Nuri hocamızın son zamanlardaki AK Parti ile ilgili beyan ve açıklamaları insanı pes artık dedirtecek noktaya kadar getirdi. Burhan mı yoksa ilham mı geldi Nuri hocamıza bilemiyoruz ama AK Parti’nin gerçek yüzü ile ilgili öyle izansız açıklamaları var ki akıllara zarar! Hocamızın hazımsızlığının sebebi milli duyarlılık da, bu halkın tercihi milli bir duyarlılık değil mi? Bu rızasızlık bu tahammülsüzlük, bu kıskançlık bu çekememezlikte neden? Acaba nefsinden, seçimden yoksa aldığı bir vahiyden dolayı mıdır yahut bir içtihat tan mıdır nedir? Bu ona göre AK Parti’ye karşı bir cihad mıdır, cihatsa bir fetvası var mıdır varsa kimdedir varda biz mi bilmiyoruz. Açıklaması gerek. Rahmetli Erbakan hocamızın ölümünden sonra biat boyunduruğu tabanın üzerinden kalktığını bilmesine rağmen ve onun yerine halen daha biat edilecek bir liderin olmaması sebebiyle tabanın tercihinin AK Parti yönünde yani çoğunluğun tarafında olması gerçeğinin üzerini görmezden gelmesi ve inatla üzerini örtmek istemesi ne kadar üzücü. Sıkca vurguladığı milli irade seçimden sonra hezeyana uğradığında yahut çok küçük bir oranda kaldığında,biz ona yine milli irademi diyeceğiz yoksa takdiri ilahi mi diyeceğiz.. Cüz-i irade mi veya külli irade mi? Hangisi sorusu yeri geldiğinde kendisi açıklar herhalde! Kalbler Allah'ın elindedir ve emrindedir, hiç kimsenin ne elinde ne de emrinde değildir.! O hükmünü isterse bir vesile ile baki kılabildiği gibi dilerse vesilesiz de baki kılar. ''Enes (RA);Bir rivayetinde, ''Resulullah (SAV) efendimiz , ''Ümmetim delalet üzerinde toplanmaz, öyleyse bir ihtilaf gördüğünüzde size çoğunluğu iltizam etmenizi tavsiye ederim. Buyurmuşlardır. (Kütübi sitte 17 cilt sayfa 526) Bu üzerinde fazlasıyla düşünülmesi gereken bir sahih hadistir. Yoruma ise gerek yoktur. Hocamızın bu konuyu iyice bir düşünmesi gerek. Kaza ve kaderin iman şartlarından biri olduğuna inancımız tamdır. Kazaya rıza gösterilmemesinin ve itiraz edilmesinin nedenli hassas bir konu olduğunu da iyi biliriz. O yüzden şansımızı fazla zorlamamalı ve hadlerimizi aşmamalıyız. Basiret sahibi olan insanlar buradaki büyük kazayı yani ortaya cıkmış sonucu iyi görür anlarlar. Üzerinde derin derin düşünür yersiz söz söylemezler. Yanlış bir tespiti doğru gibi göstermeye kalkışmanın.bir hatayı bir topluluğa ve bir misyona yüklemenin, bu heyecanı, ilhamı nereden geliyor hocamıza bilemiyoruz.! İnsanlara karşı nefsinde adil olmak vardı hani öyle der inanırdık eskiden.! Şimdi toptancı mı olduk. AK Parti’nin izinin eserinden belli olduğunu, yüzde 50 bir topluluğun yolsuzluğa oy verdiğini ima ediyor,gerçek yüzünün bu olduğunda ise iddialı.. Düşüncesinin doğruluğuna inanıyor sonrada bu misyonun, İsrail’in ve Amerika’nın uşağı olduğunu her fırsatta deklare ediyor. Etme hocam. Ya işin gerçek yüzü sizin dediğiniz gibi değilse, başkaysa o zaman ne olacak? AK Parti’nin rakipleriyle bir olmuş gönüllü çaba sarf ediyor, birde buna övgüyle milli ittifak diyor. Rahmetli Erbakan hocamız yaşasaydı, ucu Siyonizm’e dayanan bu ittifaka ve işbirliğine ne derdi acaba. Ben söyleyeyim '' Hadi oradan? MİLLİ İTTİFAKMIŞ YAPMA HOCAM! Hani baltayı taşa vurmayı anlarız biliriz de; birde taşı baltaya vurmak var ki akıllara zarar. Bizim anlayamadığımız veya bir mana veremediğimiz olay budur. Hocamızın yaptığı da bu, taşı kaldırıp baltanın ağzına ısrarla inatla vurmak istemesine ne demeli. Baltanın ne suçu var, durup dururken taşı kaldırıp ağzına vuruyor, kör etmeye çalışıyor şaşmamak elde değil! Baltayı da taşı da, bi kendi haline bıraksa, cüzi irade ve ihtiyar buyurmasa ne olur’ Vatan mı, ümmet mi, din mi elden gider? Ah! Nuri hocam ah! AK Parti’ye karşı şu cephe alanlara, kalkıp birde Milli İttifak demeniz yok mu, yedi bitirdi bizi.. Yedi bitirdi! Sizin diğerlerinden ve değerlerinizden dolayı bir farkınız olmalı hani onu arıyoruz ama göremiyoruz! Eğer akıl bizi daha iyi bir akla götürüyorsa ona iyi bir akıl derler o zaman bir işe yarar. Yok, eğer bizi daha kötü bir durumu götürüyorsa burada durup düşünmek gerek! Aklımızdan daha iyi bir aklın yanına geldiğimizde, artık aklımızı bir kenara koymak ve susmak gerek. Zira o an akıl taslamanın kime ne faydası var! Aklın içinde vicdan ve insaf yoksa, ister yaşta olsun ister başta, hükmünde yanılması pek mümkün! Akıl, insan hastalandığında kendini nasıl tedavi edemiyorsa, kendini anlayan tedavi edecek bir doktoru buluyorsa o zaman iyidir. Doktorun yanına geldiğimizde ise ona teslim olmaktan başka çaremiz yok! Zira doktora karşı gelmenin akıl taslamanın da artık akılsızlık olduğunu iyice bilmek anlamak gerek vesselam! Hocamızı seviyoruz ama söylediklerinde ve yazdıklarında da biraz insaf, basiret olmalı, vicdan olmalı, feraset olmalı onu arıyoruz hani, yoksa değerlerimiz nerede kaldı?