Anne...
Annem...
Sol yanım...
Gözümün yaşı...
Gönlümün sırdaşı...
Lakiiiiin...
Hayatta iken,
Sen nasıl annesin ki?
Sen benim annem olamazsın...
Sen ...
diye başlayan nerede biteceği belli olmayan, yüreği şefkat merhamet ile yeknesak olmuş yeryüzünün meleklerini âdeta aşağılayan,
ancak öldüğünde gözleri adeta bir kan fıçısına dönecek kadar hıçkıra hıçkıra ağlayan,
hayatta iken hiç aklına dahi getirmediği, öldüğünde ise SOL YANIM ACIYOR ANNE diyen
kalbi kararmışlara gelsin.
Yazının hiç bir kelimesine ve cümlesine dokunmadan ve yayınlanan resmi ile alıyorum.
Yazarı yok.
Bir ALINTI.
Canını evladı için seve seve veren annelerin gerçek hikayelerini çok okuduk bundan sonrada okumaya ve yazma devam edeceğiz.
İşte İBRET ALINASI GERÇEK BİR HİKAYE.
Okuyun...
Okutun...
"Hayatımın en üzücü günü bugün. Bir doktor olarak pek çok kadının doğumuna girdim. Ne zaman doğum odasına girsem, bütün annelere yardım etmesi için Allah'a dua ediyorum. Bir kadının sadece bebeğini 9 ay taşıması değil, doğurmasının da imkansız bir sancı verdiğini, ne kadar zor olduğunu biliyorum.
Bugün yüreklerimiz burkuldu, bir anneyi kaybettik. Allah'a kızdım ve sorguladım, (haşa) bir kadına neden bu acıları çektirdiğini, Rabbimin iyiliği ve güzelliğine rağmen bunu neden yaptığını anlayamadığımı söyledim ona.
Bu kadın tam 14 yıldır çocuk yapmaya çalışıyordu. Bilimin her türlü imkanını kullandık, ilaç ve her türlü tedaviyi denedik. Ve nihayet, Rabbimin de isteği ile hamile kaldı, fakat aynı zamanda rahminde bir tümör de büyüyordu.
Hamilelik sürecinde tümör yavaş yavaş eriyerek kayboldu, herşey iyiye gidiyordu. Doğum sırasında baba da doğum odasındaydı. Doğum 7 saat sürdü, ve nihayet sezeryan yapmaya karar verdik. Doğum sonrası anne bebeğini kucağına aldı, gülümsedi, ve hemen ardından gözlerini yumdu, hayatını kaybetti.
Bir anne öldü, ve bir bebek doğdu, baba perişan oldu. Böylesine mutlu bir gün neden bir kabusa, bir trajediye dönüştü? Bir hayat karşılığında bir başkasını kazanmıştım, bu nasıl bir bedeldi...
Lütfen kadınlara saygı gösterin, bir bebeği dünyaya getirmek için hayatlarını riske atıyorlar. Dokuz ay sonra bebek dünyaya gelirken saatlerce katlandıkları acıya, doğum sonrası da, çocuğu büyütürken geçirilen uykusuz gecelere, bu inanılmaz büyük fedakarlığa saygı duyun.
Annenize karşı saygısızlık etmiyor ve onu hoş tutuyorsanız ne mutlu size, ve şu anda gidin ona sıkıca sarılın, kadınlara ve ona ne kadar derin bir sevgi, ve daha önemlisi saygı duyduğunuzu gösterin.
Selam ve dua ile
Bülent ERTEKİN