Kardeşim dosdoğru olmak da ilk başta düşüncen de ve niyetinde başlar.
Sonrada eylemlerin düşüncelerinin şahidi olur o zaman yakayı ele verirsin. İyi misin kötü müsün anlaşılır.
Dosdoğru olmak demek, Allah’ın kalbindekini bildiğini bilmek, kötü düşüncenden utanmak demektir. Kötü zan ve düşüncenden şeytandan kaçar gibi kaç.
Daha sen içindeki düşüncenin iyimi kötümü olduğunu bile ayırt edemiyorsun kalkmış insanlara dinden imandan, Müslümanlıktan, iyilikten doğruluktan kötülükten dem vurup duruyorsun. Bu ne hezeyan... Önce kendine karşı bir dürüst ol bakalım.!
Alemde her fışkıyı yer sonrada kalbim temiz benim dersin. Her şeyi bildiğini iddia edersin. Sebebi bilinmeyen bir kuyruk acın, yüzünden Müslümanlara, milletin iktidarına, değerlerine saldırır durursun.
Sana bu bakış ve görüş açısını veren kuyruk acın hangi cinsten nereden... onu anlayamıyoruz..!? Bu saldırış neden..!
Senin daha düşüncen bile doğru değilken hırsla asılsız astarsız yaptığın yorumlarına fikirlerine nasıl itibar ederiz biz. Yanlış sın işte.. Orada dur... Suyu bulandırma. Bırak berraklaşsın..
Her insanın bir bakış açısı var.Ama temeli nedir bunun. Kaynağını nerden alıyor mesele bu...Müslüman mısın, materyalist misin, Kemalist mi, laik misin, egoist misin, hani emperyalist ,evanjelist misin nesin...!
Bir sürü sonu ist ve izmle biten, insanın uydurduğu sonrada ona put gibi taptığı sürüyle ideoloji var memlekette. Sen hangi kaynaktan besleniyorsun. Kaynağın ne?
Mü’min, Müslüman olanların bakış açısı görüş açısı, senin açından çok farklı bir şey. Kaynağı da öyle, başka bir şey... Onları küçük görme.. Hafife alma! Yarın o bakışa ve görüşe, isteyerek te istemeyerek te olsa kul olursun, köle olursun.. Mecnun olursun... Mecbur olursun ama onu yanında kıdımını bulamazsın! Şu inadı bırak..
Müminlerin bakış açısı Hakkın ve Resulünün istikameti doğrultusundadır. Kendi aklı ve burnu doğrultusunda değildir. Sen kalkmış kendi aklına burnuna güveniyor, çamur at tutmazsa izi tutar diyorsun.. Yok öyle yağma! Güneş balçıkla sıvanmaz.. Mümin olan maddeyi arkasına almaz. Huzurunu ona bağlamaz..!? Ona dayanarak namaz kılmaz, oruç tutmaz, karşılık bekleyerek iyilik yapmaz. Sen de böyle yapma, maddeye tapma ona dayanma.!
Aklınla karar verdiysen, sonuçlarına aklın kadar, aklınca katlan. Eğer aşkla ve inançla karar verdiysen sonuçlarına aşkın, inancın yani kabın kadar katlan!
Korkmana gerek yok aşkla inançla katlanırsan o inanç sana katlanacak başka bir akıl ve başka güç verir.! İstemeye görsün daha fazlasını da verir. O zaman ne avuca nede kabına sığmazsın.
Aşkın ve inancın verdiği akıl senin bildiğin anlayacağın bir akıl değildir. O başka bir akıldır. Bütün akıllar o akıldan meydana gelmiştir. O yüzden aklına, dolara fazla güvenme! Git, O Aklın dediğine güven dayan... Ona tabi ol...
Anlaşıldı ya aklın da başka bir akla ihtiyacı var. Bulduğunda onunda başka akla..!? Böylece say dur.. sonu yok ya bu aklın canım.. Müminler o sonsuz akla inanırlar işte. Ama sen kendi küçük aklına tapıyorsun. Takılıp kalmışsın. Yerinde sayıyorsun. Sayıklıyorsun nereye kadar bu inad..
Akıl seni iyi bir akla götürürse biz ona iyi, yani akıllı akıl deriz azizim. Ama sen yerinde say inat et bakalım.! Şuracıkta ne kaldı, ha bitti bitecek bir ömrün sayılı günleri kaldı aha da önümüzde.
İnsanlar İsteyerek te olsa istemeyerek te, sonunda o akla teslim olurlar, ram olurlar. Sende olursun bizde oluruz. Başka çare yok... çaremizde vesselam..
Mesele şimdi teslim olmakta. Aklına ve benliğine güvenerek şeytan gibi İnat etmemekte.
Yani hayvandan azda olsa bir farkı olmalı biz insanların diyorum. Aç kalacağız diye sabaha kadar sadece hırsla ,para, para ,para ,şehvet şehvet, şehvet, lüks, lüks, lüks ekmek, ekmek veya ot ot ot diye sabahlamak insan işi değil..
Hayat felsefesi ekmek, para, konfor olmuş, bu tuzağa yani yeme kapılmış bir adam ona ulaştığında başka ne isteyebilir. Ekmekle gelişen ve büyüyen hayat tabi ki ekmek ister. Otla gelişen ve büyüyen hayatta ot ister. Böylece sırasıyla say dur.. Yani hırsla gelişen ve büyüyen hayat hırs getirir insana.
Maddeyle parayla lüksle gelişen büyüyen hayatta tabi ki de para ister, lüks ister... Şehvette böyledir. Şehvetle gelişen ve büyüyen hayat başka ne isteyecek tabi ki de şehvet isteyecek şehvet getirecek. Konfor ne yapacak o da boş durmayacak ya ,konforla gelişen ve büyüyen hayatta tabi ki konfor isteyecek konfor getirecek, sektörünü kuracak.. Bunun gibi.
Aksi de böyledir. İyilikle gelişen ve büyüyen hayatta tabi ki iyilik ister.. Hayırla ahlakla gelişen ve büyüyen hayatta hayır ahlak getirir. Sevgide böyledir, sevgi sevgiyi, cömertlik cömertliği getirir. Her şey kendi sektörünü yani devletini buna göre kurar. Bunların hepsi birbirinden doğar çoğalırlar.
Bunlar hep birbirini doğurur böylelikle çoğalırlar. Böylelikle zulüm fitne, ifsad kol gezer yeryüzün de. İnsanın iyi veya kötü düşüncelerinin bir zürriyeti vardır. Düşüncelerin zürriyeti böyle çoğalır böyle büyür. Kaçın bu kötü düşünceden zürriyetten aslı ateşten.!? Düşün ama şerre düşünme. Şerre yorma. Bizi de.
Kısaca sen hangi taraftaysan oranın vatandaşı olursun. Sonra memnun mu olursun yoksa pişman mı olursun onu bilemem..! Kısaca kötü düşüncelerden kötü düşünce, iyi düşünceler den iyi düşünce doğar. Düşüncelerinde cinsi var .bunu unutma .Hepsi birbirini çeker doğurur..!?
Senin düşüncen hangi tarafta güzel kardeşim bize o tarafı göster..! Aklını başına al kalk, silkelen! Yürü bu aklı bırak eskidi artık o.. Başka akıl ara ,yeni bir akıl bul...
Selam ile
Ahmet Düzgün