“Reis yeni dönemde “ihaleye girenleri bile partiye almayın” derken kardeşi hain olanlara kendi canını nasıl emanet ediyor?”
Allah’ınızı seviyorsanız bunu bana izah edin!
Bu olup bitenleri, FETÖ ile mücadeledeki bu moral bozgununu,
Bana değil bu millete izah edin, millete de değil 15 Temmuz gecesi, vatan için ‘vurulup alnından tertemiz uzanmış yatan’ şehitlere ve gökten yağan hain bombalarla yaralanmış, eli, ayağı kopmuş gazilerimize izah edin!
FETÖ’nün 15 Temmuz hain darbe girişiminin kilit isimlerinden birisi olan AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Şaban Dişli'nin kardeşi Tümgeneral Mehmet Dişli, darbeye katıldığı iddiasıyla gözaltına alınmadı mı?
Mehmet Dişli’nin Genelkurmay Başkanının boğazını sıkarak zorla darbe bildirisini imzalatmak isteyen ekibin arasında değil miydi?
Peki, darbeci bir generalin abisi nasıl oluyor da Cumhurbaşkanı Başdanışmanı oluyor?
Bunu izah edin haydi!
Suçun şahsiliği mi?
Kardeşi tutuklandıktan sonra, “Biz Türkiyemiz ve Ay Yıldızlı Bayrağımızın Emrindeyiz. Liderimiz Dünya Lideri Recep Tayyip Erdoğan’dır. Soyadı Dişli olan Tümgeneral kardeşim de olsa asla ve asla duruşumuz değişmez, aksine katmerlenir” demesi yeterli mi yani?
O halde KHK ile FETÖ’cüleri tespitte kullanılan ‘illiyet’, ‘irtibat’ ve ‘iltisak’ kelimelerini nasıl açıklıyorsunuz?
Eşi sendika üyesi diye kendisini de görevinden uzaklaştırdığınız öğretmenleri nasıl açıklıyoruz?
Türk Telekom’un hatası olduğu bizzat Başbakan tarafından itiraf edilmiş olmasına rağmen, ‘telefonunda Bylock var’ diye gavur eziyeti yapılan mağdurlara, eşlerine ve çocuklarına bir açıklamanız var mı?
Mesele Şaban Dişli’nin FETÖ’cü olup olmaması meselesi değil.
Mesele yara alan kamu vicdanıdır; dişini tırnağına takarak bu mücadeleyi yürüten insanların uğradığı hayal kırıklığı, moral gücün karşı tarafa geçmiş olmasıdır.
Ve mesele,
“Şaban Dişli'nin Başdanışmanlığı FETÖ'ye verilmiş bir güvencedir. AKP FETÖ ile mücadele etmiyor, edemez” şeklindeki saldırılara verilecek cevabın kalmaması meselesidir.
Hatırlıyor musunuz?
2008 yılında, Şaban Dişli hakkında “Silivri’de bir arsanın imar durumunu değiştirme karşılığında 1 milyon dolarlık iş takibi ücreti talep ettiği” iddiaları ortaya atılmıştı.
İddialarla birlikte, “Silivri'deki parsellerin satışı ile ilgili kredi sağlanması ve imar değişikliklerinin yapılması karşılığında alınacak 1 milyon ABD dolarına ilişkin bir protokol” basına dağıtılmıştı.
İddialara cevap veren Şaban Dişli, söz konusu para karşılığında iş takip belgesinin, ‘hukuki bir formatta hazırlandığını' belirterek, 'basında yer alan başlıksız belge, eski ortağıma kredi temininde yardımcı olduğumu gösteren bir belgedir' demişti.
Dişli’nin bu açıklamasına ise, “31 Ağustos 2006 tarihli protokolde sizin Silivri'deki arsalarla bağlantılı olduğunuz, 1 milyon ABD doları karşılığında iş takibi yaptığınız, sizin kendi imzanızla kanıtlanmış durumda.” şeklinde cevap gelmişti.
Ardından Şaban Dişli, 2 Eylül 2008'de AK Parti MKYK ve MYK görevlerinden istifa etmişti.
Recep YAZGAN