HDP - DEM türevi partiler, Kürt toplumunun neredeyse tamamını oluşturan Sünni tabanıyla, devam ettire geldikleri Batıcı siyaset arasında gerilimler yaşamaktadır.
İslam’ın toplumu ihya eden tekliflerini ihmal hatta reddederek dini gericilikle bütünleştiren anlayışlarından vaz geçemiyorlar.
HDP Genel Başkan Yardımcılarından Aysel Tuğluk'un, “Bölgede tarikatlar, radikal dinci gruplar oluşmamışsa, PKK sayesindedir. PKK laikliğin teminatıdır…” sözleri partisiyle İslâm arasındaki mesafeyi ortaya koymaktadır.
Sözde Kürtçü partilerin etnik, ideolojik, sosyal çeşitliliği kuşatma hedefi, PKK’nın stratejileriyle örtüşür vaziyette, bölgede silahlı yahut silahsız ayrılıkçı mücadeleyi genişletme hedefini görünür kılmaktadır.
Dilemma şurada başlıyor;
DEM’in devraldığı mirasın pay sahipleri, sadece seçim zamanlarında pragmatik yaklaşımlarla muhafazakâr seçmene yüzlerini dönmektedirler.
Samimiyetsizlikleri seçilebilme telaşelerini görünür kılmakta, muhafazakar seçmeni oy deposu gördüklerini ayan beyan ortaya koymaktadır.
HDP’nin, başörtüsü yasağını kaldırmaya yönelik anayasa değişikliği teklifine karşı çıkması, Kürt seçmen tarafından şaşkınlıkla karşılanmıştı.
Kürt coğrafyasında, başörtülü kadınların çoğunluğu inkar edilemez gerçekken, HDP’nin başörtüsüne koyduğu tavır, açıklanması zor çelişkiler arasındadır.
HDP’nin 2015 seçim bildirgesinde, İmam Hatip liselerine yönelik eleştirisi; “...Türkiye’de din eğitimini ve İmam Hatip Okullarına gidişi kolaylaştıran 4+4+4 uygulaması, özgürlükçü laiklik ilkesini ortadan kaldırmaktadır; uygulamaya son verilmelidir…”
Partinin din eğitimi hususunda katı tutumu üstelik seküler bağnazlıklarını gözler önüne seren kabulleri, seçmen kitlesine üvey evlat muamelesi değilse nedir?
HDP – DEM türevlerinin LGBT+ haklarını savunucu politikaları Kürt seçmenin geleneksel değerleriyle çatışmaktadır.
11 Kasım 2011'de, İstanbul Sözleşmesi ismiyle ünlenen Kadınlara Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi, “Sözleşme üzerinde sağlanan görüş birliğinden memnuniyet duyduk” türünden konuşmalar eşliğinde AK Parti, CHP, MHP, HDP vekillerinin onayıyla 246 kabul, sıfır ret oyuyla Meclis'ten geçmişti.
Sözleşmeyi kabul edenlerin arasında AK Parti olmasına rağmen HDP’nin verdiği destek, ‘mevzu bahis Avrupa Birliği, gerisi teferruat’ şeklinde değerlendirilse yerdir.
Zira AK Parti sözleşmeden çekildi, CHP – DEM ittifakının desteği devam ediyor.
DEM’in devraldığı miras, Orta Doğu’da projelendirilmiş Arap Sosyalist BAAS Partisi’ne benzer, Kürt toplumunun sosyo ekonomik kalkınmasından ziyade, CHP’nin Türk milletine reva gördüğü kuruluş hedefini; İslâm ümmetinden kopuk, ulus devlet inşasını öncelemektedir.
Mezkûr Partiler, ideolojik hedefleri doğrultusunda hareket ederlerken; Kürtlerin sosyal, dini, ananevi değerlerini görmezden gelen ikircikli, inandırıcılıktan uzak tavırları, düşünülmesi, tartışılması, çözülmesi gereken baş meseleler arasındadır.