AK Parti Samsun 8. Olağan Kongresinde seçimlerin demokratik şekilde, iki adayın yarışarak delegelerin oylarıyla seçilmesine izin vermediler.
Divana sunulan ikinci liste parti tüzüğünün bilmem kaçıncı maddeleri gerekçe gösterilerek ret edildi.
AK Parti Samsun İl Başkan Adayı İrfan Şenocak, divan listesini parti tüzüğünün bilmem kaçıncı maddelerini gerekçe göstererek ret edene kadar salondaydı.
Kongre öncesi kendisine Genel Merkez tarafından, “Kongreye Cumhurbaşkanımız gelecek, biz böyle karar aldık. Sen çekil..” denilmiş.
Ülkemizin her alanına demokrasiyi nakış nakış işleyen iktidar partisinin kongresinde demokrasinin işleyeceği ümidiyle Senocak sonuna kadar direndi bu direnci gören delege akın akın salona koştu…
Değişim isteyen delegeler ümitlendi…
“Rüzgar değişimden yana, bu rüzgarın karşısında kimse duramaz..” diyerek sevindiler…
Ama öyle olmadı…
Tabanın değişim isteğine kayıtsız kalan partiyi yönetemeyen tabanda karşılığı olmayan il başkanı ve yönetimi ile devam edenler hem kendilerini, hem partiyi, hem Reis’i kandırdılar.
Reis’in olup bitenlerden haberi var mıydı?
İlçe seçimlerinde kabul edilen ikinci listelerin il seçimlerinde kabul edilmemesini Reis’e nasıl anlattılar?
Yıllar, yıllar önce genel merkezin adayına rağmen ikinci liste çıkarıp seçimleri alanların olduğunu Reis’e hatırlattılar mı?
Ne yazık sadece Samsun’da değil çoğu ilde böyle oldu!
İkinci listeler kabul olmadı, tabanda karşılığı olmayan il başkanları yeniden atanmış oldu.
AK Parti Samsun İl Başkanlığı’nda değişimden korkan, müesses nizamlarının yıkılacağından korkan, kurdukları Pazar tezgahının dağılacağından korkan;
Güçlü vekiller!..
Güçlü yöneticiler!..
Bölge Koordinatörleri!..
İrfan Şenocak’ın ikili yarış olması halinde seçimi kazanacağını biliyorlardı.
Yarıştan korktular; yarışmaktan, yok olmaktan korktular…
Partinin Samsun’daki durumunu, kan kaybedişini hiç kaale almadılar…
Önemli olan kendi makamları, kendi koltuklarıydı…
Olup bitenleri şaşırdığımız, beklemediğimiz, ihtimal vermediğimizden yazmıyoruz bunları….
Biz bu filmleri defalarca gördük, seyrettik…
Sadece dünün mağdurlarının ellerine fırsat geçince nasıl da zalim olabildiklerine hayret ediyoruz…
Dünün mağdurları, mazlumları geçmişi unutarak, geçmişe sünger çekerek nasıl da statükocu olabiliyorlar,
Dün değişim isteyenler bugün nasıl da değişimin karşısında duruyorlar….
Yaprağını kıyır kıyır, sapına gelince meeee…!