Bedenin duyu organlarında yaşadığı, koklama, dokunma, tatma, görme, duyma gibi algılama duyularından başka, insanın ruhunda beş adet algılayıcı ve bilici duyu gücü vardır. Ehli sünnet alimleri bu duygu ve hislere, ruhun duyuları ve hisleri adını vermişlerdir. Bunlar canlılık, bilinç, akıl, idrak, irade gibi ruh nitelikleridir. İmam Gazali Mişkatül envâr' da ruhun ; duyusal, hayalî, aklî, fikrî ve kudsî-nebevî olmak üzere beş çeşit hissi gücü olduğunu ittifakla ifade eder. (Mişkâtü’l-envâr.S-556)
Kısaca zahiri ve batıni, toplamda on adet olan bu his ve güçler, bedenin ve ruhumuzun, varlıkları algılama ve bilme gücü duygularıdır. Bu on adet his, bağlı olduğu unsurların çekim gücüne yani tabiatına tabidir. İnsana hangisinin belirgin olduğu veya yön verdiği ise ayanı sabitesi, istidati ve kaabiliyetine göre farklılık arz eder. Her cüz kendi külline tabidir.
Bizim bahse esas konumuz bedenin hisleri ile meselelere bakan yaşayan, care arayan insanın düştüğü durumdur. Çoğu insan bedenin hisleri olan algılama biçimi ile hayatı algılar yaşar ve nihayetinde ölür. Bedenin his duygularıyla ruhun algılama ve bilme biçimi olan his duyu ve duyguları anlaşılamaz. İnsanların çoğu ruhun algılama ve bilici gücünün farkında değildir. Bu ayrıca ihmal edilen bir eğitim konusudur. Bu hissi güçler ve varlık mertebeleri okullarda mutlaka küçük yaşta inanan herkese öğretilmelidir.
Hz Mevlana bedenin hisleriyle yaşayan insanların duygularını, gözleri bağlı eşşeklere benzetir. Yani gözleri bağlı bu eşşek yani beşeri duygular, maddi varlığın yani dünya değirmeni etrafında sürekli döner dururlar. Değirmenin işleri ve anlayışı için çalışıp çabalarlar.Çünkü bu gözleri bağlı eşşekler ,dünya değirmenine aklı ve işleyişi veren kullü akıldan habersizdirler .
Buna mükabil fani dünyanın güçlerinden ise fevkalade haberdardırlar. Beden hisleri akrabaları olan şeye yani dadıları olan maddeye pek düşkündürler yani tabidirler. Bu tebaate çocuk aklı da denir. Ben ona değirmenin dümen suyu diyeyim siz ona çarkından ibaret deyin.. hiç bir farkı yok. Ancak zaman içinde bu hisler tecrübe ve kemal hale geldiğinde iş değişir.Bu gözlerin bağı bir inayet yahut bir lütufla açıldığı zaman ki ona nur da denir o zaman bedeni hislerin yani duyuların candan görme,duyma ve fark etme aşaması başlar.Ruhun gücü ve duygularına dönüşür.
RUHUN DUYULARI ve DUYGULARI
Duyu yani beden organlarının alanını aşan şeylerin idraki hakkındaki aşamayı bir başka devre takip eder ki bu devrede insanda akıl gücü hâkimdir der. Gazâlî bir aşama daha ileri giderek bütün insanların ortak olduğu bu bilgi edinme yollarına duyuları ve aklı yetisini aşan bir gücü ilave eder. "İnsanda açılan başka bir göz" olarak nitelediği bu göz aracılığıyla insanın gayb âlemini, gelecekte olacak olayları ve aklın kavrayamadığı bazı şeyleri gördüğünü ifade eder.
Gazali bu hussusu şöyle netleştirir. Ruhun his güçleri,duyusal, hayalî, aklî, fikrî ve kudsî-nebevî olmak üzere beş kısımdır.(Bkz. Mişkatül envar -s-556 ).
1- Duyusal ruh, beş duyunun getirdikleriyle sadece duyular âlemine ait hususları kavrama özelliğine sahiptir.
2- Hayalî ruh, duyu organlarının getirdiklerini kaydedip depolar. Hâfıza ve hatırlama yetileri de buna bağlı olarak çalışmaktadır.
3- His ve hayalin ötesinde tüm zorunlu bilgilerin idrâk edildiği aklî ruh ise hayvanlarda ve çocuklarda bulunmaz. Gazâlî insanın özü olarak nitelediği bu yetiye İhyâ'da kalp der.
4- Fikrî ruh ise salt aklî bilgileri alıp bunlar arasında te’lif ve terkipler yaparak daha üstün sonuçlara ulaşır. Bu yeti sayesinde gerçekleşen çıkarımlarla sonsuz sayıda sonuç elde etmek mümkün olur.
5-Kudsi nebevi ruh ,fikri ruhun üzerinde Kudsi nebevi ruh bulunur. Aklî ve fikrî ruhların kavramaktan âciz olduğu gaybî-ledünnî yani metafizik bilgiler ise peygamberlere ve bazı velîlere mahsus olan kudsî-nebevî ruh vasıtasıyla anlaşılır. Rabbânî marifetler, âhiretle ve göklerin ve yerin melekûtuyla ilgili hususlar bu ruhun idrak alanına girer. Aklın etki alanı tecrübenin bitip nübüvvetin başladığı noktada son bulur.
NEBEVİ DUYGULAR ve ALEMİ KUDSİ DUYUSU
Gazali aklın ötesinde ve akla açılmayan şeylerin açıldığı bu marifet alanı , zevk, irfan ve vicdan terimleriyle ifade eder, bu ruhtan pay alanları da zevk, irfan veya vicdan ehli olarak adlandırır. Kirlerden arınmış, aydınlatıcı, kendisinde ilim nurları parlayan ve Allah tarafından desteklenmiş olan nefs, kudsî-nebevî akıl olarak da adlandırılır. Kuvvetli bir sezgi (hads) ve keskin bir zekâya sahip olup fikir ve nazara ihtiyaç duymaz.
Bilakis mele-i a’lâ vasıtasıyla ilim nurları ona feyezan eder. Adeta bedeninden soyunmuş ve kudsî âlemle ittisal etmiştir. Afifî'ye göre aklın ve hissin ötesinde olan bu idrak gücü her insanda potansiyel olarak bulunur. Ancak rûhî tekâmülünü gerçekleştiren bazı insanlara özgü olduğunu ifade eder..
BEDEN DUYU VE DUYGULARINDAN KUDSİ ALEMİN DUYU VE DUYGULARINA
Yukarıdan aşağıya yahut aşağıdan yücelere doğru anlatılan bu bilgiyle her insan kendi yerini görür ve bulur. Yapacak daha cok şeylerin olduğunun farkına varır. İşte bu biliş yahut bilinç insanın mana burağıdır. İnsan neyin esiri olduğunu o zaman yavaş yavaş idrak eder. Gözleri bağlı olan eşşek duygularımız gözleri açıldığı zaman hakikatleri algılamaya başlar. Dünya değirmeninden ve onun esaret zincirlerinden kurtulur. Beden gözü, aklı, kulağı, kalbi ve anlayışı ruhun ibret gözü aklı kalbi kulağı ve anlayışı haline geldiğinde insan ulvi alem duyularına sahib olur. İnsandan istenen de zati budur. Özetle insan ulvi alemin nurlarıyla aydınlanır. Aydınlanmak işte bu gözlerdeki bağı çözmekle başlar.
İnsanlar etrafındaki hadisatın ve işlerin ardında bu değirmen çarkından başka çarkların farkına varır. Feleklerin çarkından arşa kadar, daha ötesi nura, oradan kudsi aleme kadar olan şen leri anlar. Ruhun hislerinden doğan olan idrakler vasıtalı vasıtasız veya melek veya hatif şeklinde dile gelir sessiz ses ve sözlerle insan kendine seslenir iyiliğe çağırır ; Uğraşıp didindiğimiz şu değirmene bir bak.. nasılda ömrümüz den gizli gizli çalıyor haberimiz bile yokmuş der. Hadi bakalım şimdi duygu eşşeğini bulunduğu pazardan sür niğdeye.. Orada başka bir nur pazarı var ..
Bu eşşek duyguların ilahi nurla kamil ve olgun duygulara dönüşmesini sen rahmet ve hidayet bil..Dünya değirmeninde esir olan gözleri bağlı olan eşşek duygularımızı, idrak haline getiren ancak odur. Ruhunda bu sırrı taşıyan olan her insan gayb alemine yönelir. Yoksa bu dünya değirmeninin dümeninin suyunda ve çarkında yok olması mukadderdir.
Bu bedenin hislerinin bekası yoktur. Ancak ruhun güçleri olan duyguların ahir alemde bakası vardır. Yani ruhun hisleri , bedenin hisleri gibi fani değildir.Onlar bizimle beraberdir. Gözleri bağlı eşşek duygularımızın, ilahi akıl ve inayetle nurlanması görüşün ve anlayışın artması yakin bilgisidir. Bu yakin bilgi, insanın duygu gözlerinin bağını çözdüğü gibi ,dünya değirmeninin dümeninden ve hamallığından insanı çeker alır. 7 kat göklerin ve onun dahi feleklerin ve arşın fevkine vardırır.
Kusurluda olsa anlatmak istediğimiz; his ve duyguları, gözleri bağlı olan bedenlerimizin uyanık hale gelmesi,gözlerindeki bağı çözmesi, kendini bilmesi tanımasıdır. İnsan bu duyguların hangi amac ve gaye için kendine verildiğini bilmesi, tefekkür etmesiyle başlar. Cüzi anlayıştan küli aklın anlayışına varmak ,her cüzi aklın görevidir. Bu duygularımızın çobanı nihayetinde bir ilahi işıktır. İnsana her küllün cüzünden bir tabiat istidatı ve kabiliyeti verilmiştir.
Taleb ve isteklerimizin kabul edilmesi demek, yüceler yücesi pak yaratıcımızın bize tarafından tefekkür yani düşünme hissini yani melekesi vermesi ile başlar. Bu ise nurun gözleri bağlı olan duygulara bir başka can vermesi demektir. Allah kendi katından bizi hakiki iman, güç, irfan ,avf ve afiyetle desteklesin ki bu hayvani yani bedeni hislerin tesirinden kurtulup insanlığın özü olan ruhun ölümsüz pak temiz, akdes his ve duygularına yani aslımıza geri dönelim .Yoksa halimiz pek yaman..
vesselam.
Suat ALTINBAŞAK
Hayızlı iken oruç tutulamayacağının Kur’an’daki Delilleri (1)
Ahmet SAĞLAM
ŞÜPHE VE KORKU
Seyfettin BUDAK
Neden iyi olan kaybeder!
Mehmet Nuri BİNGÖL
KIRMIZI İPEK ya da YEMİN
Hamdi TEMEL
Kirlenen Hava, Solan Hayat
Eyüphan KAYA
Ak Parti 23 yılda kendini ispat etti!
Adnan ÖZ
Samsunspor seriye bağladı!
Halil MERT
İngiliz+Abd Oyunları Bozulmalı…
Emine İPEK
Suskunluk: Kalbin Zarif Direnişi
Recep YAZGAN
Amentü’nün Diyalektiği
Vehbi KARA
Siyaset ve İnsanın Asli Vazifesi
Servet ZEYREK
Denge
Erol AYDIN
Kırık Kalpler Müzesi
Aydın BENLİ
Edebiyata Değer Katanlar Avukat Fatma Saçak Akbulut
Ahmet AYDIN
Bilir misin?
Hasan KARADEMİR
Bir Asırlık Çelişki
Gülay ÇETKİN
Bu okulda yaşananlarda siyaset mi var yoksa milli eğitimin duyarsızlığı mı?
Burhan BOZGEYİK
Bir İstanbul Serencamı Daha (1)
Nihat Güç
Gittikçe Bunalıma Batıyoruz
Mehmet BOZKURT
Kirli Ellere Artık Dur Demeliyiz!
Bedriye Arık ÇAMBEL
Dengenin Formülü
Mahir ADIBEŞ
Gaflet mi dalalet mi!
Özlem Gürbüz
Eğitimle Değişen Dünyamız
Songül KARAMAN
Her Güne Bir İyilik Sığdırabilmek
Ahmet Eren KURT
Pensilvanya’da Taht Kavgası
Doç. Dr. Özlem Özçakır Sümen
Nasıl Bir Eğitim Ortamı?
Recep Ali AKSOYLU
Lipton’un Çekilmesiyle Kuru Çay Üretiminde Yabancı Kalmadı!
Abdulkadir MENEK
Sumud Kahramanları
Ahmet DÜZGÜN
Putlarımız ve Perestlerimiz
Cevahir AYDIN
Yanlış Anladınız
Mesut CİHAT
Allah'ın Zatı ve Subuti Sıfatları
Durmuş TUNACIK
Hilafet Işığı
Aysun Rabia GÜLER
Ebabiller Akdeniz'de
Uğur UTKAN
Mustafa Kemal Atatürk’ün Şeriatla İlgili Düşünceleri
Fatih ORUÇ
Orta Vadeli Program (2026-2028)
Bülent ERTEKİN
Güzel ülkem, güzel vatanım
Zuhal GÜNDÜZ
Gündemiz: Küresel Sumud Filosu
Batuhan ŞUORUÇ
Şıracılar
Hüseyin KURT
Samsun’un Ses Karnesi
Mesut BALYEMEZ
SOSYAL MEDYA KEVAŞELERİ
Bilal Dursun YILMAZ
Her Şey Dâhil Vicdan
Oktay ZERRİN
Sokak Cümbüşcüsü Hasan Yarar'ın Ardından
Ziya GÜNDÜZ
Atasoy Müftüoğlu Ve Hiçliğin Kıyısında
Ravza ZEYBEK
Bulanlar Arayanlardır
Gündoğdu YILDIRIM
Komşuda pişer!
Aydan KURT
Farkında mısınız?
Asiye Tanrıöver TÜRKAN
Mahremiyet, insanın özgür iradesiyle var oluşu!
Mustafa ÖZEL
1. Sezon 3. Bölüm Yükleniyor
Zehra KINALI
Stratejik Ortaklık mı, Siyasi Çıkmaz mı!
Murat GÜLŞAN
Türk Milliyetçisinin Vicdan Muhasebesi
İsa ÇOLAKER
Aşık Veysel Şiirinin Renkleri
Fatma Nur ÖZCAN
Didar-I İkbal
Özhan KIZILTAN
Duvarların Ardında Filizlenen Hayat
Memiş OKUYUCU
Zübeyir Yetik’in Ardından…
Hasan TÜLÜCEOĞLU
Göbeklitepe'de HZ. İbrahim Silüeti
Denizay BÜYÜKDAĞ
Gazze’den Öğrendiğim İslam
Cahit KURBANOĞLU
Nefis nedir ve ne istiyor?
Ahsen Meryem SÜVEYDA
Onlar Kendilerini Biliyorlar
Fahri Urhan
Uyanık Olalım
Muhammed Rıdvan SADIKOĞLU
Vicdanın Yükselişi
Nesibe TÜKEL
Anne Hakkı
Denizay KONUK
Gözler Kör, Kulaklar Sağır Olunca; Başlar Öne Eğilirmiş
Mücahit GÜLER
Modern İnsanının Anlam Sorunu 1
Adem ÇEVİK
Türkiye Aile Meclisi'nden Ahlak ve Aile Koruma Çağrısı
Ergün DUR
ÖĞRETMEN
Hüseyin KAÇIN
Dindar neslin tanrı'sı yoksa dijital neslin tanrıları var!
Özlem AKYÜZ
Nereden geldiğini unutma!
Yusuf AKTAŞ
Köftenin kokusu kimleri cezbetti!
Emine AYDEMİR
Ateşle oynayan evliya Ateşbaz veli hazretleri
Tarık Sezai KARATEPE
Sen Yoksun Diye! Müjdecim!
Abdullah BİR
Fitne, Kaos, Suriye ve Suriyeliler’e Daire İki Kelam...
KÜLLİYEN YAZAR
Şşşşt Başkanım Sana Söylüyorum!
Süleyman GÜLEK
Küçük Lee İle Çekirgesi
Adnan ALBAYRAK ŞİMŞEK
MUHAFAZARLIK
Serkan GÜL
Çocukları +18 İçerikten Koruyun
Başyazı
Samsun’un sağlığıyla oynamayın!
Fehmi DEMİRBAĞ
ÇÖKÜŞ
Hacer Hülya KARADAĞ
Ayasofya'dan Sonra Mescid-İ Aksa'ya…
Tevfik DEMİR
28 Şubat Darbesine Dair Postmodern Notlar
Veysel BOZKURT
İnsan Beyni ve Kontrolü Bir Değerlendirme
Zinnur ŞİMŞEK
Bir Doğumun Ardından
Osman Çakmak
Eğitimin kıblesini batıldan batıdan çevirmek mecburiyeti!
KERİM YILMAZ
İlkadım'a damga vuracak başkan!
Adnan KARAKUŞ
Faruk Koca ve Batı Değerleri
Süleyman KOCABAŞ
Siyonist İsrail’in Koloniyal Jandarma –Polis Devleti Olarak Doğuşu
Şener Danyıldız
Trafikte Empati ve Sempati
Elif Ekşi ZORER
Güzellik
Orhan SARIKAYA
Direk Tehdit!
Saadettin BAYÇELEBİ
Sessiz Gemi
Yaşar BAŞ
Ormanlar Yanıyor Birileri Saçlarını Tarıyor!
Mahmut KURU
Aşk, Yine Aşk… Yine Aşk!
Ayhan GONCA
Fetö'den kurtulmanın tek yolu...
Hanife OKUTAN
Narsist Sapkının Kurbanı Olmayın
Hülya Bulut
Samsunlu Olmak Mı Samsun’da Yaşamak Mı?
Bukrenur YILMAZ
Keşkenin Halet-i Ruhiyesi
M. Burhan HEDBİ
Emekçinin elini öpen peygamber!
Prof. Dr. Adnan DEMİRCAN
Nasıl Ayağa Kalkarız!
Pınar HOLT
Kendini yeniden keşfet!
Ayhan ENGİN
Hazinemiz Ahlakımızdır…
Ahmet Kubilay
Ayvaz İnsan
Cuma YILDIZ
Cambridge’e Giden Aşk
Ahmet ÖZTÜRK
Hadi Türkiye, Dolar Düşüyor
Dursun Ali Tökel
Cinnet Buğdayları
Savaş UYAR
Varlığından Haberdar Olmadığımız Hastalığımız: Safsata
Ümit Zeynep KAYABAŞ
Güven Zor Bir Duygudur…
Nur DİNÇKAN
Udhiyyeden Kurbiyyete
Suat ZOR
ABD, Adana Mutabakatı Ve Suriye İle Nihai Çözüm
Sonradan Gurme
Beyaz Ev’de Yemesek De Olurdu
Ahmet Fatih AKKAŞ
Ferman!
AKASYAMSPOR
Yıldırımcı mıyız, Uyanıkçı mıyız!
Züleyha TUNA
Mevsimler Ve Sen
Ali KAYIKÇI
“Güldürmeyin” Bizi, “Sayın Hâkimler!..”/9
Gülay ALPAGUT
Cennet berat belgesiyle değil amelle kazanılır!
Hamza ÇAKAR
Çocuk Savaşçılar
Alperen CARUS
İttifaklar ve HDP çıkmazı!
Selma MEDENİ
Ne Hacet Seni Anlatmaya
Ankara KULİSİ
Çiğdem Karaaslan Çevre Ve Şehircilik Bakanı Mı Olacak!
MÜNEKKİT
Seçim Sonuçlarını Nasıl Okumalıyız!
Sıddıka Zeynep BOZKUŞ
Zahideler /Teyzeler
Kevser KARSLIOĞLU
Yeme Problemi Olan Çocuklar İçin Çözüm Önerileri
Selçuk KAYA
Yazık oldu!
Ali Haydar YILMAZ
Eğitimde fırsat eşitliği gelecek bahara mı!
Bedia YILMAZ
Ben de varım!
Levent BİLGİ
Fehmi Koru, Said Nursi Ve Susmak
İhsan ZORLU
Paralel Devletin Eli Postmodern Anarşizm!
Esat BEŞER
Gerger Gençliğinin Bayrak Sevdası
Nurettin VEREN
Japonya’daki G20 Zirvesinde, FETÖ’nün Üniversiteleri Konuşuldu mu!
Mehmet FIRAT
İlim Ve İrfanla Geçen Bir Ömür: Şeyh Esad El Çokreşi
Ahmet BEREKET
ABD temsilciler meclisinin kararına bir Bozkurt nidası ile gecikmeden cevap verelim!
Ali Can AKKAYA
İnanır, Sabreder Ve Gereğini Yaparsanız…
Hüseyin YILMAZ
Diyanet’in Atatürk’le imtihanı!
Oktay GÜLER
Merhaba!
Halil KÖPRÜCÜOĞLU
İslamiyet ile Tıb arasında problem var mıdır!
Atilla YARGICI
Kur’an’da Korona Var Mı?
Rukiye AYDIN
2022'de Kendime Bazı Tavsiyeler!
Osman KÖSE
Ahıska Türkleri Sürgün, Özlem Ve Gözyaşı
Ruhugül ZİYADAN
Hayrı harabat edilen Bafra!
Ali KORKMAZ
Eksik Organ Sendromu
Yücel EMRAH
Ben Muhammed...
İbrahim Yusuf ŞAHİN
Parçadan Bütüne, Kolaydan Zora Karşılaştırmalı Bir Dil Öğretim Yöntemi
Ebru AÇIKGÖZ
Taşların Gizemli Dünyasından Hayatınıza Renk Katan Mozaik Sanatı
EnesTANIŞ
Taşın Dediği
Muhyiddin SÜLEYMANOĞLU
14 Şubat Sevgililer Günü Üzerine Kalbî Bir Muhasebe
Mesut KÖSEOĞLU
Daha Ne Denir!
ACZ ZARİFOĞLU
Kırlarda Çiçekler Artık Bensiz Açacak…!!!
Muhammet ÜSTÜNER
Yeni Türkiye Düzeni
Meryem YİĞİT
Gitmek İsteyenler
İsmail OKUTAN
Gerçek Dostluğa Dair
Tolga TURAN
Maskın Ustası Özgür Maskeler
Bozkır KURDU
LÜTFEN BENİ CİDDİYYE ALMAYIN
Gülşen KILINÇER
Yeşilin Ormanına, Yatayına, Dikeyine, Her Türlüsüne Karşı Bunlar!
İlknur ESKİOĞLU
Neydik ne olduk allah'ım!
Adem MUTLU
Engelleri Aşıp Hedefe Ulaşmak!
Zelal ALPASLAN
İnsan Terazisi
Ömer KARAMAN
Sevgili Öğrencim…!
Ümit AYDIN
Partilerin Kaderi Mahalle Başkanındadır!
Ahmet Doğan İLBEY
Kemalist Gençliğin Çanakkale Şehitliğinde “Kadeş” Rezaleti!
Önder GÜZELARSLAN
İsraf Bir İnsanlık Suçudur!
Mehmet ÖZÇELİK
Altılı masa aday belirleye dursun atı alan üsküdar'ı geçti!
Gülhanım CAN
Eti Senin Kemiği Benim
Levent ERTEKİN
Fakir Halkın Bağışladığı 350 Uçak
Okan KARAKUŞ
Osmanlı Devletinde Ramazan Gelenekleri
Gülay YILMAZ
Sus çarpılırsın!
Bahar ARSLAN
Hakikati Algımıza Taşıyan Beden
Feyza Nur DİLEKCAN
SAÇMALAMA (!), SAÇMALIYORSUN (!), SAÇMA (!)
MEHMET ERBİL
Keşke bir mayıs bayram olsa!
Kürşat Şahin YILDIRIMER
Hücum Terapisi :Hayatın Anlamı ve Her İnsanın Kendine Sorduğu Soru
Sema KOCA
Rahmetini Umarak
Celal TÜRK
EKONOMİK KeRİZ
İbrahim Erdem KARABULUT
Her gün durmadan küfrediyorum!
Betül Özer BÖLÜK
Kelimelerin Şaşırtıcı Etkisi
İlknur GENÇOĞLU YILDIRIM
7'den 70'e Herkese İzciliği Sevdiren Işıltan Uşaklıgil Öğretmen
Muhammed Veysel AKKAYA
Allah’ın Seçkin Kulu Olmanın İşareti Kur’ân-I Kerîm’e Gönülden Kulak Vermektir
Edanur İSMAİL
Dünyada Neyi Değiştirmek İstersin
Nazile ŞANAL
Yol Ve Yer Arayanlara Ya Fettah
Prof. Dr. İnanç Özgen
Arazi Parçalılığı
Zehranur Yılmaz KAHYAOĞULLARI
Ulu çınarım, babam...
SAVAŞ YILMAZ
Her Nasip Vaktini Bekler, Vakit İse Yaradanı
MEHMET YILDIZ
Beterin beteri var…..!
Seyfullah YİĞİT
Buhara Bizi Çağırıyor… (-1-)