Önceki gün bir haber vardı, “Atık borularından uyuşturucu akıyor” başlıklı…
“İstanbul’da, İçişleri Bakanlığı Kaçakçılık, İstihbarat, Harekât ve Bilgi Toplama Dairesi Başkanlığı ve Yeşilay’ın ortaklaşa yürüttüğü ‘Atık Su Analizi’, atık su borularından uyuşturucu aktığını ortaya koyuyormuş.
Dünyada uyuşturucu kullanım verilerinin belirlenmesinde kullanılan yöntemlerin başında “Atık Su Analizi” geliyormuş.
İstanbul bu analizde Helsinki, Oslo, Stockholm’ü, uyuşturucu kullanımında da Barselona’yı geride bırakmış.
Haberde ayrıca 2 milyon kişinin uyuşturucu bağımlısı olduğu ülkemizde 5 milyon da kullanıcı olduğu yazıyordu.
Ve fakat haberde önemli bir eksiklik vardı.
Uyuşturucu kullananların tamamının ‘Akepe’ye’ oy verdikleri belirtilmemişti.
İstanbul’un Millet İttifakı tarafından yönetildiği için belirtmemiş olabilir mi?
Hâlbuki İstanbul’da son seçimlerde Millet İttifakı’nın aldığı oyu çıkarsın, geriye kalan Cumhur İttifakı’nın oyudur ki bu da yaklaşık, 4 milyon 179 bin 656 oy eder.
İşte sana İstanbul’daki uyuşturucu kullanan sayısı.
Bu kadar basit matematik...
AK Parti Genel Merkezi’nde büro personeli olarak çalışan Kürşat A.’nın pudra şekeri değil de kokain çektiği videonun dolaşıma girmesinden sonra bütün ‘Akepelilerin’ kokainman olduğuna inanmak isteyen ne kadar çok kafası güzel insanlar varmış memleketimizde.
Büyük Üstad Necip Fazıl’ın “Cumhuriyet sonrası kavruk nesiller…” şeklinde bir ifadelendirmesi var.
Cumhuriyet nesil yetiştirmedi, nesilleri yaktı, kavurdu…
Kavrulmuş nesilleri o partiden, şu fırkadan şeklinde tasnif etmek yerine kendisini kötülüklerden, pisliklerden koruyabilmiş, temiz kalabilmek için gayret sarf eden fertler ve diğerleri diye tarif etmek en doğrusu…
Zira nasıl ki şiddeti, isim, şehir, hayvan şeklinde ayırarak alan körlüğü oluşturmak ne kadar yanlışsa, uyuşturucu zehir belasını da bitki, eşya, not şeklinde ayırmak da bir o kadar hatalıdır.
Bunu kime anlatabilesin ki…
Her fırsatı ve her malzemeyi Müslümanlara çamur atmak için kullananlar da pekâlâ bilmektedirler ki, ferdi her türlü beladan kurtarabilecek olan yegâne iç ve dış, maddi ve manevi mekanizma İslâm’dadır.
Biliyorlar…
Bildikleri için bu kadar çirkefleşiyorlar.
Yoksa onlar için uyuşturucu nedir ki, gündelik hayat içinde bir alışkanlık; tecavüz, taciz vb gibi…
İslâm sosyal ve siyasi olarak güç kazanır da hâkimiyet sahasını genişletir korku ve endişeleri kaynaklık ediyor bu çirkefliklerine.
Cumhuriyet sonrası kavruk nesillerin müsebbibi, Liberal, demokrat, deist, ateist seküler; batıcı çağdaş ve laik güruhun göbek bağı Allahsız materyalist dünya görüşünden kesilip atılmadığı müddetçe de bitmeyecektir bu kin ve bu nefret.
Mütedeyyin, kendini muhafaza etmeye çalışanlara saldırmaları bir aşağılık durumun göstergesidir.
Mütedeyyin, kendini muhafaza etmeye çalışan Müslümanları kendilerine benzetmeden de bu aşağılık, çirkeflikten vazgeçecek değillerdir.
Ne diyordu o şair, "bütün renkler aynı hızla kirleniyordu, birinciliği beyaza verdiler"
Evet, Birinciliği beyaza vermekte ısrarcılar!