Nedir bu hır gür, ben mevzuyu çözdüm.
Yüzde 51 nokta küsurluk halk oylaması sonucu hiç kimseyi kimseyi memnun etmedi.
Bu sonuç, zaman ayarlı bir bomba gibi tam ortalık yere düşünce camiada bir panik havası baş gösterdi.
Ya bomba bir bilemedin birkaç saniye içinde patlayacak ya da bir bilemedin birkaç saniye içinde bu bomba alınıp, uzağa en uzağa atılacak.
Şimdi bu toz dumanın, birilerinin birilerini sinsice ve kalleşçe suçlamasının yegâne sebebi patlayacak bombanın tesirinden uzak kalma çabasıdır.
Suçlayanların suçlamalarında kullandıkları malzemeye, dil ve üsluba bakılırsa, bu çirkeflik bir ‘viran olası hanede evlâd - ı ıyâl var’ durumunu açık ediyor.
Kısa hal tercümesi, ekmek parası.
Neden mi?
Şöyle ki, kopardıkları kıyamet Reis’e kadar ulaşamaz ve işaret ettikleri suçluyu Reis’e de tasdik ettiremezlerse ihale onlara kalacak.
Ve yandı gülüm keten helva.
Durum bundan ibarettir.
Halk oylaması sonrası Reis’e yol haritası çizmeleri, parti içinde hain avcılığı yapmaları, sur dibinden aleme nizamat vermeleri, varsa bir dava bu davanın gerçek sahiplerini türlü türlü yaftalamalarla saha dışına atma ve ligden düşürme çalışmaları kendi müesses nizamlarının devamını sağlama gayretlerinden başka bir şey değildir.
Ve elbette, bütün bu olup bitenleri, halk oylaması öncesinden kartopu gibi büyüye büyüye neredeyse bir çığa dönüşmekte olan AK Parti’de muhtemel bir temizlik hareketi beklentisiyle de alakası vardır.
Ortalık böylelikle sulandırılıp, cıvıklaştırılarak, vaziyetten sütten çıkmış ak kaşık gibi kurtulabilmenin hesapları yapılıyor.
FETÖ operasyonlarında, İbadete dokunulmuş, ticarete el atılmış ve fakat halk oylamasına kadar, asıl katman olan İhanet şebekesine müdahale edilmemiş olmasının vermiş olduğu panik ve kime ne zaman dokunulacağının bilinmezliğiyle herkeste bir tedirginlik havası hakim durumda.
Bu nedenle AK Parti’ye ve Reis’e bir davanın mesuliyeti ile bağlı olanları hedef olarak seçiyorlar.
Çünkü bu partiyi hiç satmamış ve satmayacak olan gerçek dava sahipleri, hem Orta Anadolu ve hem de Güneydoğu Anadolu oyları gösteriyor ki davalarına yine tam anlamıyla sahip çıkarak halk oylamasından zaferle çıkılmasını sağlamışladır.
Davanın bu sessiz yığınlarının ‘Anadolu büyüklüğündeki dava taşını gediğine koymaktan’ başka talepleri yoktur.
Bu taleptir ki, bazılarının uykusunu kaçırıyor.
Müslümanların ve onları temsil eden sembol şahsiyetlerin Reis’e yakın olmalarından öyle rahatsız oluyorlar ki, bir gün Mavi Marmara’nın dağlara tırmanarak yeniden Gazze’ye doğru yol alma ihtimalini düşünmek bile istemiyorlar.
Kafadan İsrail düşmanı olanlara bu sebeptendir ki tahammülsüzler.
İsrail’le, Batıyla, Amerika’yla, İngiltere’yle ilişkilerin kötü olmasının sorumlusu olarak İslamcıları görüyorlar.
Hırsızın hiç kabahati yok!
Doğu – Batı hesaplaşmasına dönen Halk oylamasında ‘Doğrudan EVET’ diyenlere saldırıyorlar.
Doymak bilmez hırsları uğruna efendileriyle birlik olup, Türkiye’ye, İslam âlemine ve oradan da bütün bir dünyaya doğmasını beklediğimiz merhamet ve selamet güneşini söndürmeye çalışıyorlar.