Çanakkale'de boşandığı eşini ve çocuğunu yaralayıp intihar eden şahsın biriken nafaka borcunu ödemeyince mahkemece tutuklanarak cezaevine girdiği ve yaşadıkları sonucu cinnet getirdiği ortaya çıktı.
Basına akseden bu haber ‘Ömür Boyu Nafaka Mağdurlarının’ gönderdikleri dosyayı daha fazla bekletmemem gerektiğinin ihtarı oldu.
Sizlere ve pek tabi ki konunun muhataplarına tamamı birkaç sayılık yazı dizisi çapında, meseleyi enikonu ortaya koyan yaşanmış ve yaşanmakta olan hayat hikâyelerinden örnekler vermek istiyorum.
***
Resmi nikâhlı olarak 1 ay evli kaldım. Evlenmeden önce İzmir’de yaşıyordum. Memleket Kahramanmaraş. Evleneceğim insan da Maraşlıydı. Bir bankada çalışıyordum. Banka Maraş’ta açılma durumunda, orda yaşarız yoksa İzmir’de yaşarız dedim. Kabul etti. Ancak “banka açılmıyor, İzmir’de yaşayacağız” dediğimde bana, “işi bırak gel, burada inşaatta çalış” dedi. Kabul etmeyince boşanma davası açmış. Dava açıldığından son duruşmada haberim oldu. Bin bir iftira atmış. Psikolojim bozuldu. Haklı iken haksız duruma düştüm. 3 yıldır nafaka ödüyorum. Şimdi 2. eşimle evliyim ve 1 çocuğum var.
Bir gün oğlumun maması ve bezi bitti, para yok, o gece oğlum ağladı, ben ağladım. Artık çekilmez bir hal aldı, yuvam dağılma durumuna geldi. Şimdi bu şartlar altında ölmek mi lazım öldürmek mi?
Kadın cinayetlerinin bir kısmı emin olun bu yüzden işleniyor.
***
2009 yılında sadece 40 gün süren bir evlilik yaptım ve çocuksuz olarak boşandım. 2017 yılı itibarıyla bu kadına tam sekiz senedir nafaka ödüyorum. Bu şartlarda Ölünceye kadar ödemek zorunda kalacağım. Evlilik öncesi ve sonrası durumuna bakıldığında yoksulluğa düşmüş bir hali yok ama mahkemede bunu ispat etmek imkânsız. Bu çaresizlik beni perişan etti ve psikolojim bozuldu.
Yeniden evlendim. Çok şükür çok mutluyum. Bir kızımız var. Sorumluluklarım arttı. Ailemi Süresiz Nafaka zulmünden kurtaramıyorum. Bana bunca acıyı ve zulmü çektiren kadına, ailemin rızkından her ay para göndermek zorunda kalıyorum.
Eski eşim beni mahkemeye vermiş, nafaka artırım davası açmış, geçinemiyormuş! Hiç bitmeyen, ölünceye kadar devam edecek olan ve giderek artan bir borç sahibi oldum!
***
2003 yılında evlendim. Evliliğim bir yıl sürdü, çocuğumuz yok. Eşimle geçimsiz bir hayatımız vardı. Aile içi özel hayatımızı abartıp yalan söyleyerek dışarıya anlatıyordu. Hatta bir gün kendi kendine boğazına bıçak tutup komşular yetişin beni öldürüyorlar diye bağırdı! Amacı beni rezil etmek ve haksız duruma düşürmekti. Böyle bir insanla evli kalamazdım. Çocuksuz boşandığım kadına 2009’dan beri nafaka ödüyorum. Ne yazık ki Ölünceye kadar ödemek zorundayım. Üstelik sabit bir işim yok. Ödeyemezsem hapse atılacağım.
***
Eşimin ikinci evliliği olduğu ve ayrılıktan 2 sene sonrası olduğu için eşimden hiçbir mihir ve takı talebinde bulunmadım. Hiçbir ek masraf zorlayıcı bir şey yapmadım. Çünkü amacım huzurlu ve mutlu bir yuva kurmaktı.
Evliliğimizin beşinci ayında 16 Temmuz günü tatil dönüşü kapımda bulduğumuz PTT notu ile kâbus başladı.
PTT’den gelen paketin içinden kanlı bir kitap çıktı! Sayfaları yırtık, küfürler yazan bir kitap! Eşimin eski karısı göndermiş!
Şahsıma gönderilmesinin amacı beni korkutup boşanmamı sağlamaktı!
O günden bugüne iki sene geçti ve hala küfür, hakaret ve tehditlerine sosyal medyadan devam ediyor.
Bu tehdidi sosyal medyadan yapması, açtığı saçma sapan davalarla bizi yıldırmaya çalışması gibi birçok nedenle, huzurlu götürmeye çalıştığım evliliğimi huzursuz etti.
Bu kadın genç, çocuksuz, üniversite mezunu ve kaçak çalışıyor.
Ve süresiz yoksulluk nafakası alıyor!
Evli bir kadın olarak ben, o kadından daha yoksulum ve zor durumdayım...
***
Evliliğim 3 ay sürdü. Ayrıldığım bayan benim ekonomik durumumu beğenmeyerek evi terk etti. Aile büyükleri ve mahkeme vasıtası ile “eve dön” çağrısında bulundum.
Dönmedi. Evine dönmeyeceğine dair mesaj ve telefon ses kayıtlarını mahkemeye delil olarak sundum. Bana üstelik “mahkemeler kadından yana” diyerek 40 bin TL maddi, 40 bin TL manevi tazminat davası da açtı. Şu an düğün borçlarını ödeme sıkıntısı içindeyim. Asgari ücret alıyorum, borçlarımı ödeyemiyorum. Boşandığım bayan ise kayıt dışı çalışmakta ve çalıştığı yeri de bilmeme rağmen ekmeğinden olmasın diye ihbar etmiyorum.
Mahkemeye kendisinin yoksul olduğunu ileri sürerek yoksulluk nafakası bağlanması istedi ve kazandı. Kendisine nafaka ödüyorum. Borçlar ile boğuşmaktayım.
Allah rızası için süresiz nafaka zulmüne son verilsin. Benim gibi binlerce insan ömür boyu, adil olmayan nafaka mağduru.
İşte böyle…
Ömür Boyu Nafaka Mağdurlarının gönderdiklerinin üçte birini bile yayınlayamadım.
Bu meseleye önümüzdeki günlerde yeniden temas edebiliriz.
Recep Yazgan