'Enes (RA);Bir rivayetinde, ''Resulullah (SAV) efendimiz ,''Ümmetim delalet üzerinde toplanmaz, öyleyse bir ihtilaf gördüğünüzde size çoğunluğu iltizam etmenizi tavsiye ederim. Buyurmuşlardır. (Kütübi sitte 17 cilt sayfa 526)
Milletçe yaşadığımız ve zor bir geçekten geçtiğimiz şu süreçte, dünya emperyalizmi ve onun yerli işbirlikçıleri, milletimiz ve devletimizi yıkmak için ellerinden geleni ardlarına koymuyor. Sinsice hileler kuruyorlar.
Her şey ortada apaçıktır, Devletimiz Hakkı üstün tutan, bunu da yaptıklarıyla şahit kılan tüm dünyaya Hakkı haykıran, mazlumların ve ezilenlerin yanında dimdik duran,3 buçuk milyon mülteciye bakan koruyan, Müslüman Türk milleti ve O Devletin adıdır..
Dünyanın neresinde olursa olsun tüm mazlumlara yardım elini uzatmaya hala daha devam ediyor. Bunu içine sindiremeyen kabullenemeyenler kalblerinde hastalık olan kişilerden başkası değildir.
Bununla beraber, bir türlü taraf olamayanlar, karar veremeyenler, karşı çıkanlar, reisi içine sindiremeyenler belirsiz olanlar ihanet edenlerin ekmeğine yağ sürdüklerinin ya farkında değiller ya da farkındalar!..
İman, ayırd etmektir. Taraf tutmaktır. Hak ile batılın arasında o ince çizgiyi görebilmektir. Şüphelerden kaçınmaktır vehimlerden ilham almamaktır. Sarih ayet ve hadisler varken, başka içtihat ya da yol arayışına girmek yol azıtmaktır.
Anlamların ve kavramların ufkundan uzak, tevillere ve fikirlere dalıp bir görüş çıkarmak ve onun üstüne siyaset üretmek, sonrada bu siyaseti milletin siyaset anlayışı diye savunmak temelsiz bir dayanaktır..
15 Temmuz işbirlikçi hain güruhun darbe girişimcileri diyalogcuların kimin tarafında oldukları ve kimlerle işbirliği içinde oldukları açık bir şekilde ortadadır. Müstahaklarını bulmuşlar ve halen daha bulmaya devam etmektedirler.
Anlayamadığımız geçmiş tabanımız olan Saadet Partisinin hala daha net olmayan muhalefetle iktidarın arasındaki yaklaşımı ve tutumu. Onlarda yol ayrımında bir türlü taraf olamıyor karar veremiyorlar. Çok nazlılar, bu endişe ve şüpheleri neden kaynaklanıyor neye dayanıyor orası muamma! Ama fazla naz aşık usandırır derler onun gibi..! Kararsızlıkları ve endişelerinin sebebi dini bir hassasiyet mi yoksa nefsi bir hassasiyet mi orası bilinmiyor. Çetin bir imtihandan geçiyorlar.
Talut ve Calut’un Kur'an’da ki kıssası, İnanan bir kavmin yol ayrımının net bir örneğini sunar insanlara. Hz Davut’un kavmi, içinde bulundukları durumdan kendilerini kurtarması için Hz Davut'tan bir hükümdar isterler oda Talut’u onların başına verir. Ama içlerine sindiremezler... Ve çetin bir imtihan gelip çatar. Ancak pek azı bu imtihandan geçer.
Yorumlara açık olan bu kıssayı herkes kendi reyine göre tevil edebilir ama, buradaki azınlığın durumu, Zulme uğrayan mazlumların seslerini duymayan ve onlara sahip çıkmayan dünyada ki Müslüman ülkeler içinde ve arasında, yalnız tek Türk ve Müslüman Türkiye Devletinin durumu gibidir..
Bu millet gerçekten liderine ve devletine sahip çıkmış bu uğurda canını seve seve vermiş... Çetin bir imtihandan geçmiştir. Unutulmamalıdır ki aynı inanışa sahip olanlar arasında da bu imtihan yine devam etmektedir. Kimse bitti zannetmesin hemen sevinmesin. Sonuna kadarda bu böyledir. Çünkü Adetüllah ve Sünnetulllah kıyamet kopmadıkça sürüp gidecektir.
Özetle,taraf olmak imandandır. Devletimiz ve bu milletin çoğu tarafını belli etmiştir. Tavrını Hak dan yana koymuştur. Azimle ve kararla korkmadan yılmadan zulme aşkla şevkle göğüs germiştir. Bu uğurda şehit olmaya and içmiştir.
Resululah efendimizin taraf olamayan karar veremeyen güruha karşı, bir tavsiyesi vardır. Biz de bu hadisi karar veremeyen bir türlü taraf olamayanların takdirlerine sunuyoruz.. Buradaki tavsiye inananlara bir emirdir.
''Enes (RA);Bir rivayetinde, ''Resulullah (SAV) efendimiz , ''Ümmetim delalet üzerinde toplanmaz, öyleyse bir ihtilaf gördüğünüzde size çoğunluğu iltizam etmenizi tavsiye ederim. Buyurmuşlardır. (Kütübi sitte 17 cilt)
Tâlût’un askerleri Câlût ve askerleriyle karşı karşıya gelince şöyle dediler: “Ey Rabbimiz! Üzerimize sabır yağdır, ayaklarımızı sağlam bastır ve şu kâfir kavme karşı bize yardım et.”
Şüphesiz Allah, mülkünü dilediğine verir. Allah, lütfu geniş olandır, hakkıyla bilendir.'' (Bakara Suresi 246 – 251)
Ahmet Düzgün