Bir, iki, üç daha fazla anket…
Anket firması anket işini verenin istediği, dilediği ve beklediği sonuçları bulana kadar sorularını, ‘deneklerini’ ve saha özelliklerini eğip bükerek servis edilebilir hale getirir.
İşi veren de bunu bilir ki, birden fazla anket firmasıyla anlaşarak karşılaştırmalı sonuçlardan kesine yakın tahminleri görmeye çalışır.
Anketlerin yalancı olduğuna dair bomba bir örnek yaşamıştık geçen seçimde;
SONAR’ın sahibi, hazırladıkları anketlerde, “Recep Tayyip Erdoğan'ın kazanacağını ilan etseydim beni çarmıha gererlerdi” dedi.
Sadece bu mu? Bütün anketler yalancıdır!
Anket sonucuna bağlı olarak aday belirlemek de öyle…
Bu anket işleri bu kadar revaçta olmadığı zamanlar hepimizin inandığı ve hala inanmak istediği muazzam şehir efsanesi dolaşırdı kulaktan kulağa;
“Reis’in her ilde üç beş tane istişare heyeti vardı. Hepsi aksakallılardandı.
Reis seçim öncesi adayları her şehirdeki bu aksakallılar heyetine danışarak tespit ederdi. Reis adaylar mevzuunda MİT’e bile güvenmez aksakallılar heyetine itibar ederdi.”
Zamanla bu tevatür yerini, ‘Reis’in masasına sürekli güncel anketler gelir. Reis bunları inceleyerek bir sonuca varır ve her seçimde aday belirleme işine bizzat kendisi titizlikle yapar’a bıraktı.
Doğrudur.
Reis anket verilere göre adaylarını belirleyerek seçimleri kazanıyor.
Fakat anketlerden çıkan namzetler ile kazanılmış seçimler bize ne kazandırıyor?
Dava dediğimiz bir şey var…
Partinin büyümesiyle ve değişen sosyal şuur seviyemize göre yeni yeni tanımlarla ne olduğu belirsiz hale getirilmişse de bu dava dediğimiz şeye, anketlerden çıkan prezantabl – sunulabilir aday profilleri ne kadar uyum sağlayabiliyor?
Anketlerden büyük başarıyla çıkanlar, büyük başarılarla seçimleri kazandıktan sonra neden büyük başarısızlıklara imza atıyorlar?
Hiç bunu düşündünüz mü?
Büyük parti olabilmek adına, büyük davamızı küçük adamların sırtına yüklüyoruz.
Geldiğimiz noktaya bakın;
Gençlik, Milli Eğitim ve Kültürdeki başarısızlığımız seçimlerde alınan oylar nispetince artmış vaziyette.
Şunun farkına varılmalıydı; anket sonuçları ancak oy arttırmaya yarıyor.
Memleket meselelerinin ahvali ise anketlerden çıkan numerik neticelerin aksi istikametinde seyrediyor.
Hiç abartmadan söylüyorum ‘Ne olacak bu memleketin/ şehrimin hali’ diye düşünen bir tane milletvekilimiz yok.
Hepsi kendi kişisel menkıbesinin peşinde…
Şimdi bu mahalli seçimlerde de Reis, masasına gelecek bir, iki, üç, daha fazla anket sonuçlarına göre belediye başkanı adayı belirleyecekse; başkanımız kamuoyunda CHP’nin adayından daha fazla tanınan ve bilinen birisi olacak.
Ve fakat şehircilikte CHP’nin adayından daha farklı olarak ortaya koyabileceği hiçbir şey olamayacak.
Gittiği, gördüğü, gezdiği batı şehirlerinden tornistan meydanları, caddeleri, parkları, anıtları buraya taşıyacak...
Dava dediğimiz bir şey var mıydı ve bu davamızın şehirciliği nasıl olacaktı.
Bunu düşünen olmayacak…
Recep Yazgan