Zarif Direnişi
Recep YAZGAN
Amentü’nün Diyalektiği
Vehbi KARA
Siyaset ve İnsanın Asli Vazifesi
Servet ZEYREK
Denge
Erol AYDIN
Kırık Kalpler Müzesi
Aydın BENLİ
Edebiyata Değer Katanlar Avukat Fatma Saçak Akbulut
Ahmet AYDIN
Bilir misin?
Hasan KARADEMİR
Bir Asırlık Çelişki
Gülay ÇETKİN
Bu okulda yaşananlarda siyaset mi var yoksa milli eğitimin duyarsızlığı mı?
Burhan BOZGEYİK
Bir İstanbul Serencamı Daha (1)
Nihat Güç
Gittikçe Bunalıma Batıyoruz
Mehmet BOZKURT
Kirli Ellere Artık Dur Demeliyiz!
Bedriye Arık ÇAMBEL
Dengenin Formülü
Mahir ADIBEŞ
Gaflet mi dalalet mi!
Özlem Gürbüz
Eğitimle Değişen Dünyamız
Songül KARAMAN
Her Güne Bir İyilik Sığdırabilmek
Ahmet Eren KURT
Pensilvanya’da Taht Kavgası
Doç. Dr. Özlem Özçakır Sümen
Nasıl Bir Eğitim Ortamı?
Recep Ali AKSOYLU
Lipton’un Çekilmesiyle Kuru Çay Üretiminde Yabancı Kalmadı!
Abdulkadir MENEK
Sumud Kahramanları
Ahmet DÜZGÜN
Putlarımız ve Perestlerimiz
Cevahir AYDIN
Yanlış Anladınız
Mesut CİHAT
Allah'ın Zatı ve Subuti Sıfatları
Durmuş TUNACIK
Hilafet Işığı
Aysun Rabia GÜLER
Ebabiller Akdeniz'de
Uğur UTKAN
Mustafa Kemal Atatürk’ün Şeriatla İlgili Düşünceleri
Fatih ORUÇ
Orta Vadeli Program (2026-2028)
Bülent ERTEKİN
Güzel ülkem, güzel vatanım
Zuhal GÜNDÜZ
Gündemiz: Küresel Sumud Filosu
Batuhan ŞUORUÇ
Şıracılar
Hüseyin KURT
Samsun’un Ses Karnesi
Mesut BALYEMEZ
SOSYAL MEDYA KEVAŞELERİ
Bilal Dursun YILMAZ
Her Şey Dâhil Vicdan
Oktay ZERRİN
Sokak Cümbüşcüsü Hasan Yarar'ın Ardından
Ziya GÜNDÜZ
Atasoy Müftüoğlu Ve Hiçliğin Kıyısında
Ravza ZEYBEK
Bulanlar Arayanlardır
Gündoğdu YILDIRIM
Komşuda pişer!
Aydan KURT
Farkında mısınız?
Asiye Tanrıöver TÜRKAN
Mahremiyet, insanın özgür iradesiyle var oluşu!
Mustafa ÖZEL
1. Sezon 3. Bölüm Yükleniyor
Zehra KINALI
Stratejik Ortaklık mı, Siyasi Çıkmaz mı!
Murat GÜLŞAN
Türk Milliyetçisinin Vicdan Muhasebesi
İsa ÇOLAKER
Aşık Veysel Şiirinin Renkleri
Fatma Nur ÖZCAN
Didar-I İkbal
Özhan KIZILTAN
Duvarların Ardında Filizlenen Hayat
Memiş OKUYUCU
Zübeyir Yetik’in Ardından…
Hasan TÜLÜCEOĞLU
Göbeklitepe'de HZ. İbrahim Silüeti
Denizay BÜYÜKDAĞ
Gazze’den Öğrendiğim İslam
Cahit KURBANOĞLU
Nefis nedir ve ne istiyor?
Ahsen Meryem SÜVEYDA
Onlar Kendilerini Biliyorlar
Fahri Urhan
Uyanık Olalım
Muhammed Rıdvan SADIKOĞLU
Vicdanın Yükselişi
Nesibe TÜKEL
Anne Hakkı
Denizay KONUK
Gözler Kör, Kulaklar Sağır Olunca; Başlar Öne Eğilirmiş
Mücahit GÜLER
Modern İnsanının Anlam Sorunu 1
Adem ÇEVİK
Türkiye Aile Meclisi'nden Ahlak ve Aile Koruma Çağrısı
Ergün DUR
ÖĞRETMEN
Hüseyin KAÇIN
Dindar neslin tanrı'sı yoksa dijital neslin tanrıları var!
Özlem AKYÜZ
Nereden geldiğini unutma!
Yusuf AKTAŞ
Köftenin kokusu kimleri cezbetti!
Emine AYDEMİR
Ateşle oynayan evliya Ateşbaz veli hazretleri
Tarık Sezai KARATEPE
Sen Yoksun Diye! Müjdecim!
Abdullah BİR
Fitne, Kaos, Suriye ve Suriyeliler’e Daire İki Kelam...
KÜLLİYEN YAZAR
Şşşşt Başkanım Sana Söylüyorum!
Süleyman GÜLEK
Küçük Lee İle Çekirgesi
Adnan ALBAYRAK ŞİMŞEK
MUHAFAZARLIK
Serkan GÜL
Çocukları +18 İçerikten Koruyun
Başyazı
Samsun’un sağlığıyla oynamayın!
Fehmi DEMİRBAĞ
ÇÖKÜŞ
Hacer Hülya KARADAĞ
Ayasofya'dan Sonra Mescid-İ Aksa'ya…
Tevfik DEMİR
28 Şubat Darbesine Dair Postmodern Notlar
Veysel BOZKURT
İnsan Beyni ve Kontrolü Bir Değerlendirme
Zinnur ŞİMŞEK
Bir Doğumun Ardından
Osman Çakmak
Eğitimin kıblesini batıldan batıdan çevirmek mecburiyeti!
KERİM YILMAZ
İlkadım'a damga vuracak başkan!
Adnan KARAKUŞ
Faruk Koca ve Batı Değerleri
Süleyman KOCABAŞ
Siyonist İsrail’in Koloniyal Jandarma –Polis Devleti Olarak Doğuşu
Şener Danyıldız
Trafikte Empati ve Sempati
Elif Ekşi ZORER
Güzellik
Orhan SARIKAYA
Direk Tehdit!
Saadettin BAYÇELEBİ
Sessiz Gemi
Yaşar BAŞ
Ormanlar Yanıyor Birileri Saçlarını Tarıyor!
Mahmut KURU
Aşk, Yine Aşk… Yine Aşk!
Ayhan GONCA
Fetö'den kurtulmanın tek yolu...
Hanife OKUTAN
Narsist Sapkının Kurbanı Olmayın
Hülya Bulut
Samsunlu Olmak Mı Samsun’da Yaşamak Mı?
Bukrenur YILMAZ
Keşkenin Halet-i Ruhiyesi
M. Burhan HEDBİ
Emekçinin elini öpen peygamber!
Prof. Dr. Adnan DEMİRCAN
Nasıl Ayağa Kalkarız!
Pınar HOLT
Kendini yeniden keşfet!
Ayhan ENGİN
Hazinemiz Ahlakımızdır…
Ahmet Kubilay
Ayvaz İnsan
Cuma YILDIZ
Cambridge’e Giden Aşk
Ahmet ÖZTÜRK
Hadi Türkiye, Dolar Düşüyor
Dursun Ali Tökel
Cinnet Buğdayları
Savaş UYAR
Varlığından Haberdar Olmadığımız Hastalığımız: Safsata
Ümit Zeynep KAYABAŞ
Güven Zor Bir Duygudur…
Nur DİNÇKAN
Udhiyyeden Kurbiyyete
Suat ZOR
ABD, Adana Mutabakatı Ve Suriye İle Nihai Çözüm
Sonradan Gurme
Beyaz Ev’de Yemesek De Olurdu
Ahmet Fatih AKKAŞ
Ferman!
AKASYAMSPOR
Yıldırımcı mıyız, Uyanıkçı mıyız!
Züleyha TUNA
Mevsimler Ve Sen
Ali KAYIKÇI
“Güldürmeyin” Bizi, “Sayın Hâkimler!..”/9
Gülay ALPAGUT
Cennet berat belgesiyle değil amelle kazanılır!
Hamza ÇAKAR
Çocuk Savaşçılar
Alperen CARUS
İttifaklar ve HDP çıkmazı!
Selma MEDENİ
Ne Hacet Seni Anlatmaya
Ankara KULİSİ
Çiğdem Karaaslan Çevre Ve Şehircilik Bakanı Mı Olacak!
MÜNEKKİT
Seçim Sonuçlarını Nasıl Okumalıyız!
Sıddıka Zeynep BOZKUŞ
Zahideler /Teyzeler
Kevser KARSLIOĞLU
Yeme Problemi Olan Çocuklar İçin Çözüm Önerileri
Selçuk KAYA
Yazık oldu!
Ali Haydar YILMAZ
Eğitimde fırsat eşitliği gelecek bahara mı!
Bedia YILMAZ
Ben de varım!
Levent BİLGİ
Fehmi Koru, Said Nursi Ve Susmak
İhsan ZORLU
Paralel Devletin Eli Postmodern Anarşizm!
Esat BEŞER
Gerger Gençliğinin Bayrak Sevdası
Nurettin VEREN
Japonya’daki G20 Zirvesinde, FETÖ’nün Üniversiteleri Konuşuldu mu!
Mehmet FIRAT
İlim Ve İrfanla Geçen Bir Ömür: Şeyh Esad El Çokreşi
Ahmet BEREKET
ABD temsilciler meclisinin kararına bir Bozkurt nidası ile gecikmeden cevap verelim!
Ali Can AKKAYA
İnanır, Sabreder Ve Gereğini Yaparsanız…
Hüseyin YILMAZ
Diyanet’in Atatürk’le imtihanı!
Oktay GÜLER
Merhaba!
Halil KÖPRÜCÜOĞLU
İslamiyet ile Tıb arasında problem var mıdır!
Atilla YARGICI
Kur’an’da Korona Var Mı?
Rukiye AYDIN
2022'de Kendime Bazı Tavsiyeler!
Osman KÖSE
Ahıska Türkleri Sürgün, Özlem Ve Gözyaşı
Ruhugül ZİYADAN
Hayrı harabat edilen Bafra!
Ali KORKMAZ
Eksik Organ Sendromu
Yücel EMRAH
Ben Muhammed...
İbrahim Yusuf ŞAHİN
Parçadan Bütüne, Kolaydan Zora Karşılaştırmalı Bir Dil Öğretim Yöntemi
Ebru AÇIKGÖZ
Taşların Gizemli Dünyasından Hayatınıza Renk Katan Mozaik Sanatı
EnesTANIŞ
Taşın Dediği
Muhyiddin SÜLEYMANOĞLU
14 Şubat Sevgililer Günü Üzerine Kalbî Bir Muhasebe
Mesut KÖSEOĞLU
Daha Ne Denir!
ACZ ZARİFOĞLU
Kırlarda Çiçekler Artık Bensiz Açacak…!!!
Muhammet ÜSTÜNER
Yeni Türkiye Düzeni
Meryem YİĞİT
Gitmek İsteyenler
İsmail OKUTAN
Gerçek Dostluğa Dair
Tolga TURAN
Maskın Ustası Özgür Maskeler
Bozkır KURDU
LÜTFEN BENİ CİDDİYYE ALMAYIN
Gülşen KILINÇER
Yeşilin Ormanına, Yatayına, Dikeyine, Her Türlüsüne Karşı Bunlar!
İlknur ESKİOĞLU
Neydik ne olduk allah'ım!
Adem MUTLU
Engelleri Aşıp Hedefe Ulaşmak!
Zelal ALPASLAN
İnsan Terazisi
Ömer KARAMAN
Sevgili Öğrencim…!
Ümit AYDIN
Partilerin Kaderi Mahalle Başkanındadır!
Ahmet Doğan İLBEY
Kemalist Gençliğin Çanakkale Şehitliğinde “Kadeş” Rezaleti!
Önder GÜZELARSLAN
İsraf Bir İnsanlık Suçudur!
Mehmet ÖZÇELİK
Altılı masa aday belirleye dursun atı alan üsküdar'ı geçti!
Gülhanım CAN
Eti Senin Kemiği Benim
Levent ERTEKİN
Fakir Halkın Bağışladığı 350 Uçak
Okan KARAKUŞ
Osmanlı Devletinde Ramazan Gelenekleri
Gülay YILMAZ
Sus çarpılırsın!
Bahar ARSLAN
Hakikati Algımıza Taşıyan Beden
Feyza Nur DİLEKCAN
SAÇMALAMA (!), SAÇMALIYORSUN (!), SAÇMA (!)
MEHMET ERBİL
Keşke bir mayıs bayram olsa!
Kürşat Şahin YILDIRIMER
Hücum Terapisi :Hayatın Anlamı ve Her İnsanın Kendine Sorduğu Soru
Sema KOCA
Rahmetini Umarak
Celal TÜRK
EKONOMİK KeRİZ
İbrahim Erdem KARABULUT
Her gün durmadan küfrediyorum!
Betül Özer BÖLÜK
Kelimelerin Şaşırtıcı Etkisi
İlknur GENÇOĞLU YILDIRIM
7'den 70'e Herkese İzciliği Sevdiren Işıltan Uşaklıgil Öğretmen
Muhammed Veysel AKKAYA
Allah’ın Seçkin Kulu Olmanın İşareti Kur’ân-I Kerîm’e Gönülden Kulak Vermektir
Edanur İSMAİL
Dünyada Neyi Değiştirmek İstersin
Nazile ŞANAL
Yol Ve Yer Arayanlara Ya Fettah
Prof. Dr. İnanç Özgen
Arazi Parçalılığı
Zehranur Yılmaz KAHYAOĞULLARI
Ulu çınarım, babam...
SAVAŞ YILMAZ
Her Nasip Vaktini Bekler, Vakit İse Yaradanı
MEHMET YILDIZ
Beterin beteri var…..!
Seyfullah YİĞİT
Buhara Bizi Çağırıyor… (-1-)