Hak dostlarının îkaz ve nasîhatleri, Allah Rasûlü -sallâllâhu aleyhi ve sellem-’in sohbetlerinden birer akistir. Zîrâ mânevî istifâdenin merkezi O'dur. îkaz ve nasîhatler, hep o merkezden silsileler yoluyla naklolunan nur parıltılarıdır.
AMELİNİZE GÜVENMEYİN
Allah sizin suretlerinize ve mallarınıza bakmaz ancak amellerinize ve kalplerinize bakar. İnsan Allah'a kalıbıyla değil kalbiyle ibadet eder. Kalbinle Allah’a dön! Dünya bir denizdir, iman da gemidir. Kaptan ise ibadet ve taatlerdir. Ahiret de bu denizin sahilidir. Sakın ha, amellerine ve manevi hâllerdeki gelişmelere mağrur olma! Bunlarla övünmeye kalkışma, ucube düşme! Zira ucub kişiyi zulme, tuğyana, azgınlığa ve günaha sevk eder, Allah’ın gazabına uğramasına sebep olur.
KALBİNİZİ TEMİZLE
Kalbini temizle. “Çünkü Kalbin diline uymuyor. İçin dışını tutmuyor. Yaptığın söylediğine uymuyor. Kötü hallerden tövbe et. Allah'a dön. Bir daha geri dönmemek üzere, o kötü ve günahkar hallerinden sıyrıl!" Âhiret ve dünyanın iyiliği, ruh temizliğinden sonra başlar. Bunların hepsi, Allah Teâlâ’nın takdiri ve dileği ile olur.
DÜNYAYA ALDANMA
Dünyayı, zahirdeki güzelliği ile görürsen aldanma… O, hilesi, dokunanı derhal öldürür. Onda sadakat, onda vefa diye bir şey yoktur. Ona iyi gözle bakıp hoşlanma; Ona ihtiyacın kadar bağlan! Kalpten sevme; nasibin neyse gelir; üzülme!.
Ancak kendi isteğinle yaptığın şey sonunda mes’ul duruma düşersin…Yaptığın hareket neticesi, sana taarruz vaki olur.
Sabrın azlığı, edebe riayetsizliğin, bulunduğun duruma rıza göstermemen senin için hiç de iyi olmayan hareketlerdir. Dünya bir çarşıdır, bir pazar yeridir. Yakında kapanır, dağılır.
HAKİKATTE Kİ EDEBİ BİL
Saraya girmek sana nasib olunca; başını önüne eğ, gözlerini etrafta gezdirmekten sakın. Edepli terbiyeli olarak, verilen her hizmet ve vazifeyi yapmaya çalış. Daha fazla yükselmeyi isteme… Halini muhafaza et, verilene razı ol…Bütün hayır haddi bilmekte ve ona razı olmaktadır. Bununla beraber başkalarının hiçbir şeyine göz dikmemektedir. Başka bir şeye iltifat etmemektedir.
TEMKİNLE YAKLAŞ
Bazı şeylerde var ki o şey sana hiçbir zaman gelmez. Yine o şey, ihtimal ki hiç kimsenin nasibi değildir, fitne ve tecrübe için yaratılmıştır. Avuç içi kadar dar yerde de kalsan, geniş sahalara da çıksan, her ikisi de sana göre müsavi olmalıdır.
KARŞILIK BEKLEME
Karşılık beklemeden hizmet edebiliyorsan hemen yap! Allah yolunun yolcuları, yaptıklarını sırf O’nun için, O’nun rızasına uygun olarak yaptılar. Allah da, hoşlarına gidecek şeyleri, dünyada da ahirette de onlara gösterdi ve gösterecektir.
GAYRET VE RAĞBET
Himmetin dünya olmasın! Dünyadaki himmet ve gayretin yemek, içmek, giymek, evlenmek, güzel ve rahat evlerde oturmak, servet toplamaktan ibaret olmasın! Bütün bunlar nefsin işidir, nefsin rağbet ettiği şeylerdir. Öyleyse kalbe mahsus himmet ve gayret nedir? Kalp, öz ve sır neye rağbet eder? Onun himmet ve gayreti Allah’ı aramaktır. Kalbin rağbet edeceği tek şey budur. Senin himmet ve gayretin ve rağbet edeceğin şey senin için en mühim olandır, sana ehemmiyet verendir. Öyleyse senin rağbet edeceğin şey, Rabbin ve O’nun nezdinde olmalıdır.
İNSAN DÜNYADA EBEDİ DEĞİLDİR
Sen dünyada ebedî kalmak için yaratılmadın! Allah’ın yoluna uymayan bir yaşayış içindesin! İçinde bulunduğun bu hâli hemen değiştir! Kendini Allah’ın takdirine teslim et! Sonra O’nunla birlikte ol! Nasıl bir binanın önce bir temele, sonra da duvarlara ihtiyacı varsa, her işin de önce bir temele sonra da bir yapıya ihtiyacı vardır. Senin yolunun temeli, Allah’ın takdirine teslim olmak, yapısı da O’nunla birlikte olmandır. Bu esasa yapış, ömür boyu, gece gündüz buna devam et!
BENİ İSTİYORSUN AMA
Beni isteyip geliyorsun. Ben de sessiz duruyorum. Hâlini anlamaz gibi tavır takınıyorum.Yani bir nevi iki yüzlülük yapıyorum. Bütün çirkinliğine rağmen yumuşak konuşuyorum. Sen de kendini bir şey sanıp ferahlıyorsun. Nefsini büyütüyor, kendini beğeniyorsun..Yazık ki, mesele senin anladığın gibi değil.
İBADETİNDE İHSANI GÖZET
Resulullah (sav) şöyle buyurur Allah'tan sanki onu görüyormuşçasına kork. Eğer sen O'nu görmüyorsan, hiç süphesiz O seni görmektedir!..
SAKIN MALA MÜLKE DAYANMA GÜVENME
Malına, mevkine, aile efradının çokluğuna ve sebeplere güvenip dayandığın zaman, İzzet ve Celâl sahibi Allah’ın gazabına maruz kalırsın. Ayrıca sahip bulunduğun o nimetler de elinden gider. Allah, senin kalbinde kendisinden başkasını görmeyi sevmez.
HAKİKİ VUCUD VADİSİNE ULAŞ
İmanı sağlamlaştırırsan mârifet vâdisine, sonra ilim vâdisine, sonra nefsten ve halktan fânî olma vâdisine, sonra ne nefs ne de halkın yer almadığı "vücud" vâdisine ulaşırsın.O zaman hüznün gider. Hakk'ın muhafazası sana hizmet eder; himayesi seni kuşatır; muvaffakiyeti her tarafını sarar. Melekler etrafında yürür. Ruhlar sana gelerek selam verir. Cenâb-ı Hakk seninle halka övünür. O'nun nazarı seni gözetip kollar, kurbiyetine, ünsiyetine ve münâcâtına çeker.
KÖTÜLÜKLERİ BIRAK
Tövbe ile günah elbiseni çıkar! Yaptığınız kötülükleri bırakın; tövbe edin; bir defa yaptığınız hatayı ikinci defa yapmayın. İçinizi dışınızı temiz tutun. Uğursuz, çıkmaz, karanlık bataklıklara düşmeyin. Rabbinizin taatı ile ruhunuzu bezeyin. O'nun kapısından ayrılmayın. Ondan yüz çevirmeyin. Tövbenizi bozmayın.Gece gündüz Allah'a yalvarmaktan bıkmayın. Çünkü rahmet kapıları ancak bu yolda açılır.
KURTULUŞ İSTİYORSAN
Eğer kurtuluş istiyorsan, Rabbine itaatte nefsine muhalefet et! Nefsinle birlikte olmakta devam ettiğin müddetçe insanları ve diğer varlıkları tanıyamazsın. Dünya sevgisi ile dopdolu olduğun müddetçe ahireti tanıyamazsın. Ahiret sevgisi ile dolmadıkça ahirette Rabbini göremezsin. Nefis devamlı kötülüğe meyillidir, bu onun fıtratıdır, huyudur. O’nun fıtratı bu olunca, artık var, ötesini sen düşün, neler yapmaz ki?Nefsinin rağbet ettiği arzuları ayaklarının altına al, çiğne! Bütün kalbinle onlardan sıyrıl!
NEFSİNİ ŞIMARTMA
Nefsi kendine hizmetçi yap! Onu işin esasına sevk et! İşin zor yanını ve aslını yapmayı alışkanlık hâline getir! Zira nefis ne yüklersen onu taşır. Tepesinden sopayı eksik etme! Eğer sopayı eksik edersen hemen uyur. Sırtındaki yükleri de kaldırıp yere vurur. Ona tebessüm bile etme! Ona hiçbir zaman doyasıya yedirme! Meğerki tokluğun onu azdırmayacağını ve tokluk karşılığında çalışacağını bilmiş olasın. Nefsine açlık sopası ile vur! Onun arzulara, zevklere ve batıl şeylere meyletmesine mani olmak suretiyle vur!
MÜSİBETLERE SABIR
Musibetler üzerine yağdığı hâlde bile daima Hakk’ın huzurunda ol! Sen O’nun sevgisinin basamağında duruyorsun. Bu hâlini hiç bozma! Fırtınalar seni yıkmasın, süngüler seni delmesin, sana dehşet vermesin. Bu takdirde öyle bir makamda bulunursun ki orada fâniler yoktur, dünya yoktur, ahiret yoktur, haklar yoktur, hazlar yoktur, elem yoktur, zeval yoktur, Allah’tan başka hiçbir şey yoktur.
MÜNACAAT
Allah'ım! Bizler her türlü günahtan, her türlü hatadan sana tövbe ederiz. Bir daha onlara asla dönmeyeceğiz. Rabbimiz! Unuttuğumuz ve hata yaptığımızda bizi sorguya çekme. Rabbimiz! Hidayete erdikten sonra kalbimizi saptırma.
Amin