Kimse aklını kolay kolay senin derdin için bedava yormaz.
Aklını yormayan insan, zamanını senin için neden harcasın.. Bırak onu imkanlarını bile zorlamaz…
Sende insandan umud eder durursun..
Aksine o imkanlarını içten içe daha da kısar senden saklar..
Gerisin geriye kaçar. Elimden geleni yapıyorum dese öyle görünse bile bu tavır taklitten ibarettir..
Senden uzaklaşınca derin bir of çeker yüzünü bile görmek istemez...
O yüzden insandan umud edilmez..
Ancak Allah dan umud ederiz ondan isteriz ona sığınırız ''sözünün manası bu meyandadır.. Bu yüzden seni düşündüğünü yahut sevdiğini sandığın dostların kimlermiş diye tekrar gözden geçirmende birçok fayda var insanoğlu.. İnsana fazla güvenmenin umud bağlamanın sonucunda hayal kırıklığına uğraman da sana ilahi bir ikazdır.
Tabi bunu anlayabilirsen...
Hırsız bir eşya çalar ama içine bir korkudur düşer bu nedendir, o korkunun aslı ise eşyanın sahibinin üzüntüsüdür de ondan... Bundaki korku onda üzüntü halinden mütevellid. Hırsızın korkusu o sahibinin üzüntüsünden görünmez yoldan ona gelir aksi ile çatar.. Buda bizim içimizdeki cezamız olur.
Bugün etrafımızda gördüğümüz iyi kötü dostluklar dünyalık mukayyet bir zaman geçim ve komşuluk içindir. İşler güçler yürümesi için hepsi lazım elzem mülzem mükteza işlerdendir..
Halbuki iyice tefekkür edersen işin ardına bakarsan anlarsın ki hepsi de iş yurdu yürüsün diye etrafında bir göz boyamadan ibaret olan sebebler ve bahanelerdir. Ancak senin derdini dert edinenler hak için olan dostluklar bundan müstesnadır..
İnsana mezardan sonra onunla kalacak dost lazım..
Hak için olan dostluk ahirete kadardır. Mezarda son bulmaz.. Dünyada son bulan dostluk mezara kadar olan dostluktur. Şimdilik bu iki dostluk sana bir gibi görünse de miheng yani kaza zamanı gelince birbirinden ayrılırlar. İnsanın dostu onun uyandıran ayındıran kişidir uyutan değil.. Hülasa bize ''Allah'' dan başka dost yok...
İnsan uyur ama Allah cc uyumaz.. Allah noksan ve eksik sıfatlardan münezzehtir. Uyku Hakkın bir özelliği değildir. Tüm peygamberler insanlığı uyandırmak gönderilmiştir. Onlar salt akıl yani uyanıklık makamından seçilmiş ve gönderilmiş elçilerdir insanların uyanık olmaları için sürekli mücadele ve öğüt verirler...
Hidayet ''Allah''dandır ama tebliğde şart. Peygamber varisleri hak dostları insanlığı ayındırmak için sürekli uyarır dururlar. Dünya sarhoşluğu ve gafleti içindeki insanın uyanık kalması için gece gündüz Allaha dua secde ederler. Sende sıcak yatağında benim gibi rüya içinde rüya görmeye dalmış gitmişsindir.. Peki seni beni bu güzel rüyadan kim uyandıracak canım. Bir uyarıcı bulunacak elbet...
Ardındaki büyük devleti gör... İş sana yani aklına ve gururuna kalmışsa çok işin var demektir. Ortalık bunlarla dolup taşıyor..
Uyku gaflet ehlinin huyudur. Uyanık olmak ve kalmaksa müminlerin huyu... Uyanık olanlar gaflet ehli için sabahlara dek niyazda dır.. Senin bundan haberin yok..
Onların uyanık kalmaları işte bu niyaz ve reca şartına bağlı.. Bizimki ise yemeye içmeye gezmeye eğlenmeye vesselam. Mümin kişi uyanık kişidir.. Bizim gibi yarı uykulu yarı uykusuz gezenlerin başına sürekli uyandırılması için bir dadı gerek...
Uyanıklık erkenden sonu gören ve inanan adamın işidir. Tabi her şeyin bir kemal süreci de var.. Müminler dünyalık ziynetler ve arkadaşlarla değil Hakka ve onun dostlarıyla dostluk arkadaşlık ederler. Sadık yol arkadaşlarının kim olduğu ahirette meydana çıkar.. Yol arkadaşları işte bunlardır.
''DUYGU KALPAZANLARI ''
Her Şeyin bir taklidi var ama birde gerçeği.. Artık her şeyin taklidinin ustalıkla yapıldığı bir zaman içindeyiz.. Eşyanın taklidi nasıl yapılıyorsa İnsanın huylarının ve duygularının da taklidi o kadar kolay yapılıyor. Misal vermek gerekirse 'Dostluğun, samimiyetin ,sevginin, ağlamanın, gülmenin, iyiliğin, fedakarlığın, ümit vermenin'' vb birçok duyguların taklidi artık gerçek gibi gösterilebiliyor.. İş o hadde ulaşmış ki insan aşkın bile taklidini yapıyor.. Sende aşık zannediyorsun... Beni seviyor bana iyilik ediyor fedakarlık yapıyor sanıyorsun..
Herkes sahte rol yapmakta o kadar ustalaşmış ki..
Sahtesiyle gerçeğini birbirinden ayırabilmek için temyiz kabiliyeti şart.. Yani çok uyanık olmak lazım.. Sanki rol yapmada kim daha hünerli ise en dürüst o.. gözde olmuş.. Parmakla gösterilir olmuş.. Güvenilir itimat edilir kişi olmuş..
Lider o olmuş.. Başkan o olmuş.. Hep önde olmuş.. İşler kimlere kalmış bilemiyoruz..
Bu büyü neyin büyüsü ..Kimin büyüsü.. Sakın şeytanın büyüsü olmasın... Görüntüsü var ama içi boş bir aldatmacadan ibaret. Başlangıçta samimi gibi bir ön var ancak ard yok manasız yani ruhsuz..
Taklid-i dostların ve onların taklid-i duygularının içi boştur ne senin için bir hayır duası vardır ne bir temennisi.. Yarenliği bir aldatmacadan zaman geçirmeden ibarettir ademoğlu..