Alemlerin Rabbi olan Hakk’ın zatından öte, yeryüzünde kullarına ve insanoğluna lütuf ve ihsanı gereği bahşettiği helal ve meşru haklar vardır.
Kimi zaman olur bu haklar devir ve zaman itibarı ile takdir gereği şu veya bu sebeple muayyen bir ana kadar örtülü kalır. İnsanların kamuda yaşadıkları eski yeni hak ve adalet arayışları bunun gibidir.
Ama bir gün bu haklar nasıl ki ahirette ortaya çıkacağı gibi yeryüzünde de bir gün ortaya çıkar. Devri iktidarımızda bu hakların savunuculuğu ve ivedi iadesi hususunda Sayın Cumhurbaşkanımızın duyarlılığını hassasiyetini çok iyi bilinir. Son açıklamaları ile de sayın vekilimiz Dava adamı Metin Külünk Bey bu açıklamalarıyla bu hususa son noktayı koymuştur. Bürokraside mağduriyet yaşayan bir vatandaş olarak da bizim birkaç tespitimiz olacak. Allah mihengimizi bozmasın.
Kuran'da yetimlerin ve hak sahiplerinin haklarının korunması onlara bu hakların iadesi hususunda gayret göstermeyen, savsaklayan, gizlemeye çalışanlar hakkında Allah’ın hiddetini ikazını inananlar çok iyi bilir. İyi anlar. Allah’ın lanetinin ve çetin azabının bu feryatları duymayanların üzerine olduğunu unutmayın!..
Ama ne yazık ki yaşanılan tecrübeler koltuk ve makam verdiğimiz inanmış kişilerin meselelere çözüm bulacakları yerde işleri daha da çıkmaz hale getirmeleri insanları çileden çıkarmaya devam ettikleri aşikâr.
Üstelik bu kendilerinden emin tavırları halka tepeden bakmaları, duyarsızlıkları yetmez gibi birde bunu ibadet telakki etmezler mi?
Vicdanlarını rahatlatmazlar mı!..
Sanki bu hal bu durum inanmış abdestli bürokrasimizin vicdanlarını rahatlatıyor. Onları Vecd haline sokuyor... Ters giden bir şeyler var!..
Eski Türkiye’deki bürokratik anlayışın yerine bugün iktidarımızın ellerinde, egosu yüksek, tatmin olmamış, kendini bir üst makam ve koltuğa adamış, Allah rızası için hizmet etmeyi unutmuş, Hakkı temsil etmeyi sadece kanun genelgelerde gören, meselenin özüne inememiş, hala daha meseleyi iyi anlayamamış, egosu, hırsı tavan yapmış çiğ yapıda çok insan var.
Bir Hak iktidarının yılardır çekilen yani yıllar süren özleminden sonra işin başına getirdiğimiz birçok kişi kendini ve gayesini unutmuş, oturduğu makamın sarhoşluğunda kaybolmuştur. Bu bürokraside görev yapan insanlar, eski zihniyetin halkın dertlerini çözdüğü kadar bile bir çözüm üretemiyorlar ne yazık ki. Ya da vatandaşın ne hak arayışının ve nede savunuşunun tarafında bile değiller. Alışkanlık haline getirdikleri, kendine has ibadet ve amelleriyle, Hakkın hakkını verdiklerini sanıyorlar.! Onlar kim Hak kim!..
Onlar Neredeler söyleyelim öte taraftalar. Bedenleri bu tarafta!.. O kadar ihlaslılar ki kendilerinden geçmişler, halkı yani tebaalarını, yani hakkını arayanları unutmuşlar, bu anlayışı güzellik yapıyoruz yani amel ediyoruz sanmışlar. Bir de tabi ki uyanmaları, yani uyandırılmaları var ki sonrasını darbı mesellerden biliriz.
Onlar varsın sırlarından yok olsunlar. Her neyse talip oldukları sır anlayışları. Allah bu halkı ve mazlumları böyle insanlardan ve sırlarından inançlarından beri kılsın korusun. Hak sahipleri yok olmaz var olur. Gerçektirler ve hak beklemektedirler…
Uyanmayan bürokrasiye ilahi ikazlar önce insan dilinde ve sözüyle gelirler. Önce yeryüzünde var olurlar sahibiyle akıbet bulurlar, eğer bu ikazlar anlaşılmasa da, lanet şeklini alırlar. Yine uyanmazlarsa hem bu dünyada hem de Ahirette azab şeklini alırlar. Sonrasında mahşer günü karşılarında iyi ya da çirkin bir surette de canlı olarak şahitlik ederler...
Özetle bu umursuz bürokrasimize hitaben diyoruz ki ,vatandaşın işlerini zorlaştırmayın kolaylaştırın, Mağdur vatandaşın sorunlarını taptığınız egonuzla cevap vererek savmayın...
Müjdeleyici olun. Çare olun deva bulun..! Ya da o makamları terk edin! Kime hizmet edecekseniz gidin ona hizmet edin!
Size o makamlar ve mevkiler Hakkı ortaya çıkarın diye verildi, Halka tebaaya tepeden bakın diye verilmedi..! Halka hizmet edin diye verildi. Hakkı arayın.. Bulun ve onlara verin.
Mevzuatınız buna müsait. Korkmayın kaçınmayın savsaklamayın. Sizler çözüm için oradasınız. Çözümsüzlük için değil. Mesuliyetinizin farkında olun...
Gece kıldığınız ihlaslı teheccüd namazınız ve zikrinizin sizi kurtaracağını da sanmayın..!
Kim HAK'kı medeni kanunların ardına sığınarak öldürmeye, kaybetmeye ,saklamaya, savsaklamaya çalışırsa .bilsin ki Hak ölmez..! Gizlenemez, saklanamaz, öldürülemez…
Çünkü O ölümsüzdür. Ancak Onu öldürmeye çalışanların hepsi ölür.!
Kullu men aleyhâ fân(fânin).Ve yebkâ vechu rabbike zûl celâli vel ikrâm.(RAHMAN 26-27)
Sadakallah.
Ahmet Düzgün