04.17
Deprem...
Merkez üssü Gaziantep...
7.7...
Bir anda gece daha da karanlığa döndü ve....
Ülkem için matem günü. Yedi günlük genel yas ilan edildi. Bugün an itibari ile 45.000 vatandaşımız tebdili mekan ile ahirete irtihal ettiler.
İki gün öncesin de ülkenin önde gelen pop sanatçısı Nazan Öncel 'in yazısını okuyunca herhalde imtihanların en büyüklerinden bir tanesi de bu olsa gerek diye düşündüm.
Kanaat...
Şükretmek.
Bugün bir çok aile annesini, babasını, kardeşini, evladını, yakın hısım ve akrabasını kaybetti. Rabb'im cenneti ile müşerref kılsın. Amin.
Kimisi bir ay önce dişinden tırnağından biriktirdiklerinin üstüne yakın akrabalarından aldığı ile borç harç bir ev aldı.
Bugün...
Henüz borçlarını ödeme imkanına varamadan...
Sanatçı Nazan Öncel "Yolun sonunda iki metre yerde yatıyoruz, ölüm var unutma" diyerek geç olmadan imtihanın sırrına ermiş ve hayatını maddi olarak bu şekilde istihdam etmeye başlamış. Elbette bu imtihanın manevi yanını da unutmamak gerekir.
Sanatçı Nazan ÖNCEL’i yaşadığı değişim ne idi ki acaba?
“2011’de annemi kaybettikten sonra her şey boş gelmeye başlayınca silkelendim.
Dedim ki ‘bu kadar fazlalıklarla yaşanmaz.’ İnsan gidiyor, geriye çer çöp kalıyor. Annemin ardından siyah elbisesini tam dört sene yıkadım, ütüledim giydim.
Sonrasında baktım ki oluyor. İnsan azla yetinebiliyor, başladım azaltmaya. Eve tek bir obje bile almadım. Ve yedi senedir de kendime hiçbir şey almadım; aksine diş fırçam hariç kişisel eşyamı yüz on parçaya indirdim.
Hedefim yüz parça. Evden ise iki eve daha yetecek kadar eşya gitti. Hafifledikçe rahatladım.
Hiç tanımadığım insanların fotoğrafları var albümler de; annemin ve kayınvalidemin arkadaşlarının arkadaşı, tanıdıkları, yakınları.
Hatıralarına ve bir anlamda emanete hürmeten bir tek onlara kıyamıyorum. Konserden konsere bir fistan dikip giyiyorum, iş bitiyor.
Sırada evi 2+1'e indirmek var. Nohut oda bakla sofa neyimize yetmiyor ki? Zaten ‘bir lokma bir hırka’ diyenlerden olduğumu bilirsiniz.
Bi arabayı on beş sene kullanır, o beni bırakmadan ben onu bırakmam. Emektar olması hatırına şansımı zorlarım. Ama sahip olduklarımla kan bağım yoktur, insan isterse her şeyden vazgeçebilir.
‘YOLUN SONUNDA İKİ METRE YERDE YATIYORUZ, ÖLÜM VAR UNUTMA DİYORUM"
kendime.
Belki biraz geç uyananlardanım ama hanidir kendi içime yaptığım bir yolculuk bu. Ne bir hırs, ne haset; ne şu ne bu.
Ayaklarım yerden kesilmiş de ayda yürüyormuş gibiyim. Tarifsiz bir huzur.
Eksilmeyelim yeter. Bu konu üzerinde sayfalarca yazabilirim ama kafa şişirmek istemem.
Söyleyebileceğim tek şey ruhunuzun istediği şeyin peşinden gidin demek olur. Nice güzelikler dilerim."
Yazı burada bitiyor.
Herkesin...
Ama herkesin karınca kararınca ders alması gereken güzel samimi bir paylaşım olmuş.
Rabb'im;
ülkemizi, milletimizi, tüm İslâm âlemini her türlü beladan, musibetlerden, felaketlerden, depremden, yangından, selden muhafaza etsin. Rabb'im hepimizin yâr ve yardımcısı olsun.