Bugün gelinen noktada da sayın Cumhurbaşkanımızın kamuoyuna belirttiği teşkilatlarda yaşanan ciddi sorunlar ile ilgili ifade ettiği açıklamalar ve beyanlar haber sitemizde yapmış olduğumuz çoğu tespitlerimizin nedenli isabetli olduğunu doğrulamıştır.
Cumhurbaşkanımız teşkilatlarda görev alacak kişilerin, kriterlerin ne şekilde olacağı hususunu açık bir şekilde manifestoyla yetkililere ve tabanına duyurmuştur. Gel gelelim bundan sonra Samsun ve İlçelerinde kendisinin imtiyazlı olduğuna inanan ancak, tebasını küçümseyen , başbelası gibi gören kendi emel ve çıkarlarının dışında manevi mesuliyetinin gram farkında olmayan defolu kişilere, hala sorumluluk verilip verilmeyeceği ise merak konusu. Taban bu sonucu merakla bekliyor.
Haklı olmalarına rağmen küstürülenler, dışlananlar, itibar suikastına maruz bırakılanlar, hakları savunulmayanlar, camiaya ve davasına ömrünü servetini verdiği halde hala daha baş belası gibi gösterilenler, küçümsenenler. Hayal kırıklığına uğratılanlar. Devletinin ve milletinin düşmanlarına karşı güçlü ve itibarının artmasından başka çıkarı ve menfaati olmayanlar. Bu samimi insanların, teşkilatlarda yer alıp almayacağı ise bu yenilenme sürecinde belli olacak.
Eskiden olduğu gibi teşkilatla da hala fakirlik ya da zenginlik gibi kriterler devam ettiği sürece, taban ile teşkilat arasında sınıflaşmalara sebep olacağı ve bir mücadeleye dönüşeceği gerçeğini görmemiz gerek. Üstünlüğün neyde ve kimde olacağını bilmeyen istikamet şuurundan yoksun bir oluşum yarın gelir yakamızdan bize yapışır ve bulur. Yolumuza, yolumuzun çilesini bilenlerle ve çekenlerle gitmek daha doğrudur. Çünkü ileride çok yol ayrımlarıyla karşı karşıya kalınabilir. Bu duruma maruz kaldığımızda duruş sergileyemeyenler yarın bozguna uğramamıza sebep olacağı aşikardır. İstikamet şuuru bu yüzden çok önemlidir.
2002 yılından sonraki teşkilat seçimlerinde milli görüş tabanlı Ak partiyi kurmuş başarılı çalışkan birçok arkadaşımız, gördük ki gözlerimizin önünde peyderpey tasfiye edildi hayal kırıklığına uğratıldılar. Hain FETÖ oyunlarıyla itibar suikastlarına maruz bırakıldılar. Ve o dönem yetkili ve sorumluluk sahibi kişiler bu duruma sessiz kalmaktan başka hiç bir şey yapmadı veya yapamadı.
Tabanı mecliste temsil konusunda geçmişte olduğu gibi tabanın emin olamadığı, tanımadığı her dönem imtiyazlı ve seçkin itibarlı kişilerin varlığıyla ilgili taban hala daha sessizliğini koruyor. Halkın içinden halkla beraber olan her kesim tarafından sevilen sayılan istikamet şuurunda mesuliyetlerinin farkında bir çok arkadaşımız var onlar görev bekliyor.
2019 seçimleri unutulmamalıdır ki devletimizin, milletimizin ve bu ümmetin geleceğidir. Bu kapının gönül koymaya gelmeyeceğini Cumhurbaşkanımız özellikle beyan etti. Yoksa secim sonucundaki başarısızlığımızın bizleri ne gibi hüsrana uğratacağını anlatmamıza gerek yok. Şimdi şahsi ego ve çıkarları için mücadeleyi bırakıp % 51 in üstüne nasıl çıkılacağı konusundaki ciddi analizler yapmaya ve tedbirler almaya mecburuz.
Eşitliğin ve tevazunun iktidarı halkın iktidarıdır. Hakkın iktidarıdır Eyyüb’ün iktidarıdır. Takvanın güzel ahlakın, sabrın ve erdemliliğin iktidarı bir gün kurulacaktır. Bu sevgi iktidarını yeryüzünde kuracak en yakın tek anlayış ise şu anda Ak partidir. İdeal bir devlet olma yolunda tüm dünyaya model bir ülke olmak hayal değil. Hakkın ve halkın iktidarı barışın ve huzurun sembolü için tüm Ak parti kadroları halka karşı şeffaf bir yüz haline gelmelidir. Vatandaşına yani milletine ayna gibi olmalıdır.
Mazlumun kulağına söyleyin gülsün; çünkü zalimin dişi nasıl olsa bir gün sökülecektir.”.
Selam ve dua ile
Ahmet DÜZGÜN