Bir Mahalli İdareler Seçimleri arifesinde, an itibariyle ortaya çıkan manzara şöyle; Bu seçimlerde projeler değil isimler yarışacak.
Yarışmacılar teker teker sahaya inerek yerlerini almaya başladılar.
Her partide, belediye başkanıyken aday gösterilmeyerek lig dışına alınan isimlerin kahır dolu sitemlerini veyahut saha kenarında ısınma turları atarken ani bir kararla sahaya sürülen namzetlerin sevinç çığlıklarına yapılan olumlu veya olumsuz yorumlar gündemin ana konusu olmaya devam ediyor.
Bekleyenlerin, belediye başkanlığı hayali ile aday gösterilmeme kâbusunun arasında gözler ve kulaklar Ankara’da…
Hatta kendileri de…
Beklerlerken, her ihtimali değerlendirmeye, her fırsatı değerlendirmeye ve herkesten ümit beklemeye hazır hale gelmişler.
İyice yumuşamış, naifleşmişler…
Bir yalana bir servet ödemeye hazırlar. Anket firmalarının istediği parayı vererek kendilerini genel merkezi adayıymış gibi kamuoyuna yansıtıyorlar.
Neye yarayacaksa, bunu sahiden yapıyorlar…
En fazla on beş veyahut yirmi gün sürecek liste başı rüyası için veriyorlar bu paraları…
Üstelik AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hamza Dağ’ın, aday adayları ve belediye başkanlarına ulaşan bazı kişilerin, ‘Kamuoyu araştırması yapıp AK Parti Genel Merkezi'ne sunduklarını’ söyleyerek, menfaat temin ettikleri yönünde duyumlar aldıklarını, bu konuda bazı suiistimallerin yaşandığını açıklamasına rağmen.
Kendi yaptırdıkları anketlerde birinci çıkan başkan veyahut başkan adaylarının saman alevi gibi yanıp sönecek olan bu sonuçlardan elde edebilecekleri tek şey taraftarlarını bir süre daha diri ve zinde tutabilmek.
Sonrasında hep birlikte bir çöküşün yaşanacağını kimse düşünemiyor ya da düşünmek istemiyor.
Adaylıkları açıklanarak seçim çalışmalarına başlayan daha doğrusu hızlı bir tempo ile çalışabilmek için prova yapan belediye başkan adaylarını da görüyoruz.
Önce teşkilat ziyaretleri yaparak kendilerini tanıtıyor, hazır olduklarını göstermek için vitrine çıkıyorlar.
Fakat ne diyecekleri ne konuşacakları, nasıl bir propaganda yürütecekleri konusunda bir fikir sahibi değiller.
Bu mesele hakkında hiç düşünmemişler.
Bu meseleye aday olmak için sarf ettikleri mesainin üçte biri kadar bile zaman harcamamışlar.
Mesela diyor ki, “Seçilirsem belediyede yolsuzlukların önüne geçeceğim!”
Aynı partiden bir belediye başkanının yerine aday gösterilen sayın namzet; partisini ve partisinin başkanını yolsuzlukla suçlamış oluyor ve onu da kimse uyarmıyor.
İtiraf gibi vaat!
Bu ben merkezli çıkışların partisine zarar vermesi umurunda bile olmuyor.
Mesela diyor ki, “30 yıldır yapılmayanları 5 yılda yapacağım!”
Biri de çıkıp, “Ayıp ediyorsun abi, hepimizi, bu şehrin 30 yılını ki yarısında da sen varsın, tek cümleyle gömüyorsun” demiyor.
15 yıl önce verdiğiniz tersane vaadi gibiyse bu sözler, üstü kalsın!
Seçim çalışması adı altında ‘kaş yapacağım derken göz çıkarmanın’ ve seçmen karşısında komik durumuna düşmenin bir anlamı var mı?
Yok!
Recep Yazgan