Kıblesi Hak olanların yaptıkları bütün işlerde gayesi Hakk’ın rızasını sevgisini kazanmaktır... Bu kutlu yolda dünyalık bir şey kazanır elde ederlerse de, elde ettiklerini birer vasıta gibi görürler. Asla o vasıtalara bağlanmaz esiri olmaz tesirinde kalmazlar. Hakk’ın rızasını ve sevgisini kazanmak için edindikleri her şeyi yine HAK yolunda harcarlar. Onların kazanmaları da harcamaları da Allah içindir.
Yetimlere, mazlumlara ihtiyaç sahiplerine kimsesizlere hasislik ve cimrilik yapmadan canı gönülden aşkla şevkle verirler. Barışın ve sulhun temsilcileridirler onlar. İnsanlığın kurtuluşu ve hayrı için çaba sarf ederler. Malla, mülkle, şanla, şerefle, şöhretle işleri yoktur onların. Böyle bir kul olabilmek her mümin kişinin hayalidir.
Ama dünya ve onun içindeki bu vasıtalar çoğu zaman insanları aldatmakta, amaçlarından gafil kılmaktadır. Hakk'ın rızasını kazanmak için geldikleri yerde çoğu elde ettikleri o vasıtalar birde bakmışsınız ki insanı karunlaştırmış, niçin bu yola baş koyduklarını ve gayelerini onlara unutturmuştur. Nihayetinde dünya bir imtihan ve sınanış yurdudur. Buda sonunda insana dünya ve ahirette hayal kırıklığından başka bir şey kazandırmaz.
İnsanın bu kutlu yolda elde ettiği imkan ve vasıtalar gün gelir insana imtihan vesilesi de olur. Gizliden gizliye insana gurur verir ama farkında olmaz. Sonunda karşılığında elde edeceği şey ise gam ve kederden bir şey değildir.
Allah yolunda ne aklımıza ne de elimizi ayağımızı bulaştırdığımız ibadetlere hayırlara güvenebiliriz. İbadet, dua… Bütün bunlar Allah’a giden yolda onun rızasını kazanabilmek için birer vasıtadır. Vasıtaya sarılmak güzeldir ama gaye değildir. Gaye Haktır Allah'tır. Tevhiddir. Birliktir.
Aşkla ve samimiyetle yapılmayan tüm işler gün gelir eksik tarafımızdan bizi yakalar bulur. Biz de kendimizi hala hak yolunun yolcusu sanır boş bir zanna kapılırız.!
İşlerini Allah rızası için aşkla şevkle yapanlar Benlik, bizlik, yani varlık davasında değillerdir. Onlar dünyalık dilek ve isteklerine gem vurmuş kişilerdir. Ki bunlarda parmakla gösterilecek kadar azdır ve kimsede kıymetini bilmez... Hakkın rızasına ve gerçek varlığa ulaşabilmek için her şeyini verebilmek isteklerinden vazgeçebilmek yürek işidir. Bu ne söz işidir ne şov işi!
Hz pir Mevlana, Güzeller güzeli Olan Allah’ın aşkını ve rızasını kazanmaktan başka yeryüzünde ne varsa hepsi can çekişmeden ibarettir. Haktan başkasına bağlanmak, geçici bir hevestir. Cüz"ü seven, maskaralaştı, başkalarına kul oldu. Denize düştü, boğulmak üzere iken; eline geçen zayıf bir ota yapışmakta Halbuki o zayıf ot kendine hakim değildir ki adamın derdine derman olsun.
Allah'ın sevgisine ve rızasına talip olan kişi, varlığa bağlanmaz. Gönlünde ondan başkasına yer vermez. Allah’ın sevgisini ve rızasını kazanmak ancak kötülüklerden arınmış bir gönülle olur. Heves ve isteklerden dünyaya bağlılıktan kopmakla olur.
Ahmet DÜZGÜN