"Muhakkak ki yeryüzüne iyi kullarım vârisdir." Enbiya -105
Allahın yeryüzündeki varis kulları can ve gönül oğullarıdır. Onun mülkü sonunda helak olacak suyun ve toprağın oğullarına varis kalmaz. İnananların gafleti, şartların zorluğunu fırsat bilen siyonistler filistin topraklarını kısa süreliğine gasb etmişlerdir. Bununla beraber ister fakir, ister zengin olsunlar, inananlar yeryüzünün varisleridirler.
Ahlâksızlar, fitneler, hiçbir işe yâramıyanlar, azgınlar ve zalimler, her ne kadar görünürde dünyaya hâkim olurlarsa da, payidar kalamazlar. Dünya, derhal onların elinden çıkıp sonunda dindar, salahiyetli ve her işe yârıyan kimselerin eline geçer. Hakikatte bu mülkü hak etmiş olanlar onlardır.
Çünkü Ulu Allah bu âlemi, yeri ve göğü peygamberler, veliler, abdallar, salihler ve âbidler ve müminler için yaratmıştır.Bunlardan başka her kim, bu mülkü istilâ eder ve kendi malı olarak kabul ederse o, gasıp sayılır. Mal, hırsızın ve gasb edenin elinde iğretidir. Sonunda hakikî sahibine ve onu hak etmiş olana geçecek, ebediyen onda kalacaktır
Filistinde yaşanan bu sahne Allah zalimlere bir müddet, hak etmediği mülkü vermesi onlara lütuf değil ancak kahır içindir.Bu onlara cezalarını dahada artırmak için kurulan ilahi bir tuzaktır. Lakin şımarıklıkları perde olduğundan yemi görüyor tuzağı görmüyorlar.. Tanrıyı kıyamete zorlayacakları kibri onlara Kendi kıyametlerini göstermiyor...
Böyle kimselerin yeryüzüne kısa süre varislik olması azablarının artmasını istemelerinden mükteseptir. Yoksa bu yeryüzü nereden onların olacak. Zira ''Mülk Allahın'dır'' dilediğine kısa süreli vermesi sınama maksatlıdır. Ayetle sabit olduğu üzre ancak onun salih kulları ve salih kulların teslim ettikleri yeryüzüne varistir.
İnananların kısa süreli yeryüzüne varis görünmemesi varis olmadıkları anlamı taşımaz. Belki bir ilahi hikmete mebni Hz Süleymanın (as) yüzüğünün bir müddet ifritin çalması sonrada geri alınması gibidir. İnananlar güçsüz görünselerde yine Hakkın arzına sahib ve varistirler. Bu ayetle sabittir.
Akıllı ileri görüşlü kişi bilir ki ortadoğunun tam ortasında siyonist yahudilerin bir kısım yer elde etmesi, önündeki uçurumu görmeyen tuzağa düşen kuşlar gibidir..
Siyonistlerin gazze halkına şımarıklık cinneti içinde zulmetmesi onlara şimdi nimet afiyet gibi gelebilir..Ancak onların nimet zannettikleri şey iştahla deve tikeni yiyen devenin hali gibidir.
Her ne kadar noksanları da hatalarıda olsa temiz inançları ve cesaretleri sebebiyle yine salih kullarının dua ve himmetiyle ,Yüce Allah, Aziz Türk ve Müslüman milletine bu varisliği vereceğine inancım tamdır.
Şimdilik siyonistlere dokulmamasının başlarına ziyan gelmemesinin sebebi Hakkın onlara bu toprakları varis kıldığı anlamına gelmez.Hiç bir akıllı adam Allah bu yeri onlara bağışladı demez. Bu adama bir ceza olmak için orasını vermiştir, onu bu arazide hapsetmiş, birçok kayıtlar altına almıştır", diye düşünür. Bu bakımdan dünyada, kötü bir iş işliyen ve nefsine uyan kimseler de tıpkı buna benzer. Kendileri için bir kuyu kazar yahut bir kuyuya düşer.
Gazze her cezanın önüne konmuş bir yemdir. Yemi şiddetli arzulamaları iştahlarının kabarmasıda hak ettikleri karşılığı tam olarak almaları içindir. Böylece adalet yerini bulacaktır. "Muhakkak ki yeryüzüne iyi kullarım vârisdir." Enbiya -105
Nasibsizliği nasib olarak görme ahmaklığı, ancak su ve toprak kalacak olan suyun ve toprağın çocuklarının kazancıdır.. Hakikî çocuklar ise, ilâhî mülkün vârisleridir. Can ve gönül çocukları manevi çocuklardır. Maddî, yani su ve toprak çocukları değildir.
Çünkü ilahi mülkün sahibleri yüce göğe mensuptur diğerleri ise yere mensuptur. İnananlar sevapkârdır, onlar günahkârdır. İnananlar baki, diğerleri fânidir. Onlar Hakikî, bunlar hayaldir. Onlar temiz ve sâf bir candır, diğerleri kaskatı bir toprak..Su ve toprağın çocukları yabancıdır, can ve gönül çocuğu ise yakındır ve dosttur.
Allah cc karanlığın ardından ak gündüzler çıkarır.. O diriyi ölüden ölüyü diriden çıkarandır. Çünkü Allah bu alemi Memnuniyet kederin ve keder de gamın olacak şekilde yaratmıştır. Allah cc her kahrın içinde gizli bir lütuf, her lütfun içindede gizli bir kahır saklıdır. Buyurmuştur. Ama bunu ancak, inanan salih kullar ve onların uyandırdıkları kullar bilir.
Bu karanlık siyonist zulmün ardından maksad, ak gündüzün yani bir aydınlığın ortaya çıkmasıdır.. Kimin hangi cisten olduğu işte o zaman daha net ortaya çıkacaktır. Kim yüzünü Allah'a ve arkası yanlışa çevrilmişse o, can ve gönül oğludur. İşte onların hakiki ve doğru akrabaları bunlardır. İster Afrikalı olsun ister Hintli ister Amerikalı olsun ister çinli.. İster moğol olsun ister rus..
Bu sıfatı taşımayanlar, bu mülkün gasıbı olurlar. Mülk onlarda iğretidir. Hem kolaylıkla, Allah'ın fazlı onu, onlardan geri alır ve buna müstehak olanlara verir. Mutlak faal olan Allah'dır.