Yüce Allah (c.c.) İhlas ve samimiyetle, ‘Din’’ yalnız kendine has oluncaya dek yapılan amel ve temiz bir gönülden başka bir şeyi kuldan istemez. Allah insanların amellerine değil kalblerine bakar. Yokluk yolunun yolcuları buna çok dikkat eder. Kalblerini her daim uyanık tutar. Yarın Hak’kın indinde geçerli akçenin yani nakdin bu olduğuna inanırlar.
Yokluk yolunun yolcuları onun huzuruna temiz bir gönül ve ona has bir amel götürmek için niyet eder ona göre iş ve amellerde bulunur. Onların ahretteki nakitleri budur.
Bunun için dünyada önce kalblerini güzel niyetle düzeltir, sonra bedenlerine yön yani istikamet verirler.
Mukayyet zaman şaşırır hata yaparlar pişman olurlarsa da ‘’Hak’’ dan af diler yine maksadlarına yani gayelerine geri dönerler.
Yokluk yolunun yolcuları , malın, mülkün,servetin, gururun, gösterişin,zenginliğin,dünyadaki istikbal hevesin ve hırsın ,Hak’kın huzurunda bir sinek kanadı kadar değeri olmadığını geçerli bir akce olmadığını hiçbir kıymeti olmadığını bilirler.Buna inanırlar.Hak’kın indinde geçerli mana yani güzel iş budur. O mana yokluk yolcularının şahitleridir.
Yokluk yolunun yolcularının maksadı , Hak’tır. Hakkın memnuniyetini kazanmak ve rızasına nail olmaktır. Hakkın memnun olmadığı sevmediği bir servete ve zenginliğe sahib olmak ise onlar için cehennem azabıdır.
Yokluk yolunun yolcuları dünyanın bir sınanış yurdu olduğunu ,Hakkın güzel iş ve çirkin işleri o yüzden yarattığını ancak çirkin işleri sevmediğini ,buna mukabil güzel iş yapanları sevdiğini kullarına bildirdiğini güzel iş yapanlarla çirkin iş yapanları ayırd etmek için insana dünya hayatında mühlet verdiğini unutmaz.!
Yokluk yolunun yolcuları Onun yolunda çekinmeden gönül rahatlığıyla servetlerini infak eder,cimrilik hasislik yapmazlar.
Kendi nefisleri daha fazla zengin olmak için çalışmak, onlarca en alçak işlerdendir. Onlar ancak Allah için çalışır kazanırlar.
Yokluk yolunun yolcuları bir mevkide olduklarında yetimin mazlumun halkın hakkını kendi namusları gibi görür korurlar. O yolda canlarını çekinmeden seve seve verirler. Asla fırsat avcılığı yapmazlar. ? Çünkü onlar DÜNYALIK hırslarını öldürmüşlerdir!
Yokluk yolunun yolcuları ahidlerini ve maksatlarını yani yola çıkma sebeplerini asla unutmazlar. Gurur ve gam yurdu olan dünyaya aldanmaz bel bağlamaz sığınmazlar. Onlar sadece Allah’a sığınırlar. Güçünü kuvvetini Hak dan ve ona olan imanlarından alırlar.
Yokluk yolunun yolcuları dünya ve onun içindeki servet ve imtiyazlarından asla güç almazlar. Bilirler ki ,o güc yine Hak’kındır ve emanet olan bu gücü Hakka tevdi eder onun yoluna harcarlar. İmtihanda budur.
Yokluk yolunun yolcuları için dünya ve içindeki güç ve servet eğretidir yani mukayyet bir zaman içindir.Ve nihayetinde geçicidir.Sonunda insanın elinden bu gücü alır başkalarına verirler.Dünyadaki o mal ve mülk kendine bile muktedir değilken yarın mahşerde insana nasıl muktedir olsun.O yüzden yokluk yolunun yolcusu dünyadaki emanet edilen güce güvenemez. Onu yaratana yani ona verene inanır ve güvenir.
Yokluk yolunun yolcuları, Hak’kın kainatı yokluktan yarattığına inannamıştır. O yüzden de oraya hiçbir varlık götürülemeyeceğini çok iyi bilir.Ona sadece güzel temiz iş ve gönül ulaşır madde ulaşmaz. Yokluk yolunun yolcusunun yatırımı manayadır dünyaya değildir..?
Yokluk yolunun yolcusunun yolculuğu ’Gönledir.’’ Zira hakikatte Gönül manalar yurdudur.! Çünki Gönül mana hazinelerinin olduğu yerdir..İnananlar ilhamı oradan alır..!
Gel gör ki aynı idealler uğruna yola çıkmış bir çok arkadaşımız var ki unda çoğu amaçlarını yani maksadlarını unuttu. Geldikleri veya oldukları yerde çok zengin olmanın daha fazla mal yığmanın telaşına derdine düştüler.,
Çoğu yarış içinde. Kimsede gönül hatır ilişkisi kalmadı. Gönüller ve hatırlar artık satılır kullanılır oldu. Pazarlık konusu oldu.Allah için sevgiyle kurduğumuz dostluk arkadaşlık ilişkilerimizin yerini menfaat ilişkilerine dönüştürdük.Hep karımızın peşindeyiz.
Hünerimizi maharetimizi Hak’ için halk için değil aksine dünyamız için nefsimiz için gösteriyoruz.Hırsla daha fazla yığmak için çırpınıyoruz.
Geleceğimiz için planlarımızı kurgularımızı hesablarımızı istek ve arzumuza göre yapıyoruz, kendimize engel gördüklerimize ise köpekler gibi öfkeleniyoruz .Önümüze kim çıkarsa tuzla buz ediyoruz. Ama bilmiyoruz ki aslında kendi boynumuzu vuruyoruz farkında bile değiliz.
Biz yokluk yolunun yolcuları bu niyetle bu yola baş koymamışmıy dık. Ne olduda yığdıklarımızın kazandıklarımızın elde ettiğimiz mevkilerin l boynumuzu bağladığını bir türlü göremiyoruz!..
Gözlerimizi hırs ve kan bürümüş. Bu yüzden baş aşağı düşüyor alçalıyoruz alçaklaşıyoruz...Kör olmuşuz...Maksadımızı unutmuşuz.. Azgınlaşmışız..
Çünkü biz dünyanın malına ve mülküne bel bağladık Halbuki ölüm günü, onların hiç birinden bize bir fayda yok..!
Biz Hakka bel bağlamadık. Ona ümit bağlamadık..Ama sözde öyleyiz. Özde ise hiç öyle değiliz..! Şatafatlı lüks yaşantımızdan ,kimseye söylemediğimiz sakladıklarımızdan.apacık belliyiz.!
Herkesin özü yaşantısının şahidi yani elindeki imkanları halka zaten gösteriyor. Dün bir hiçken üstümüzde başımızda yokken şimdi geldiğimiz yerlerde kibrimizle geldiğimiz yokluğa düşman kesiliyoruz.Yer faresiyiz birde utanmadan sıkılmadan kendimizi bulunmaz hint kumaşı gibi gösteriyoruz..O yokluk ki iki cihan serverinin iftiharı.!
Hz pir Mevlana , Allah,nasıl doğruları doğru yola çekerse.Batıl olanlar da batılları kendine çeker.' buyurmuş.Çok isabetli bir söz. Düşünenler için çok ibretlik.Hakikatte yarın herkes ve her şey nihayetinde ASLI neyse ona ulaşır.
Rabbim bizleri bu kötü durumdan kötü asıldan korusun,sonumuzu iman edenlerden ve af edilenlerden cinsi nur olanlardan kılsın.Yoksa akibetimiz pek yaman!
Esselamu menittebaal Hüdaa.
Ahmet Düzgün