İnsanın hayatla olan mücadelesi, sufilerin nefsle yaptığı seyri sülüke benzer. Hayatta insana lazım olan tüm donanım ve edevat kendinde mevcuttur. İnsanın madde planında yani dünyada ki ömrü, bildiğimiz gibi doğumla başlar, bedene verilen emanet mühletle de sona erer. İnsanın bedeni mühletli lakin canın işi başkadır. İnsanın gaybın da , daha doğmadan önce, latif bir mecrası, macerası, manası ve yüce bir ruhu vardır. İşte bu madde dediğimiz beden, manamızın yoğunlaşmış hali yani şeklidir. Nicelik alemindeki sırrın nitelik aleminde gölge bir kalıpta görünmesi halidir. Bu cümleyi ve verdiği manayı çokça iyi düşünmek anlamak lazımdır.
Ancak gerçeklerden habersiz olan ve yaşayan insanın aklı ,hayvandan daha aşağı akla ve anlayışa sahibtir. Yani kendinde mevcut ilahi donanımını ve edevatını kullanmayı bilemeyenler ,tabiatı taklit eden huylara sahib olur öyle yaşarlar. Halbuki insanda hayvandan ve tabiattan daha üstün bir anlayış yeteneği ve donanımı vardır. Hz Pirin buyurduğu gibi ''Alemde bütün anlayışlar durup dinlenmezler. Ömür koşup çabalama zamanıdır oturup işret etme yeri değil. '' sözü bu manayı ve maksadı insana hatırlatır. Fıtraten her insan, aklen ve bedenen yerinde duran sabit bir varlık yani taş yahut ağaç gibi bir varlık değildir. İnsan ,terakki için yani daha ileri gitmek için yaratılmıştır. Bunu bilen akıl en doğru amacı arar ona odaklanır. Dur durak bilmez sürekli yeni yeni idrak eder. Aklı bir başka çalışmaya başlar.O andan itibaren insan hayatın sonraki safhalarına daha da diri canla ve başla bakar.
İşte bu bakışa diri bakış da denir. İnsan can başla bakan idrak eden bir hale gelir. Diri bakış , bağı ve alakayı arar. Onu bulur bağını kurar. Sarsılmaz kulpa yapışır. Bu diri bakış insana verilen Allah hibesi ve vergisi bir bakıştır. Ölmeyen, övülen, sevilen , gittikçe gelişen büyüyen bu bakış ,işte bu diri bakıştır. Gayb aleminin gözüne istidatli yahut sahib olan bir bakış haline gelir.
Önceki bedenin yani ben ona eşşek diyeyim, siz hayvan deyin, bakış ve alışkanlıkları gider, yerine diri bakışın yeni alışkanlık ve anlayışları gelir. Diri bakışın her yeni anlayış ve alışkanlık ordularının geldiği bir maden vardır. Orası aklı küllün , sınırsız şekilsiz denizidir. Diri bakışın mahalli müminin şimdilik cüzi aklı ve kalbidir. Akabinde aklı ve kalbi ekmel olana yani en küçük halden en yüce büyük o denize ulaşana kadar idrakini büyütür. Külli idrake ulaşır. İdraki en az bu cüz de dahi olmayanların hali hayvanların anlayış haline benzer. Velev ki hak ve dostları onun avdetine vesile olmasın.
İdrak etmeye başlayan insan ilk önce sevdiğinin sözünü dinler. Ama sınama yollu önüne çıkan engellerin karşısına çıkması ileride yine onun rahatlığı içindir. Çünkü zahmetsiz rahmet olmaz . Yorulmadan ücret verilmez prensibi bunun içindir. Bunun için çalışıp çabalamak şarttır. Bu yoldaki meşakkatler, peşin ödediğin keffaretler gör yahut say. Muaffakiyet Allah'dan dır. İnsanın hayatında yahut sülükünde muaffakiyeti kendinden görme ve bilme tehlikesi en büyük afet ve felakettir. Ama sufi de insanda olsun ,muaffakiyeti kendinde değil de başkasından olduğu gerçeğini anlayana dek kişi nefsinde bu mucadeleyle ,dünyada ise hayatla mücadelesi sürer gider.
Maksad göre göre gitmektir. Kör ve ahmak gitmek değildir. Bu hal hayvanların halidir. Hayattaki her aşamayı anlamak düşünmek idrak etmek insanda ki sülük halidir. Bu iş hayvanların aklıyla anlayacağı bileceği bir iş ve bir şey değildir. Akıllı insana bunun işaretleri fazlaca verilmiştir. Örnekle büyüklerin anlayışta geldikleri zirve noktada şu izahları dikkati celbtir.
Abdul Nuri Hz’leri bir vecd anında buyurduğu gibi ; Semadan sırrı tevhidi duyan gelsin bu meydane bugün nuri imam oldu uyan gelsin bu meydana dediğinde sönük ışıklar birden yanmaya başlamıştır. Lambanın ışığın bile sönerken yanması yani uyanması insanda bu uyanışı bir başka şekilde ima eder. Bir başka örnekle , Allah emanetini na ehle vermez. Gönderir o zulum zamanında bir velisini, o düzeni yahut bedeni daha da mamur eder. Çünkü o emanetin sahibi olan yetimlerin reşit olduklarında o mala sahib olsunlar diye ,hainlerin ellerine bırakmaz mukaddes hazineyi.. sözü bu meyanda manidardır.
Çok sıkıştığın zamanda veya daraltıldığında anlaki seni çok büyük rahatlık bulacağının işaretidir. Söylene dek gelmiştir. Atı alan üsküdarı geçmiştir ama bizim çocuğun gözü hala eşşek gibi ahırda dır. Aklın gözü ise her an başka bir hesaptadır. Çocuk ahırdaki ota lezzete bakar. Akıl ise onun acı olduğunu tatmadan anlar . Çünkü kasabın hayvana verdiği ot, onu semirtip kesmek içindir. Yani insanın meşakkatli hayatı ,meşakkatsiz rahattan yeğdir. Dünyada meşakkatsiz idraksiz süren bir hayat nihayetinde seni kendine kurban eder. Yahutta çektiğin meşakketlerin senin keffaret olur.
Hikayedendir sıpanın biri bir gün annesi eşşeğe '' halinden dem vurmuş her gün bu kuru otu yemek zorundamıyız diye şikayet etmiş. Annesi evet bu çok kere tecrübe edilmiştir sen anneni ve aklını dinle kuru otu yemeye devam et diye cevab vermiş. Sendeki bu hal nedir diye sorunca sıpa , yolda domuzları gördüm çeşit çeşit güzel yiyecek ve nimetlerle besleniyorlar imrendim, bizim onlardan ne farkımız var diye cevaplamış. Eşşek farkı sonra anlarsın demiş ..zaman sonra sıpa korkuyla gelmiş ,Eşşek sıpaya ne oldu diye sorunca ,domuzları bağıra bağıra şişlerle öldürüyorlar anne ...
Annesi sıpaya şükret ki sen eşşek sin, eşşek sıpasısın, iyiki domuz değilsin yavrum. Şükret kasabın elinde otla beslenen öküz yahut koyunda değilsin. Bizim gibi eşekleri iyi ki yük taşımak için yaratmışlar. Ya onlar gibi olsaydık vay halimize. Onlar boğazlamak için yavrum.. Onun için efendileri yağlı ballı börekli çörekle besliyorlar.İnsanda aynı böyle eşşeğin, sıpanın ,koyun gibi her hayvanın huyu gibi özellik var.
Hak , insan tecirliği yapan şeytanın ve dünya kasabının elinden eşşek ve öküz anlayışlı insanın kurtulması için ona akıl vermiş binlerce elçi göndermiş uyarmıştır. Ve halen daha uyarmaya devam etmektedir. Erkenden görebilmek uyanmak hassası idraktir.
İdrak aklen düşünüp düşünüp sonunu bulmaya denir. Tecrübeli eşşek bile sıpasını kurtaracak akla sahibken . İnsan en nihayetinde eşşek den aşağı değil ya ona verilen donanımıyla ilahi mesajı ve hayatı anlaması tabi ki umulur. Meşakket çekmesi darlığa sıkıntıya uğramsası felahı içindir. Varlık tuzağına yani yemine domuzlar eşekler gibi tamah etmez bağlanmaz.