Ömür Boyu Nafaka Mağdurları; insan haklarına aykırı, boşanan kadın ve erkek arasında ömür boyu husumetin devam etmesine sebep olan, boşananı mahkemelerde, adliye koridorlarında süründüren, maddi ve manevi olarak tüketen, her türlü suiistimale açık, kadının sözlü beyanını esas alan Süresiz Yoksulluk Nafakasının ne zaman sona ereceğini soruyorlar.
Sayıları yüzbinleri bulan Süresiz Yoksulluk Nafakası mağdurları yakamı bırakmıyor.
Gazetemiz editörünün ‘her yazı aynı mevzu, olmuyor ama’ şeklindeki sitemini göze alarak bir mağdurun ömür boyu süren, bitmek tükenmek bilmeyen çilesini yazmak istiyorum bu sefer.
Okuyunca siz de gözlerinize inanamayacak, bu kadar da olmaz diyeceksiniz.
İzmir’den ulaştı bana.
Boşanma davası açıldığında dava sonuçlanmadan boşanacağı kadına ‘tedbir nafakası’ bağlanıyor.
Boşanma davası açtığında öğretmen olarak çalışan ve halen çalışmaya devam eden eski eşine boşanma kararı olmamasına rağmen, kendi ifadesiyle bir icra müdürünün verdiği karar yüzünden emekli maaşımdan yoksulluk nafakası ödüyor.
Aynı zamanda İki çocuğuna da nafaka ödemeye devam ediyor.
1.225 TL maaş alırken ödediği nafakaların toplamı 900 TL.
Daha da tuhafı var;
Bir oğluna ödediği nafakayı, oğlu meslek sahibi olduktan, İstanbul Barosu’na kayıtlı avukat olarak çalışmaya başladıktan sonra da 28 yaşına kadar ödemeye devam etmiş.
Evet, ‘böyle kanun olur mu?’ demeden önce bir kere daha okuyun; Mevcut kanunlarımız onu, büyümüş, okulunu bitirmiş, eline mesleğini almış, üstelik avukat olmuş oğluna nafaka ödemek zorunda bırakmış.
Oğlu bir taraftan avukatlık yaparken diğer taraftan kanuni hakkı olduğunu düşündüğü nafakasını almayı iki yıl devam ettirmiş.
Avukat oğluna dava açarak zor da olsa iki yıl sonra nafakayı ödememe hakkı kazanabilmiş.
1.225 TL emekli maaşı alan bir emekli bir vatandaş, boşanma davası açtığı eski eşine üstelik öğretmen olarak görev yapıyorken ‘tedbir nafakası’,
İki çocuğuna ‘iştirak nafakası’,
Oğlu ve kızı okurken her ikisine ‘yardım nafakası’,
Okulu bitirip avukat olarak mesleğini icra eden bir oğlu, bir başka okula kayıt yaptırdığı için ‘yardım nafakası’ ödemiş.
Bu nasıl iş, bu nasıl adalet ve dahi bu nasıl evlat…
Avukat oğluna nafaka ödememek için mahkemeye itiraz dilekçesi veren babaya avukat oğlunun verdiği cevaba bakın: “Benimle uğraşma donuna kadar alırım!”
Ayrılırken iki evini ve bir arazisini eşine bırakmış. Mahkemenin belirlediği 60 bin liralık tazminatın yarısı vergilere kesilmiş. Kalan kısmı ise maaşından kesilmeye devam etmiş.
Nafakalar öyle bir mağdur hale getirmiş ki, “davalara itiraz etmek için hatta bazen otobüse binecek para bulamıyorum” diyor.
Süresiz Yoksulluk Nafakası’nın perişan ettiği, mağdur hale getirdiği yüz binlerce insan, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’ndan, Milletvekillerinden, Başbakan’dan ve Cumhurbaşkanı’ndan dertlerini ve çilelerini sona erdirecek bir kanun çıkartmalarını veya mevcut kanunlarda yeni düzenlemeler yapmalarını bekliyor.