TARAF OLMAK
-Kabir suali bir nevi kimlik tespitidir. İnsanın gerçek kimliği ve kişiliği ise, tarafgirliği ile belirlenir. Bir insan Hakkın mı, yoksa Batılın mı safındadır? Sorusunun cevabı oldukça önemlidir.
-Batıl tarafına ve düşmanlarımıza, bizden daha çok imkân ve fırsat verilmesi ve çok çeşitli cephelerden bize hücuma geçilmesi Müslümanlar için bir rahmet ve fazilet sebebidir.
-Fırtınalara yön veren kelebeklerin kanat çırpışıdır.
FÜTÜVVET VE MÜCADELE
-Bizim Davamızda kimse kendi için yaşamaz, herkes kardeşi için yaşar. Menfaati öldürmenin en kolay yolu budur.
- Gerçekte Milli Görüş; Bu milletin inancıdır, tarihidir, kimliğidir, ruh köküdür.
- İman varsa imkanda vardır,
AYIRMA YETENEĞİ
-Akıl, bir temyiz (iyiyi kötüden seçip ayırma) yeteneğidir.
-Akıl; imanın ve İslam’ın emrinde en büyük nimet, nefsin ve şeytanın elinde ise, sebebi felâkettir.
-Yanlışın en tehlikelisi, doğruya en yakın olan yanlıştır. Çünkü doğruyla karıştırılması ve insanların daha kolay aldatılması ihtimali taşımaktadır.
İSTİKAMET
-Dünyadan Ay’a gönderilen bir füze nasıl ki hedef açısından bir milimlik bir sapma bile gösterirse, bu açı giderek büyüyecek ve neticede o füze Ay’a değil başka bir gezegene çarpıp parçalanacaktır. Aynen bunun gibi, imani ve itikadi konularda başlayacak çok az bir şüphe ve sapma bile, insanı giderek İslam’dan uzaklaştıracak ve bu sapıklık, sonunda sahibini cennete değil, cehenneme taşıyacaktır.
DÜŞÜNCE
-Müslümanca düşünmenin üç temel esası vardır:
1-) Dünya hayatı, çok önemli bir imtihandır. Ahiret ise, dünya hayatının hesabı ve imtihandaki artı ve eksi puanların karşılığıdır. Nefeslerimiz sayılıdır, bunlar Allah yolunda harcanmalıdır. Çünkü ölüm bize, çok yakındır.
2-) İslâm Dini, Allah yapısıdır. Bunun için mükemmeldir ve tastamamdır. Haşa, zerre kadar noksanı, fazlası ve hatası bulunmamaktadır.
3-) İslâm Dini, bir bütündür. Ona bir şey katılamaz ve ondan bir şey çıkarılamaz. Baştan sona Hak’tır, hayırdır ve hepsi, herkes için ve her yerde lazımdır. Çünkü İslâm, dünya ve ahiret saadetinin tek ilacıdır.
MAKSAT GAYE
-Ameller, niyetlerle tartılır. Yani yapılan işler ve ibadetler niyetlere göre değerlendirilir. Neyi elde etmek istediğimiz ve neleri gaye edindiğimiz önemlidir.
-İslâmi cihatta aslolan şekil değil, mana ve maksattır. Zira Bedir Harbi de, müşriklerin usül ve metodlarıyla yapılmıştır.
-Cennete girmek için, mutlaka Müslüman olmak gereklidir. Ancak bu dünyada, Adil bir düzen’in himayesinde, huzur ve emniyet içinde yaşamak için, sadece “insan” olmak yeterlidir.
SORUMLULUK
-Cenab-ı Hakkın en sevdiği insan, sorumluluğunu bilen ve kendi görevini en iyi şekilde yerine getiren insandır.” Görevini ciddiyet ve titizlikle yapmak “İhsan” makamıdır.
HUZUR NİZAMI
-Cihat, huzur ve hürriyet içinde yaşanacak, temel insan haklarına saygı duyulacak bir ortamı hazırlama gayretidir. Ülke içerisinde yapılan ilmi-ahlaki ve siyasi hizmetlerdir. Askeri ve silahlı cihad ise, ancak dışarıdan saldıracak düşmanlar için geçerlidir.
GAYRET
-Cihad izzet ve aydınlık, gevşeklik ise zillet ve karanlıktır.
-Allah’ın rızası, ordu içindeki zahiri rütbe ve rağbete göre değil, üstlendiği görevi üstün bir gayret ve samimiyetle, canla-başla yapmaya bağlıdır.
DİRAYET
-Asıl marifet, yük altında ve hizmet esnasında sadık ve sağlam kalabilmektir. Yoksa çay sohbetlerinde ve edebiyat kürsülerinde kahramanlık satmak kolaydır.
-Facir; itikâdı bozuk, görüşü batıl olan kişilerdir. Fasık; ise ameli bozuk, ahlâkı berbat kimseler demektir.
-Yeryüzünün en ideal insanları, en aydın en ilerici insanları şüphesiz Müslümanlardır. Müslüman olmak zaten bu dünyadaki en büyük ayrıcalıktır.
ALLAH NURUNU TAMAMLAYACAKTIR.
-Bizim meşhur misalimizle her yerde söylediğimiz gibi ne yaparsa yapsınlar; hangi oyunları oynarlarsa oynasınlar hepsi yok olup gideceklerdir. Ve Allah nurunu onlar istese de istemese de tamamlayacaklardır.
-İslam en yücedir ve ondan yüce hiçbir şey yoktur. Bu geçek peygamber hadisiyle ve Allah’ın kitabıyla hükümleşmiştir.
Prof. Dr. Necmettin Erbakan
Ahmet Düzgün