‘’İnsanın asli gıdası Allah nurudur; ona hayvan gıdası lâyık değil! Fakat gönül, hastalık yüzünden bu gıdaya düşmüştür; gece gündüz bu suyu içmekte, bu toprağı yemektedir.’’ His nuru adamı yere çeker, Hak nuru ise Kevser ırmağına götürür. Çünkü duygularla idrak edilen âlem, çok aşağılık bir âlemdir. His nurunu bezeyen, Allah nurudur. Bu suretle “Nur üstüne nur” ayetinin manası zuhur eder. (Hz Mevlana) Yaratılmış felek nurlarının sonu yoktur, sayısı çoktur ancak Baki nurun yanında esamesi görünmez.
Dünyada edindiğimiz alışkanlıklar yani duygularımız yani huy ve hislerimizin kaynağı tabiat alemi (aşağılık alem) dir. Hislerimiz nurunu yani işığını gücünü bu tabiattan alır. İnsan bedeninde bu huylardan başka arşdan verilen manevi duygular yani his ve huylar var ki, hepsi gücünü ve işığını Hakdan yani onun nurundan alır gıdalanırlar. Biri fani diğeri baki dir. Ancak beşeri olan his nuru, insandaki hak nurunun üzerini örtmüştür. İnsan bir müddet tabiatla münasebet içinde alışkanlıklarıyla akraba olmuş, toprak cinsine katılmış aslını unutmuştur. Her ferin aslı ile bir münasebeti vardır. Hak onlara bu münasebeti gizlice vermiş; akıldan gizlemiştir.Bu münasebet keyfiyetsiz bir haldedir..
Tüm kainata bu tabiata ve bedenlere huyları ve duygu özelliği veren Hak dır. Ancak bu tabiatın insana perde kesileceği de elçileriyle bildirilmiştir. İnsanın bu beşeri huy ve duygudan yani toprak huyundan lezzetlerinden bir an önce kurtulup daha hayatta iken asli huylarına lezzetlerine ulaşması elçileri vasıta kılmıştır. Çünkü hakikatte insanın gıdası ve huyu ; yaşadığımız bu tabiatın gıdası lezzeti ve huyu değil, Allah nurudur. Hakikatte insan Arş’ tan ve onun nurundan gıdalanır lezzet alır hisleri canlanır.. İnsanın hakikatte bu nurlarla münasebeti vardır.
Ancak bedenin gafleti, çocuk aklı ve hastalığı nedeniyle , insan bu münasebeti bir türlü kuramaz. O yüzden gözleri bağlı değirmen eşeklerine benzer. Değirmen bu dünyadır. İnsan, bu değirmen yani dünya alışkanlıkları, huyları ve gıdaları etrafında ’dönme dolap’’ gibi o duygudan bu duyguya, o huydan bu huya, bu suretten başka surete, o taddan bu tada sürekli dönüp durur. Bedenin gıdası ile hakikatteki insanın gıdası aslında başka başka unsurlardandır. Ten tenle bir olunca, gönülde gönülle bir olunca ancak huzur ve karar bulur. Biri insanı sonsuz baki nurlara doğru ağarken diğeri aşağılık fani alem unsurlarına ve huylarına doğru bedeni çeker.
İlahi manaların tesirlerinin yerini bedeni beşeri lezzetler ve hoşluklar kaplanmıştır.İster karşılıklı ister karşılıksız olsun insan dünyada bir şeye aşık yahut müptela oldu mu ona kavuşma hayali şiddetli artar. İnsan yeter ki bir şeyi şiddetli arzulamasın yahut ona aşık olmaya görsün. Sürekli o şeyin rabıtasını hayalini kurar. Arzuladığı şeyin hayali ve düşüncesi aklından ve gönlünden hiç çıkmaz. İnsanı gece gündüz meşgul eder.. Gizli açık her yerde onu anar ve arar.. Onunla yatar onunla kalkar.
Özetlersek kavuşma arzusu ve lezzeti insanı görünmez bir bağ ile kendine esir eder.Onunla vuslat derdine düşer. Yetmez tüm varlığını onun yolunda harcar Her şeyini gözünü kırpmadan donuna yani sonuna kadar düşünmeden verir..Buda yetmez sevdiği için ,iş sonunda can vermeye kadar gelir. Kendini neye verdiğine iyi bak .Sende nefsin ve dünyalık için kendini adadın birazda Allah yolunda her şeyini sonuna kadar ver..
Tesir göze görünmez bir his ve kuvvedir. Bu görünmez güç bedeni kendine çeker ona yön verir.. Sen esir olduğun şeye yani tesire iyi bak. Hayır mı şer mi düşün. Tesirin aslı nur mu yoksa ateş mi gör..Çünkü bu çekişler insana yön verir kıblesi olurlar. Hayatımız bu çekişler içinde bir mihval üzre yürür durur. Seni çeken tesirin ilahimi yoksa dünyevimi olup olmadığını tefekkür et. İnsan kendine tesir eden şeyin ne olduğunu çok iyi düşünmeli bulmalıdır. Canlı ve cansız eşya ve süretlere bağlılığı bunu gibi bil. Kendisine esir olduğumuz şey veya suret neyse insanın hedefi o olur.
BEŞERİ (MADDİ ) LEZZETLER VE İLAHİ (MANEVİ) LEZZETLER
Aslında maddi ve manevi duyguların gıdasından maksad, hedef alınan şeyin ve suretin verdiği lezzettir. İnsana verdiği hazıdır. İşte bu lezzet, haz yani hoşnutluk hali, ya ruhun gıdasıdır yada nefsimizin gıdasını teşkil eder. O zaman, mayamız ne için yaşadığımız ve neyi kıble edindiğimiz yani aslımız ortaya çıkar. Lezzetler ilahi ve beşeri olmak üzere iki kısımdır. Biri mana halinde, diğeri madde içinde latif yani gözle görünmez halde gizlidir. İlahi olan lezzet ve gıdaların kaynağı arş dandır. Beşeri olan lezzet ve gıdaların kaynağı ise ferş ten.
Biri vücudun azalarında yaşanırken diğeri kalb ve üzerideki ilahi olan latifelerde yaşanır..Biri ağızsız boğazsız uzuvsuz yenir diğeri bu ağız ve boğazla uzuvlarla yenen yaşanan lezzet ve gıdalardır. İnsanı nurlara kavuşturan tad ve lezzetler ; iman tadlarıdır. Yoklukta yaşanırlar. Vahdetin tadı , birliğin tadı, sıdkın, ihlasın, sevginin tadı, izhar ahlakının tadı, merhametin tadı ,zikrin yani anışın tadı, şükrün tadı,aşkın tadı gibi yoklukta yaşanan vb manevi lezzet ve tadlardır.
Beşeri beş duygunun gıdasıda böyle beşeri olan lezzetler ile olur. Ancak insanda bu beş duygu hisleri nurunu eğer Hak nurundan alırsa gelişir ve çevikleşir idraki artar.Topraktan almaya devam ederse hayvanlaşır. İlahi beş duygunun yani Kalb, ruh, sır, hafi, ahfa nın gıdası, Hak’ ve Arş’ nurundandır. Manevi olan lezzetleri tadmak az misalle; aslı hayal gibi rüya gibi olan latiflikle yaşanır.
Bu maddi ve manevi gıda ve lezzetlerin kendi içlerinde dereceleri ve tasnifleri vardır. Kimi arzdan daha aşağı siccine doğru alçalırken diğeri arzdan arşa değin yücelerin yücesi olan illiyyüne yücelir. Manevi lezzet ve tadların mahiyeti ilahi kuvvelerden ibarettir. İsim ve esmanın cevherinin aslıdır. Hakikatteki insanın duygularının gıdası işte bu Allah nurundandır. Diğer beşeri gıdalar hayvanlık duygularının gıdasıdır. Lokma bir yere kadardır lokmadan sonra insan için başka çeşit gıdaya geçer.
Kimi maddi lezzetleri sürekli çoğaltmak ister kimi de sonsuz manevi lezzetlerle doymak ister. Beşeri (nefsi) lezzet ve tadlarla, ruhun aldığı tad ve lezzetlere ulaşılmaz. Çünkü bunlar birbirine aykırı ve zıd olan Emir ve halk alemlerinin lezzet ve tadlarıdır. Hepside insi kendi lezzet kaynağına çeker..Kimi kalıba ve sürete yani varlığa kimi yokluktaki ilahi sıfat denizlere. Bizi çeken bu lezzetler aslımızın hakikatidir.
Kendine bir tokat at...sana tesir eden manayı yahut eşyayı bul..sana tesir eden lezzet ve tadın neden olduğunu bil.. Kendine gel de neyin tesirinde,hangi gıda ve lezzetinin peşindesin düşün..! Bana kızıp sana ne deme .. Kendine de..! Beşeri bir hayalin sarhoşluğu bu denli tesirli ise artık gerçeği hali nasıl olur anla... O hayalden kurtul.. hiç beşeri hayalle bu hakikatin hayali kıyaslanır mı. Beşeri hayaldena geç .,gel …birde hakikatin, yani tüm bunları yaratanın hayali var.. ona bak.. Kendini şamarla, silkelen birde o hayale bak..! Gerçek halinin tesiri nasıl olur onu düşün.. Ama o hiçbir kalıba sığmaz..sana ve bana men edilmiş..
Bedenin çektiği zahmet ve yaşadığın hallerin hepsi dünyalık mukayyed bir lezzet yani hoşluk içindir. İnsanın iyi işleri, ibadeti, sağlığı ve yakini için çektiği zahmet ise sonsuz sınırsız ilahi lezzetlere kavuşmak içindir. Beden ve nefs bir delikte fare bekleyen kedi gibidir, Avını ürkütecek her gürültüye papuç bırakmaz.. içten içe kinlenir kavga eder.. Peki ne için bu sabrı hüznü, kim için...Tabiki et için ..! Otsa ot için..para ise para için..evse ev için..araba ise araba için..Hep kendi için.. Birazda mana aleminden lezzet ve gıda bekleyen şahin gibi olsa o zaman insan olur bizim hayvan....
İnsanın hayvandan ayrıldığı yer lazım ki oda Allah nurunu gıda edinmesidir..Gözü Hak nuruyla bakan ve hak nuruyla gıdalanan gönle ve kalbe ne mutlu.Hz pir Mevlana. Gönül, akıl nurlarıyla nurlanırsa o nurlardan göze de bir pay verir. O göz, bu duygu alemine ait şeylerden geçti mi gayb alemini görür de bu kabiliyet yüzünden öpülür durur. Gönül cevherdir. Söz söylemek araz. Bu yüzden araz, âriyettir, maksat ise cevherdir. Buyurmuştur.
Halil MERT
Düşen uçağımız ve şehitlerimiz...
Özlem Gürbüz
Toplumsal Kimliğin Günlük Yüzü
Eyüphan KAYA
Kemalist sisteme hayır, hayır, hayır!
Recep YAZGAN
Dr. Mehmet Muş’un Geleceği Samsun
Vehbi KARA
Tevekkül Etmek Üzerine
Nihat Güç
Ana Eksenimiz Ne?
Mehmet Nuri BİNGÖL
Tartışmanın Görünmez Tazyiki
Erol AYDIN
Kralın adamı...
Bülent ERTEKİN
Selâm olsun o yalakalara!
Aydın BENLİ
Şehit cenazelerinde edep ve haya dersi şart!
Ahmet SAĞLAM
Hoca – Talebe İlişkisi
Songül KARAMAN
Ümmet Bilincini Canlandırmak
Hüseyin KURT
Telekonferansın Ardındaki Gerçek: Büyük Kürdistan’ın Güncel Senaryosu
Hasan KARADEMİR
Giriş: Foucault'nun Eleştirel Soykütüğünün Temelleri
Bedriye Arık ÇAMBEL
Kurban Edilen Işık
Seyfettin BUDAK
Neden Doymuyoruz?
Doç. Dr. Özlem Özçakır Sümen
Eğitimde Teknoloji Kullanımı: Fırsatlar Ve Tehditler
Gülay ÇETKİN
Okullarda Yapılan Projelerde Arada Kalanlar Okul İdareleri
Adnan ÖZ
Lidere selam dur!
Mehmet BOZKURT
Cumhuriyetin değerleri diyorlar!
Suat ALTINBAŞAK
Hayızlı iken oruç tutulamayacağının Kur’an’daki Delilleri (1)
Hamdi TEMEL
Kirlenen Hava, Solan Hayat
Emine İPEK
Suskunluk: Kalbin Zarif Direnişi
Servet ZEYREK
Denge
Ahmet AYDIN
Bilir misin?
Burhan BOZGEYİK
Bir İstanbul Serencamı Daha (1)
Mahir ADIBEŞ
Gaflet mi dalalet mi!
Ahmet Eren KURT
Pensilvanya’da Taht Kavgası
Recep Ali AKSOYLU
Lipton’un Çekilmesiyle Kuru Çay Üretiminde Yabancı Kalmadı!
Abdulkadir MENEK
Sumud Kahramanları
Ahmet DÜZGÜN
Putlarımız ve Perestlerimiz
Cevahir AYDIN
Yanlış Anladınız
Mesut CİHAT
Allah'ın Zatı ve Subuti Sıfatları
Durmuş TUNACIK
Hilafet Işığı
Aysun Rabia GÜLER
Ebabiller Akdeniz'de
Uğur UTKAN
Mustafa Kemal Atatürk’ün Şeriatla İlgili Düşünceleri
Fatih ORUÇ
Orta Vadeli Program (2026-2028)
Zuhal GÜNDÜZ
Gündemiz: Küresel Sumud Filosu
Batuhan ŞUORUÇ
Şıracılar
Mesut BALYEMEZ
SOSYAL MEDYA KEVAŞELERİ
Bilal Dursun YILMAZ
Her Şey Dâhil Vicdan
Oktay ZERRİN
Sokak Cümbüşcüsü Hasan Yarar'ın Ardından
Ziya GÜNDÜZ
Atasoy Müftüoğlu Ve Hiçliğin Kıyısında
Ravza ZEYBEK
Bulanlar Arayanlardır
Gündoğdu YILDIRIM
Komşuda pişer!
Aydan KURT
Farkında mısınız?
Asiye Tanrıöver TÜRKAN
Mahremiyet, insanın özgür iradesiyle var oluşu!
Mustafa ÖZEL
1. Sezon 3. Bölüm Yükleniyor
Zehra KINALI
Stratejik Ortaklık mı, Siyasi Çıkmaz mı!
Murat GÜLŞAN
Türk Milliyetçisinin Vicdan Muhasebesi
İsa ÇOLAKER
Aşık Veysel Şiirinin Renkleri
Fatma Nur ÖZCAN
Didar-I İkbal
Özhan KIZILTAN
Duvarların Ardında Filizlenen Hayat
Memiş OKUYUCU
Zübeyir Yetik’in Ardından…
Hasan TÜLÜCEOĞLU
Göbeklitepe'de HZ. İbrahim Silüeti
Denizay BÜYÜKDAĞ
Gazze’den Öğrendiğim İslam
Cahit KURBANOĞLU
Nefis nedir ve ne istiyor?
Ahsen Meryem SÜVEYDA
Onlar Kendilerini Biliyorlar
Fahri Urhan
Uyanık Olalım
Muhammed Rıdvan SADIKOĞLU
Vicdanın Yükselişi
Nesibe TÜKEL
Anne Hakkı
Denizay KONUK
Gözler Kör, Kulaklar Sağır Olunca; Başlar Öne Eğilirmiş
Mücahit GÜLER
Modern İnsanının Anlam Sorunu 1
Adem ÇEVİK
Türkiye Aile Meclisi'nden Ahlak ve Aile Koruma Çağrısı
Ergün DUR
ÖĞRETMEN
Hüseyin KAÇIN
Dindar neslin tanrı'sı yoksa dijital neslin tanrıları var!
Özlem AKYÜZ
Nereden geldiğini unutma!
Yusuf AKTAŞ
Köftenin kokusu kimleri cezbetti!
Emine AYDEMİR
Ateşle oynayan evliya Ateşbaz veli hazretleri
Tarık Sezai KARATEPE
Sen Yoksun Diye! Müjdecim!
Abdullah BİR
Fitne, Kaos, Suriye ve Suriyeliler’e Daire İki Kelam...
KÜLLİYEN YAZAR
Şşşşt Başkanım Sana Söylüyorum!
Süleyman GÜLEK
Küçük Lee İle Çekirgesi
Adnan ALBAYRAK ŞİMŞEK
MUHAFAZARLIK
Serkan GÜL
Çocukları +18 İçerikten Koruyun
Başyazı
Samsun’un sağlığıyla oynamayın!
Fehmi DEMİRBAĞ
ÇÖKÜŞ
Hacer Hülya KARADAĞ
Ayasofya'dan Sonra Mescid-İ Aksa'ya…
Tevfik DEMİR
28 Şubat Darbesine Dair Postmodern Notlar
Veysel BOZKURT
İnsan Beyni ve Kontrolü Bir Değerlendirme
Zinnur ŞİMŞEK
Bir Doğumun Ardından
Osman Çakmak
Eğitimin kıblesini batıldan batıdan çevirmek mecburiyeti!
KERİM YILMAZ
İlkadım'a damga vuracak başkan!
Adnan KARAKUŞ
Faruk Koca ve Batı Değerleri
Süleyman KOCABAŞ
Siyonist İsrail’in Koloniyal Jandarma –Polis Devleti Olarak Doğuşu
Şener Danyıldız
Trafikte Empati ve Sempati
Elif Ekşi ZORER
Güzellik
Orhan SARIKAYA
Direk Tehdit!
Saadettin BAYÇELEBİ
Sessiz Gemi
Yaşar BAŞ
Ormanlar Yanıyor Birileri Saçlarını Tarıyor!
Mahmut KURU
Aşk, Yine Aşk… Yine Aşk!
Ayhan GONCA
Fetö'den kurtulmanın tek yolu...
Hanife OKUTAN
Narsist Sapkının Kurbanı Olmayın
Hülya Bulut
Samsunlu Olmak Mı Samsun’da Yaşamak Mı?
Bukrenur YILMAZ
Keşkenin Halet-i Ruhiyesi
M. Burhan HEDBİ
Emekçinin elini öpen peygamber!
Prof. Dr. Adnan DEMİRCAN
Nasıl Ayağa Kalkarız!
Pınar HOLT
Kendini yeniden keşfet!
Ayhan ENGİN
Hazinemiz Ahlakımızdır…
Ahmet Kubilay
Ayvaz İnsan
Cuma YILDIZ
Cambridge’e Giden Aşk
Ahmet ÖZTÜRK
Hadi Türkiye, Dolar Düşüyor
Dursun Ali Tökel
Cinnet Buğdayları
Savaş UYAR
Varlığından Haberdar Olmadığımız Hastalığımız: Safsata
Ümit Zeynep KAYABAŞ
Güven Zor Bir Duygudur…
Nur DİNÇKAN
Udhiyyeden Kurbiyyete
Suat ZOR
ABD, Adana Mutabakatı Ve Suriye İle Nihai Çözüm
Sonradan Gurme
Beyaz Ev’de Yemesek De Olurdu
Ahmet Fatih AKKAŞ
Ferman!
AKASYAMSPOR
Yıldırımcı mıyız, Uyanıkçı mıyız!
Züleyha TUNA
Mevsimler Ve Sen
Ali KAYIKÇI
“Güldürmeyin” Bizi, “Sayın Hâkimler!..”/9
Gülay ALPAGUT
Cennet berat belgesiyle değil amelle kazanılır!
Hamza ÇAKAR
Çocuk Savaşçılar
Alperen CARUS
İttifaklar ve HDP çıkmazı!
Selma MEDENİ
Ne Hacet Seni Anlatmaya
Ankara KULİSİ
Çiğdem Karaaslan Çevre Ve Şehircilik Bakanı Mı Olacak!
MÜNEKKİT
Seçim Sonuçlarını Nasıl Okumalıyız!
Sıddıka Zeynep BOZKUŞ
Zahideler /Teyzeler
Kevser KARSLIOĞLU
Yeme Problemi Olan Çocuklar İçin Çözüm Önerileri
Selçuk KAYA
Yazık oldu!
Ali Haydar YILMAZ
Eğitimde fırsat eşitliği gelecek bahara mı!
Bedia YILMAZ
Ben de varım!
Levent BİLGİ
Fehmi Koru, Said Nursi Ve Susmak
İhsan ZORLU
Paralel Devletin Eli Postmodern Anarşizm!
Esat BEŞER
Gerger Gençliğinin Bayrak Sevdası
Nurettin VEREN
Japonya’daki G20 Zirvesinde, FETÖ’nün Üniversiteleri Konuşuldu mu!
Mehmet FIRAT
İlim Ve İrfanla Geçen Bir Ömür: Şeyh Esad El Çokreşi
Ahmet BEREKET
ABD temsilciler meclisinin kararına bir Bozkurt nidası ile gecikmeden cevap verelim!
Ali Can AKKAYA
İnanır, Sabreder Ve Gereğini Yaparsanız…
Hüseyin YILMAZ
Diyanet’in Atatürk’le imtihanı!
Oktay GÜLER
Merhaba!
Halil KÖPRÜCÜOĞLU
İslamiyet ile Tıb arasında problem var mıdır!
Atilla YARGICI
Kur’an’da Korona Var Mı?
Rukiye AYDIN
2022'de Kendime Bazı Tavsiyeler!
Osman KÖSE
Ahıska Türkleri Sürgün, Özlem Ve Gözyaşı
Ruhugül ZİYADAN
Hayrı harabat edilen Bafra!
Ali KORKMAZ
Eksik Organ Sendromu
Yücel EMRAH
Ben Muhammed...
İbrahim Yusuf ŞAHİN
Parçadan Bütüne, Kolaydan Zora Karşılaştırmalı Bir Dil Öğretim Yöntemi
Ebru AÇIKGÖZ
Taşların Gizemli Dünyasından Hayatınıza Renk Katan Mozaik Sanatı
EnesTANIŞ
Taşın Dediği
Muhyiddin SÜLEYMANOĞLU
14 Şubat Sevgililer Günü Üzerine Kalbî Bir Muhasebe
Mesut KÖSEOĞLU
Daha Ne Denir!
ACZ ZARİFOĞLU
Kırlarda Çiçekler Artık Bensiz Açacak…!!!
Muhammet ÜSTÜNER
Yeni Türkiye Düzeni
Meryem YİĞİT
Gitmek İsteyenler
İsmail OKUTAN
Gerçek Dostluğa Dair
Tolga TURAN
Maskın Ustası Özgür Maskeler
Bozkır KURDU
LÜTFEN BENİ CİDDİYYE ALMAYIN
Gülşen KILINÇER
Yeşilin Ormanına, Yatayına, Dikeyine, Her Türlüsüne Karşı Bunlar!
İlknur ESKİOĞLU
Neydik ne olduk allah'ım!
Adem MUTLU
Engelleri Aşıp Hedefe Ulaşmak!
Zelal ALPASLAN
İnsan Terazisi
Ömer KARAMAN
Sevgili Öğrencim…!
Ümit AYDIN
Partilerin Kaderi Mahalle Başkanındadır!
Ahmet Doğan İLBEY
Kemalist Gençliğin Çanakkale Şehitliğinde “Kadeş” Rezaleti!
Önder GÜZELARSLAN
İsraf Bir İnsanlık Suçudur!
Mehmet ÖZÇELİK
Altılı masa aday belirleye dursun atı alan üsküdar'ı geçti!
Gülhanım CAN
Eti Senin Kemiği Benim
Levent ERTEKİN
Fakir Halkın Bağışladığı 350 Uçak
Okan KARAKUŞ
Osmanlı Devletinde Ramazan Gelenekleri
Gülay YILMAZ
Sus çarpılırsın!
Bahar ARSLAN
Hakikati Algımıza Taşıyan Beden
Feyza Nur DİLEKCAN
SAÇMALAMA (!), SAÇMALIYORSUN (!), SAÇMA (!)
MEHMET ERBİL
Keşke bir mayıs bayram olsa!
Kürşat Şahin YILDIRIMER
Hücum Terapisi :Hayatın Anlamı ve Her İnsanın Kendine Sorduğu Soru
Sema KOCA
Rahmetini Umarak
Celal TÜRK
EKONOMİK KeRİZ
İbrahim Erdem KARABULUT
Her gün durmadan küfrediyorum!
Betül Özer BÖLÜK
Kelimelerin Şaşırtıcı Etkisi
İlknur GENÇOĞLU YILDIRIM
7'den 70'e Herkese İzciliği Sevdiren Işıltan Uşaklıgil Öğretmen
Muhammed Veysel AKKAYA
Allah’ın Seçkin Kulu Olmanın İşareti Kur’ân-I Kerîm’e Gönülden Kulak Vermektir
Edanur İSMAİL
Dünyada Neyi Değiştirmek İstersin
Nazile ŞANAL
Yol Ve Yer Arayanlara Ya Fettah
Prof. Dr. İnanç Özgen
Arazi Parçalılığı
Zehranur Yılmaz KAHYAOĞULLARI
Ulu çınarım, babam...
SAVAŞ YILMAZ
Her Nasip Vaktini Bekler, Vakit İse Yaradanı
MEHMET YILDIZ
Beterin beteri var…..!
Seyfullah YİĞİT
Buhara Bizi Çağırıyor… (-1-)