Tabanın taleplerine kulak vermedik millete inmedik içine girmedik. Halkın derdiyle dertlenmedik. İktidar olduk ama halk olamadık. Kısaca halkı incittik halk da bize küstü. Millete bürokrat ve tepeden baktık. Diğerlerinden farklı olduğumuzu davranışlarımızla bir türlü gösteremedik. Seçimin sonuçlarına en fazla etken olan şey halkın ve tabanın talepleri ve dertleri diye düşünüyorum..
Kamuda ve belediyelerde yapılan en büyük hatamız terfi ve istikbal endişesi taşıyan kibirli konfor düşkünü pinti yapılı kişilerden seçtiğimiz ve atadığımız bürokratlardır. Bu bürokratlar milleti baş belası gibi gördü. Surat astı.
Reis ne kadar ikaz etse uyarsa da bu bürokratlar halkın taleplerini dinlemedi dikkate almadılar. Milletin dertlerine sorunlarına çözüm bulmada canhıraş olmadılar. Ama imtiyazlı ve zenginlerin talepleri anında yerine getirildi. Yani millete ve tabana hizmetçi olacaktık efendi olduk. Gardiyan gibi baktık. Kolaylaştırmadık zorlaştırdık.
Yerinde halledilecek küçük meseleleri dahi kanuna aykırı diye şu veya bu sebeple savsakladık. Yetimin mağdurun hakkını acele vermedeki din emrini yani farzını unuttuk acele etmedik. Ama buna nazaran ezan sesini duyunca hemen ihlasla kolları sıvadık abdest almaya koştuk. Halkta idarecilerine bu yüzden küstü Halen daha küsmeye devam ediyor.
Diğer en önemlisi ise tabana yayılmayan gelir adaletsizliği ve paylaşımdaki refah payının azlığı. Bu da seçim sonucunu etkileyen en önemli faktörlerden biri... Öncelik verdiğimiz meselelerin yanında çalışan işçi ve memurun ısrarla beklediği ekonomik talebeleri ciddi bir sorun.
Diğer bir sorunda halk Cumhurbaşkanına ulaşamıyor. CİMER’e yapılan taleplerin çoğu sonuçsuz kalıyor.. Yapılan şikayetlere danışmanlar gereken ehemmiyeti göstermediler. Düşünün vatandaşın haklı bir meselesi var çare arıyor Cumhurbaşkanına güveniyor. Çözümün halli için CİMER’E şikayet ediyor. Oradaki danışman vatandaşın dilekçesini şikayet edilen kuruma gönderiyor. Yani kuruma hesap soracağı yerde dilekçeyi kuruma tekrar gönderiyor.
Akabinde kurum dilekçeyi tekrar cevaplıyor sizin daha önce bu şekilde birçok defa talebiniz olmuştu bundan sonra böyle dilekçe yazmanız halinde dikkate alınmayacağı hususunu diyor... Çıkıyor işin içinden... Tabi danışmanlarda çıkıyor. Keza sizde sonuçsuz kalıyorsunuz. Yani derdinizle baş başasınız...
Halkın çoğu milletvekillerinden zaten ümidi kesmiş kimse onları tanımıyor.. Üstelik onlara ulaşmak derdini anlatmak çok zor.. Eskisi gibi meclise gidip sorunlarını dile getiremiyor. Vatandaş garip. Vekil nazarında ciddi anlamda muhatapsız.
Artık bu statü yani işleyiş değişmeli. Halkın kamuda taleplerinin yerine getirilmesi için acizane düşüncemiz 81 il ve ilçeden sevilen tanınan halkın içinden birer tane sivil ''TEMSİLCİ '' seçilmeli. Bunlar milletin avukatı gibi olmalı. Beş tepede yahut bulunduğu bölgede İstihdamı sağlanmalı iletişim başkanlığı yeniden yapılanmalı.
Beş tepede yahut bulunduğu bölgede bu kişilerin İstihdamı sağlanmalı. Bu temsilcilerden bir komisyon oluşturulmalı. Bu komisyon tarafından haklı ve haksız talepler ön elemeden geçirilmeli. Haklı haksız talepler bir birinden ayırılmalı.
CİMER’i haklı talepleriyle meşgul edenler olduğu gibi haksız gerek siz meşgul edenlerde var tabiki. Halkın işerini taleplerini takip hususunda bu kişilere görev verilmeli diye naçizane düşünüyorum. Yani kamuda mağdur olan vatandaş olsun mazlum ve yetimler için acil eylem planı derhal oluşturulmalıyız.
Ahmet DÜZGÜN