Cennette bir hayal tablon olsun!

Ahmet DÜZGÜN

07-12-2019 14:52

Hiç kimse istemediği sevmediği bir şeyin hayalini kurmaz. Hakikatte, alem bir hayalden ibarettir" sözü bu anlamda çok manidardır. Üzerinde çok tefekkür edilmesi gereken bir husustur. Arif olana bir söz kafidir yeter. Bu söz, hayal, ya şiddetli muhabbetten yada şiddetli bilinmeyi istemekten olur veya doğar. Bu hayal  teşbihle kabına sığmayan aşk gibidir. Kusurlu anlayışımızın idraki ancak bu kadar.

Böyle bir hayali ancak salt iyilik hayır sahibi mutlak bir varlık kurar. Biz bu hayalin hakikatini görmez veya anlamasak bile o hayal mutlak vücuda gelir, gelmeye de halen devam etmektedir. Gelenler ancak ve ancak safi iyilikler ve güzellikler ulvi emeller mukaddes feyzlerdir. Sonu gelmeyen ikramlar, ihsanlar ve lütuflardır.

Ancak bu hayale nispeten gölge mesabesinde addedilen nefse de  hayal kurma kabiliyeti verilmiştir. Nefsin kurduğu hayaller nefesler sayısınca çoktur saymakla bitmez ama çoğu gerçekleşmez. Nefs hayalini kurduğu bir çok şeye ulaşamadan gözleri açık dünyayı terk eder gider. Onun emelleri ise zemmedilmiş şeylerdir. Yani fena işlerdir. Yani adı üzerinde fani işlerdir. Yani aslında yokturlar.

Mutlak hayr karşısında nefsin kurduğu hayaller, karanlığın ,aydınlığa nispeti yani aksi gibidir. Yani Nefs arzulamadığı istemediği şeyin peşine asla koşmaz. Onun şiddetli muhabbet ettiği taleb ettiği istek ve arzuları vardır ama onun hayali hayr sahibinin hayalinin tersinedir.

Yani aksine şiddetli bir şekilde kör gidişe doğrudur. Aşağıların aşağısına doğrudur. Onun hayali gündüze nispetle gece gibidir. İşte marifet dediğimiz hikmetler bu paradoksun içindedir. Hakikati anlamakta bu meseleye her iki kurgunun dışından bakmak ve idrak etmekle mümkün. Farkı fark edebildiği ölçüde insanın olgunluğu artar ,görüşü büyür. Görüşün büyümesi anlayışın genişlemesi ancak ilahi bir lutufla olur. Bu iki özellik yani görüşün büyümesi ve aklın sınırlarının genişlemesi  hakikatin büyüklüğünü idrak te ilk temel hususiyettir.  

Hakkın (muradı) yani hayali şiddetli muhabbetle hayale dönüşmüştür. Bu hayal, alemi kapsayan çok geniş ve çok latif bir kılıftır. işte bizim bu varlık dediğimiz alem onun hayalidir. Bu alemler Allah'ın bir hayali ise, ki öyle olduğuna iman ediyor inanıyoruz o zaman bu hayale çok kıymet verdiği için yarattığına yakin oluruz.

Yoksa Hak kıymet vermediği bir hayali kurmaz çünkü onu sevmez. Çünkü o lüzumsuz işleri boş şeyleri sevmez. Yarattığı hiç bir şeyi lüzumsuz yaratmamıştır yüzden hak, insanın bu hayale çok kıymet vermesini ister. Çünkü bu hayalin içindeki tüm varlıkları o kabiliyette ve istidatleriyle yaratmıştır.

İşte bu hayal dediğimiz varlık, şu anki ''mevcud'' tur. Yani bu varlık gibi görünen mevcudun cevheri ilahi hayaldir. O ilahi madenden varlık yaratılmıştır. Alimlerin bir kısmı, rahmani nefes kimi hayal kimi ise duhan olarak tarif eder. Bu Hayaldeki tüm yaratılan varlıkların hepsi sabit aynlerine (bi nev-i kader) yani mahiyetlerine göre kimi latif kimi de süret haldedir. Yani mütecessim haldedir yahut halidir. Biz buna şehadet alemi diyoruz.

Ama bu varlık Hakka göre ise bir hayal mesabesindedir. İşte alem bir hayalden ibarettir" sözü bu manada ifade edilmiştir. İnsan bu hayal içinde bir hayal gibidir. Ve o hayalin içindeki bir hayale şiddetle muhabbet kapılmış hiç peşinde koşmakta bir şeyden habersiz ve farkında olmadan yaşayan biri gibidir. İşte insan hadislerde belirtildiği gibi alemin hayal olduğunu öldükten sonra görecek ve bileceklerdir.

Ancak bu hayali yokluk ve hayali varlık her ikisi yaratılmıştır. Ustanın sanatını göstermesi için bir zemin birde mazhar gerekir. Bu manada zemin hayaldir, yani izafi yokluktur. Mazhar ise bu izafi yokluğun içindeki yaşatılan (hayali) izafi varlıklardır. Bu varlıkların özü yani nüvesi o varlığın içindeki insandır. Ve o insanların içinde olan İnsanı kamildir. Ve onun içinde sakladığı hakikatte, Hakikati Muhammediyyedir. Ve onunda hakikati sırrın sırrı olarak tefekkür edebiliriz. Sondan başa tefekkür edilebildiği gibi baştan sona doğruda tefekkürü mümkündür.. Ama Hak bunlardan mustağnidir. Anlayışta kemal içinde ve üzerinde başka kemaller vardır. Çünki Allah en Kamil olandır. Ve beridir. Ve Sameddir.

Kısaca bir hayal olmadan hayalin içindeki şeyler yani suretler de olmaz. Kalıbsız mana, manasız kalıbın bir anlamı olmadığı gibi. Bir şeyin içi varsa dışı da vardır. Yani hayal kaplayan ve kapsanan halinde ve latif bir haldedir veya latif şeklindedir. Manayı kaplayana hayal dendiği gibi kaplananlar ise hayalin içindeki varlıklar olarak tabir olunur. Bu hayal kaplayan olduğu gibi hem de içinde barındırdığı şeyleri kapsar. Bu kapsayış hakkın hayalinin kudret kapsayışıdır. Zatının değil.

Başka bir alt mertebe izahla teşbih edilecek olursa. Uzayın boşluğu içinde gezegenlerin hali gibidir. İşte bu uzayın boşluğu izafi yokluk gezegenler ise bu izafi boşluktaki izafi varlıklar gibidir. İzafi yokluk izafi varlığı kapsar. Başka örnekle deniz ve o denizin içinde diğer varlıkların yaşaması gibi teşbih edebiliriz. Ama denizde, içindeki balıklarda yaratılmışlardır. Deniz bir hayal, içinde yaşayanlarda hayalin içindeki varlık mesabesindedir. Ama bu bize göre değil hakka göredir. Unutulmamalıdır ki barındıran şey ile onun içinde barınanlar yaratılmıştır.

Zira yaradılış en latif halden ki ona hiç görünmezlik hali de denir en latiflikten kesifliğe olduğu gibi, kesafetten de en latifliğe doğru olan bir döngü gibidir ve sürekli vardır.. Buda sünnetullah gereğidir. Ama her iki hal de hakka nispetle bir hayal gibidir. Alem Hakkın nispetidir. Hakkın bu cihetle varlıklarla olan bağıntısı hayal gibidir. Bir kısım alimlere göre ise varlıkları gölge gibi tabir ve tarifte bulunur.

Çünkü yukarıda zikrettiğimiz gibi, Allah cc tüm kemal sıfatların sahibidir. Hak gayblerin gaybidir çünkü o gaybul guyubdür. Gizlilerin gizlisidir. Ve Allah ALLAMÜ'L-GUYÛBtur. Nasıl ki tüm gizlileri ve gizlenenleri bilir. Kemal sahibi olanlarında en mükemmeli olduğu gibi latiflerin de en latifidir. Hakikatte ve gerçek latif odur..

Diğer latif olarak anlatılanlar ya da var olanlar ise yaratılan izafi, itibari ve fanidir. Çünkü O tüm şeylerin başıdır. Yani kaynağın yani abı hayatın başı odur. Çünkü Allah her şeyin Evveli, ahiri olduğu gibi aynı zamanda zahiri ve batınıdır. Her şey bu isimlerin içindedir.

En latif olanın latif oluşuna delil onun bu gördüğümüz lütufları bir bulut gibidir. İşte bu lütuf önce latif hayal gibi görünür. Yani Olmayacak bir şey dua hayal gibi görünür veya sanılır. Yani var olması asla mümkün olmayan şey veya bir iş gibidir. İlk başta asla inanamayacağın bir şeyin gerçekleşmesi gibidir. Bir de bakarsın ki sahiden olmuştur. Bu seni nasıl şaşırtmışsa lütfun varlığı da seni öyle şaşırtır. Hayret edersin.

İşte Hak bu lütufları ile her an ve gün şaşırtmaya devam etmektedir. Bu yaratılış gerçekte hayret edilecek şeydir. Sana bir şey anlatılınca onu anlamak için önce hemen onun hayalini kurarsın gözünün önüne getirmeye ve onun çözmeye çalışırsın kendini zorlarsın..

Mesela birisi sana melekleri tarif edince veya ahiretteki bir tablodan bahsedince hemen onun hayalini kurmaya başlarsın. Tabi inanıyorsan. İnanmıyorsan konu dışındasındır. O da artık senin hayal kurma kabiliyetin kadardır. Kurdun yetmez temel unsurlarını bozmadan sürmeye devam etmen gerek. Bu da arif olmanla ilgili. Hayli sürmek ise hayalin maksadı ve ufkunda kaybolmamak ve uzaklaşmamak kaydı ile.

Allah her insana hayal kurma kabiliyetini belli miktarda vermiştir. En güzel hayalleri ise iman sahibleri kurar. Bu kadar ince bir yol ayrımıdır burası zira her şey burada başlar hak ve batıl düşüncelerin burada ortaya çıkar.

İnsan hayal kurarak hayalindeki birçok şeye hayat verebilir ama bu hayalinde olur ve kalır. Ama bu kurduğu hayal dünyada aynı düşündüğü gibi gerçekleşirse biz buna hakkın duasını ve duamızı kabul etmesi var etmesi ile oldu deriz. Duanın gerçekleşmesi rabbin mucizesiyle olur. Bir kulda görünmesine de keramet denir.

Mademki dünyada gerçekleşmesi için Allah'dan dua ile istediğimiz şey yani hayalimiz karşılık buluyor o zaman niçin bizim cennette bir hayal tablomuz yok. İşte bunun içinde ölçü cimriliğe asla yer vermemiz, büyük düşünmemiz ve büyük görmemiz olmalı. Alabildiğine engin olmak Hak indinde insanın yüceliğini arttırır.

Hz pir ''korkma sen insanoğlusun, büyük oğlu büyüksün büyük düşünebilirsin. Çekinme elin göklere kadar uzanabilir gök kapılarını çalabilirsin '' şeklinde ifade etmiştir. Bu da yer ve ten kalıbından dışarı çıkarak bakmakla hayal etmekle mümkün.

Gelin bizde cennetteki canlı tablolarımızı çoğaltalım. Niçin cennette eşimiz dostumuz tüm sevdiklerimizle beraber alabildiğine geniş bir yer tahayyül etmeyelim. Ve bu tabloda ısrarcı olmayalım. Yahut arşa değin bütün cennetleri hayalimiz de tefekkür edip, latifliğimiz ve güzellik anlayışımızla süslemeyelim...

Sonra içlerinde sevdiklerimizle beraber ahiret unsurlarından yaratılmış cennetleri bir bir seyahat etmeyelim. Her birinin mahiyetini unsurlarını özelliklerini fezasını zeminini meyvelerini içindekilerini bir bir görmeyelim. Önemli kimseleri ziyaret etmeyelim. Onlarla konuşmayalım. Irmaklarından tatmayalım. Kevser’in den içmeyelim. Ama bu arada haddimizi de bilelim. Makamları üzmeyelim. Edebli olalım.. Engel mi var buna...hayır yok ..!! Nefsimizden başka ne engel olabilir ki.

Biz o hayale gidersek onlarda oradan çıkar bizim o hayalimize eşlik ederler. Sanılmasın ki gelmezler eşlik etmezler. Sadece bize düşen samimi ve şiddetli iştiyakla o hayali kurmak orada ısrarcı olmaktan ibaret. Zamanla o latif hayallerimizdeki ısrarcılığımız cennetin unsurlarından oluşan suretimizi belirginleştirmeye başlar. Cennetin diğerleri ve değerleri de işte o zaman belirginleşir. Gerçek olur

Herkesin hayalindeki cennetin genişliği, duygularının zenginliği kadardır. Mutluluğu, ilmi sevgisi arifliği kadardır. İzzet ve ikram görmesi dünyadaki merhameti kadardır. İnsanın cennette gördüğü karşılık bu dünyada düşündüğü ve yaptığı işlerin misillerinden oluşur. Cennetteki sarhoşluğu dünyadaki aşkı kadardır. İnsanın cennetteki rahatı dünyada ki cömertliği kadardır.

Kim en güzel cennetin hayalini kurar, tablosunu süsler sürekli genişletmeye devam ederse hak indinde büyüklüğü yani yüceliği o orandadır. Ama bu tahayyülümüz ancak kusurlu anlayışımız görüşümüz kadar olması kaçınılmazdır. Olsun biz yine de kusurlu da olsa cennetin hayalini, dostumuz, eşimiz ve tüm sevdiklerimizle seveceklerimizle beraber kuralım. Bakarsınız gerçek olur. .

Hayret hayalin bir gerçeğe dönüşmesinin karşılığıdır. Hayal ve hayret arasında gizli bir bağ vardır. Ancak aralarında ki bağı gerçekleşmesiyle görürüz. Allah sonumuzu hayırlı eylesin. Kurduğumuz cennet tablolarında bizi mahcub etmesin.

Ahmet DÜZGÜN

DİĞER YAZILARI İbn'ül Arabinin Tevhid (Vahdeti Vücud) Görüşü - 2 01-01-1970 03:00 Varlık Mertebeleri Hakkında Okuyucuya Notlar 01-01-1970 03:00 Akıllı Yolcuya Notlar 01-01-1970 03:00 Büyük Resmi Görmek 01-01-1970 03:00 İlkeli Duruş 01-01-1970 03:00 Emeklilerin Zammına Farklı Bakış 01-01-1970 03:00 Çarşambada Sandığa Gelmeyen Seçmen 01-01-1970 03:00 İstikamet Sahiblerinin Yolu 01-01-1970 03:00 Tefrika 01-01-1970 03:00 Ak Partiye Navtex İlan Etmek 01-01-1970 03:00 Biz Dönmeyiz Yolumuzdan 01-01-1970 03:00 Kim Dönerse Dönsün 01-01-1970 03:00 Bağımsız Adaylar Hakkında 01-01-1970 03:00 Dar Anlayış 01-01-1970 03:00 Ahde Vefana Ne Oldu 01-01-1970 03:00 İhtiyaç ve İnanç 01-01-1970 03:00 Sosyal Medya ve Modern Selefilik 01-01-1970 03:00 İnsanlık Gazzede Sıkıştı 01-01-1970 03:00 Berrak Göze ve Görüş'e Sahib Olmak 01-01-1970 03:00 Hatırlamak ve Hatırlatmak 01-01-1970 03:00 Ahmaklık İlleti ve Seba Kavmi 01-01-1970 03:00 İnananlar orta yolda birleşir 01-01-1970 03:00 Tarafını Seçmelisin 01-01-1970 03:00 Dünya İhtiyaçlarımız Putlaşmasın 01-01-1970 03:00 Sen Önce Kendi Yüzünü Gör 01-01-1970 03:00 Hz Mevlanaya Göre Görüş Sahibi Olmak-2 01-01-1970 03:00 Hz Mevlana'ya Göre Görüş Sahibi Olmak 01-01-1970 03:00 Nacizane Tefekkürhane 01-01-1970 03:00 Duygu Kalpazanları 01-01-1970 03:00 Hz Mevlânâ Celâleddîn-İ Rûmî hikmet dolu sözler 01-01-1970 03:00 Piyasada Şok Etkisi Yapacak Bir Ücret Tespiti Elzemdir 01-01-1970 03:00 Cumhur Abi 01-01-1970 03:00 Kısmet Görenedir 01-01-1970 03:00 Fikir ve Düşüncelerimizin Doğduğu Yer 01-01-1970 03:00 Milli öngörü ve veri bankacılığı sistemi 01-01-1970 03:00 Şehvet Sarhoşluğu 01-01-1970 03:00 İnsan Noksanını Tamamlayan Varlıktır 01-01-1970 03:00 İnsanın İhtiyaç Anlayışı 01-01-1970 03:00 Seviyesiz Ortamlardan Kaçmak 01-01-1970 03:00 İyilikle Anmak ve Anılmak 01-01-1970 03:00 Dalgınlık ve Dirilik Alemi 01-01-1970 03:00 Uyutan Bilgi İle Uyandıran Bilgi 01-01-1970 03:00 Aczimizi Bilmek 01-01-1970 03:00 Hayvanlar boğazdan insan kulakdan beslenir 01-01-1970 03:00 İnsan-I Gafil Ve İnsan-I Kamil 01-01-1970 03:00 Dünyada İkinci Kez Doğmak 01-01-1970 03:00 Yem Ve Tuzak 01-01-1970 03:00 Akıl Ve Ziya 01-01-1970 03:00 Akıllıların düşmanlığı cahillere iyiliktir! 01-01-1970 03:00 Hz Mevlana Nın 748 Vuslat Yıl Dönümü 01-01-1970 03:00 Ahmaklığın Karanlığı 01-01-1970 03:00 Labirentteki Peyniri Bulmak 01-01-1970 03:00 Akıl ihtiyarı ve vücud ihtiyarı nı anlamak! 01-01-1970 03:00 Mustafa Tatcı Hocamızın Yunus Emre Gayretini Anlamak! 01-01-1970 03:00 His Nuru İle Hak Nuru 01-01-1970 03:00 Ey hüznüm! Nedir senin derdin 01-01-1970 03:00 15 Temmuzun Gerçek Ve Sahte Kahramanları 01-01-1970 03:00 Mustafa Tatcı Hocamızı Tanımak 01-01-1970 03:00 Mesnevî' den Kısa Notlar Ve Açıklamalar – 1 01-01-1970 03:00 Eşyalar da Konuşur 01-01-1970 03:00 Lokma’dan Lokman’a 01-01-1970 03:00 İnsanın Hakiki Sermayesi Yokluktur! 01-01-1970 03:00 Hakiki Hayal İle Sahte Hayal! 01-01-1970 03:00 Para Kazanmak Ya Da Gönül Kazanmak 01-01-1970 03:00 Odaklanmak 01-01-1970 03:00 Toprak Sofrasından Gayb Sofrasına 01-01-1970 03:00 Ten Şişmanlığı İle Gönül Şişmanlığı 01-01-1970 03:00 Huzur ve Hazret Hakkında 01-01-1970 03:00 Aklın Başa Gelmesi! 01-01-1970 03:00 Biraz da Canımızı Tanıyalım 01-01-1970 03:00 İnsaflı Olmak 01-01-1970 03:00 Anlayış Ve Ayırd Ediş Kabiliyeti- 2 01-01-1970 03:00 Ayırd Ediş Ve Anlayış Kabiliyeti -1 01-01-1970 03:00 Varlık Ve Yokluğu Anlamak 01-01-1970 03:00 Anlamlarımız Duramıyor ve Dinlemez! 01-01-1970 03:00 Akıllı Akıl İle Akılsız Akıl 01-01-1970 03:00 Hep İçimizdeki Öküz Yüzünden 01-01-1970 03:00 Anadolu İrfanı Ve Hz Harakani K.S - 2 01-01-1970 03:00 Ödünç Bir Hayatımız Var 01-01-1970 03:00 İlahi Akıl İle İnsani Akıl 01-01-1970 03:00 Anadolu İrfanı Ve Ebul Hasan El Harakani Ks Yi Tanımak 01-01-1970 03:00 Savaş Türklerin İşidir! 01-01-1970 03:00 Bedenin Duyguları Ve Ruhun Duyguları! 01-01-1970 03:00 Dürüstlük Kazanır 01-01-1970 03:00 Cennette Hayal Tablonuz Olsun 01-01-1970 03:00 Yol Gulyabanileri 01-01-1970 03:00 İnayet Ve İhsan Beklemek 01-01-1970 03:00 Beden Gözü İle Can Gözü 01-01-1970 03:00 Geylani Hz 'den İkaz Ve Nasihatler 01-01-1970 03:00 Her cins kendi cinsi ve zevkiyle beraberdir 01-01-1970 03:00 Huzursuz İnsan 01-01-1970 03:00 Arif Olana Bir İşaret Yeter 01-01-1970 03:00 Manalar Ve Kavramlar Varlık Ve Mana 01-01-1970 03:00 İmansızlığın Ve Dinsizliğin Cinneti! 01-01-1970 03:00 Dünya Sağlıkda Sınıfta Kaldı! 01-01-1970 03:00 Anlama Kuvvetleri Ve Mertebelerini Tanımak 01-01-1970 03:00 Noksanlarımız ve Dualarımız 01-01-1970 03:00 Dert de Hak'dır Deva da Hak'dır! 01-01-1970 03:00 Maddi Ve Manevi Sebebler 01-01-1970 03:00 Krizi Fırsata Çevirmek 01-01-1970 03:00 Azgınlaşmak Ve İlahi İkaz 01-01-1970 03:00 İnsan Hakkında Alimlerin Görüşleri! 01-01-1970 03:00 Varlık alemi ve gayb alemi yaratılmıştır! 01-01-1970 03:00 Attığın Zaman Sen Atmadın 01-01-1970 03:00 Bakış, Görüş Ve Anlayış 01-01-1970 03:00 Düşünmek Ve İbret Almak 01-01-1970 03:00 İnsani Huy Ve Hayvani Huy 01-01-1970 03:00 Yetemanın Hakkını Verin! 01-01-1970 03:00 Evin Anahtarlarını Şempanzeler Kaparsa 01-01-1970 03:00 Mukaddes Bir Hayal İçinde Başka Hayaller Peşindeyiz 01-01-1970 03:00 Ruhun Garip Yolculuğu 01-01-1970 03:00 Nafakasının Azlığı Yüzünden Padişaha Kızan Köle 01-01-1970 03:00 Şeytan'ın Tahammülsüzlüğü 01-01-1970 03:00 Doğu Türkistan Ve Türkiye’nin Tavrı 01-01-1970 03:00 Kimse kimsenin ayıbını örtmüyor! 01-01-1970 03:00 Dine Olan Kin Lezzet Haline Gelirse! 01-01-1970 03:00 Mana Ve Surete Bakış 01-01-1970 03:00 Tesir Ve Eser 01-01-1970 03:00 Karmaşa Ve Hakikat 01-01-1970 03:00 Mecnun Ve Devesi 01-01-1970 03:00 Düşünmek ve İstidat 01-01-1970 03:00 Bakış Açısı 01-01-1970 03:00 “Kıssa, mesel” ve “maksad” 01-01-1970 03:00 Halkın Talepleri Ve Seçimin Sonucu 01-01-1970 03:00 Görünmeyeni Görmek! 01-01-1970 03:00 Uyanık Olmak! 01-01-1970 03:00 Abdestli Bürokrasimiz Ve Mağdur Vatandaş 01-01-1970 03:00 Kin Kardeşliği Ve Din Kardeşliği 01-01-1970 03:00 Gönül Ve Nefsin Farkı 01-01-1970 03:00 Olgunluğun yegâne sahibi 'Hak’tır ve insanın olgunlaşmasını ister! 01-01-1970 03:00 Kendi kendine kasd etmek! 01-01-1970 03:00 Ümmetin Asra İz Bırakan Lideri: Prof. Dr. Necmeddin Erbakan 01-01-1970 03:00 Eyüb'ün Tavukları 01-01-1970 03:00 Gönül belediyeciliği eylem adamı olmakla başlar! 01-01-1970 03:00 İman, ayırd etmek taraf tutmaktır.. Din ehlini kin ehlinden ayırt etmektir 01-01-1970 03:00 Hak Tabiatı İle Ten Tabiatının Görüşü 01-01-1970 03:00 İyi İle Kötü Huyların Savaşı 01-01-1970 03:00 Bakış ve görüş 01-01-1970 03:00 Ateşin oğulları, suyun oğullarının düşmanıdır! 01-01-1970 03:00 Adı Hasan huyu da hasendi! 01-01-1970 03:00 ''Gönül'' Belediyeciliği 01-01-1970 03:00 Aslın neyse seni çeken odur! 01-01-1970 03:00 Bu Alem Tersine Çakılı Nal İzleriyle Doludur 01-01-1970 03:00 Hz. Mevlâna’nın Akıl Hakkındaki Görüşleri 01-01-1970 03:00 Yokluk yolunun yolcuları çok iyi bilirler ki ‘’Yol sevgiliden ibarettir’ 01-01-1970 03:00 Emanete hıyanet etmek! 01-01-1970 03:00 Teamül Ve Temayül 01-01-1970 03:00 Aday Adayların Evsaf ve Düşüncesi 01-01-1970 03:00 Maksadı Ve Meramı Anlamak 01-01-1970 03:00 Taban Hizmetkârı Belediye Başkanı Aranıyor 01-01-1970 03:00 Cins Oluş ve Cinsiyet 01-01-1970 03:00 İdeal bir belediye başkanı! 01-01-1970 03:00 Sabredenleri Müjdele! 01-01-1970 03:00 Gerçek Dostluk Yokluk Günlerindeki Dostluklardır 01-01-1970 03:00 Üstünlükler Ve Hallerin Değişmesi Hak'tandır 01-01-1970 03:00 İnananların İmtihanı 01-01-1970 03:00 Gözler Kör Olmaz Lakin Kalbler Kör Olur 01-01-1970 03:00 Yeni Dönem ve Gençlik Erozyonu 01-01-1970 03:00 Nice Elbiseler Gördüm İçinde İnsan Yok 01-01-1970 03:00 Ölümsüz eserler ve fikirler hakkın bakış ve görüşünden doğar 01-01-1970 03:00 Mazlumun kuruyan dudağına söyleyin gülsün! 01-01-1970 03:00 Ekmekle Gelişen Ve Büyüyen Hayat Ekmek İster 01-01-1970 03:00 Hak Ve Batıl’ın Mücadelesi 01-01-1970 03:00 İşte rahmetli Erbakan hocamızın unutulmayan ölümsüz sözleri! 01-01-1970 03:00 Vatandaşların Nüfus Ve Tapuda Yaşadığı Sorunlar 01-01-1970 03:00 Kalblerinde Maraz Olanlar 01-01-1970 03:00 İnsanların En Hayırlısı İnsanlara Faydalı Olandır 01-01-1970 03:00 Kendimizi Tamamıyla Dünya İşlerine Verdik 01-01-1970 03:00 Anlamlar Sebeplere Eğreti Olarak Verilmiştir 01-01-1970 03:00 Hak ölümsüzdür! 01-01-1970 03:00 Zorlaştırmayın Kolaylaştırın 01-01-1970 03:00 İman ayırd etmektir taraf tutmaktır! 01-01-1970 03:00 Yolun Yalancıları Ve Yabancıları 01-01-1970 03:00 İnsanı yücelt ki devlet yücelsin! 01-01-1970 03:00 Neseb Bağını Yeniden Kurmak 01-01-1970 03:00 Hakikatler, Bulunduğu İsmin ve Kalıbın Manasında 01-01-1970 03:00 Belediyelerin Kat Adaletsizliği 01-01-1970 03:00 Değişmekte Zorlanıyoruz 01-01-1970 03:00 İstikamet Şuuru Ve 2019 Seçimleri 01-01-1970 03:00 Davasının Ve Milletin Adamı Olmak 01-01-1970 03:00 Tevazunun Ve Eşitliğin İktidarı 01-01-1970 03:00 Hazımsızlık Çekenlere 01-01-1970 03:00 İnsanların En Hayırlısı İnsanlara En Faydalı Olandır 01-01-1970 03:00 Değişimin Zil Sesleri.. 01-01-1970 03:00 Uyarıyoruz! 01-01-1970 03:00 Yarının Molla Kasımları 01-01-1970 03:00 Hak Yolcusunun Varlıkla İşi Olmaz 01-01-1970 03:00 Milli Görüş Tabanlılar AK Parti’den Neden Tasfiye Edildiler 01-01-1970 03:00 İdeal Belediye Başkanı 01-01-1970 03:00 Sırdan Surete 01-01-1970 03:00 Her Şey Dürüst Olmakla Başlar 01-01-1970 03:00 Yahudi Padişah Ve Hilekar Veziri 01-01-1970 03:00 Bu gidişle Kripto FETÖCÜ’ler ancak mahşerde çözülür! 01-01-1970 03:00 İstikamet Ve Handikap 01-01-1970 03:00 Milletin Zaferi 01-01-1970 03:00 Timsah Gözyaşları 01-01-1970 03:00 Sahte Kahramanlar 01-01-1970 03:00 Hayal Kırıklığı 01-01-1970 03:00 Kanadı Kırık Kuş 01-01-1970 03:00 El İnsaf Nuri Hocam! 01-01-1970 03:00 Kim Miyiz.!İşte Gerçek Kimliğimiz 01-01-1970 03:00