Hiç kimse dinlemek istemeyenler kadar sağır, anlamak istemeyenler kadar ahmak ve cahil değildir.
Anlama anlam katan aklı bilir tanırız aşina olur severiz. Ancak anlamsızlığa anlamsızlık katan şu ahmaklık ne kadar kötü bir huy. Bu kötü huyun karşısında cahillik bile kamil olur
Hem ahmak hem de cahil olmaktan büsbütün Allah korusun bizi..
Allah düşmanın bile akıllısı versin demiş büyükler. Birde bu yetmez gibi insanın bu uğurda gösterdiği gönüllü çabası inadı, kibri ve alaylarına ne demeli.
Gözleri kör insana acırsın ama şu hırs körüne nasıl acınır nasıl merhamet edilir. Hırs körlüğünün midesi onun aklı yerindedir. İşte hırs körü bu çeşit ahmaklık karanlığından gelen lezzet veren bu gıdalarla beslenir ve doyar. Bu gıda yedikçe ahmak insanı daha da fazla ahmaklığa acıktırır. Ahmaklık bir an hüküm sürerse etraf, ahmaklık ovaları ormanları dağları denizleri, şehirleri ve boş bilgileri ile dolar. İnsan ona göre bir yaşayış sürer. Ancak Aklın aydınlığı hüküm sürünce iş değişir karanlık zulum pılını pırtısını toplar yok olur. Akıl ve nuru ise yücelerden dir göklerin ötesinden gelmiştir. Aklın gökyüzünün güneşi ve işığı karşısında ahmaklık karanlığı yok olur gider..
Dünya güneşi batınca içinde ay ve yıldızların olduğu şu karanlık geceyi ve onun gökyüzünü biliriz tanırız. Şimdilik çocuk aklına sahib, ancak şuan gelişmeye ve doğmaya musait olmayan cahil aklıda. Yaşı büyük dahi olsa cahil insanın akıl ufkunun gökyüzünde henüz keşfedilmemiş keşfedilmeyi bekleyen bir süheyla yıldızı var mı hani onu ararız. Bir çoğunda da buluruz. Bazı karanlıklar var ki dikkatle bakınca içinde zerre zerre dahi ışık veren umud yıldızları görünür..
Bu ahmaklık ise hiçte öyle birşey değil...
Bu nasıl bir ahmaklıktır ki içinde zerre işık yok. İçinde hiç bir aydınlık bulunmayan karanlık ahmaklığın karanlığıdır. Çünkü ahmaklığın bir gökyüzü yoktur ki içinde yıldızları ayı ve güneşi olsun..
Ahmaklık, karanlığın içinde başka bir karanlıktır. Yani; karanlığın içinde kapkara bir karanlıktır. Salt karalıktan siyahlıktan ibarettir. İşte ona bu sebeble kara denmiştir. İçinde ne bir ışık nede aydınlık olmayan bir kapkara bir renk halini almıştır. İnsandaki bu ahmaklık karanlığı, tedavisi olmayan yahut kolay kolay bulunmayan bir illet yani hastalıktır. Bu hastalığın çaresi ve tedavisi için ulu Allah insanlığa bu ahmaklık uykusundan uyansınlar uyarsınlar diye peygamberler göndermiştir.
Ahmaklığın karanlığı; Hz peygamberin aydınlığı karşısında ebu cehlin karanlığı gibidir. Bildiğimiz şu gecenin karanlığı şu ahmaklık karanlığının yanında aydın bir gün gibidir. Ama ahmaklığın karanlığı bir an dünya gündüzüne nüksetse aydın gün kapkaranlık gün sayılır. Öylesine bir karanlık ki kapkaranlık tarifi yok... Hiç bir şey görünmüyor içinde anlayış aydınlığı yani doğru bir mana hiç yok.. Çünkü öyle olması istenmiş. Oda öyle olmuş..
Ahmaklık karanlığından ancak akıl karanlığı doğar. Ondanda anlayış karanlığı ve görüş karanlığına insanı çeker. Dünya anlamsız manasız hadise ve işlerle yani savaşlarla oyalanır durur. Anlayış ve görüş karanlığı nihayet insanı kalb ve gönül kararmasına kadar getirir. Sevgi iman merhamet kalbten ve gönülden gider. Akıl ölür kalb ölür gözler kör olur. Amaçsız ve gayesiz vahşi hayvan olur insan..
Siz ona şimdiden ölü deyin..
Sonunda yok olur gider.
İnsanın asli mayası yüce gök ehlindendir insan hakikatte yer ehli değildir.. Ateş başkadır nur başka. Ateş insanı ateşe çeker nur ise insanı başka nurlara. Bu yer insanı daha fazla yerlere çeker gök ise daha başka göklere..Karanlık ,insanı daha karanlığa çeker. Aydınlık ise insanı daha başka başka aydınlığa.. Şeytan daha fazla şeytanlığa, melek daha fazla melekliğe çeker bunun sonu gelmez bu yarış bitmez....
Akıl insanı daha olgun akıllıya çeker. Ahmaklık başka bir ahmaklıkla cahillikle savaşır yarışır kavga eder durur .Eğer bir aydınlık gelmezse akla Allah korusun..Allah akla bir aydınlık verdi mi artık onun aydınlığı nefse göze kalbe cana ve gönle yani tüm bedene vurur. Allah kendine inananları ahmaklık illetinden korusun...
Amin