Bir ülkenin eğitim seviyesi kültürlü insanların oranı ile belli olur. Elbette diyebilirsiniz "Kültür, herkese göre farklıdır. Sizin kültür anlayışınız ile Hasan abinin kültür anlayışı farklıdır." Bu da bir görüştür ve doğrudur.
Bir insanın milli manevi ve ahlaki değerlerinin seviyesi, kültür seviyesidir...
Bununda en bariz şahidi -kişisel görüşüm- kitaplar ve yazarlardır.
Ülkemizde son yıllarda özellikle ekonomik sıkıntıların başladığı yakın tarihe kadar kitap basma oranlarının bir hayli iyi olduğu noktasında güzel haberler alıyorduk.
Lâkin kitablar ne kadar çok basılırsa basılsın okuyucunun kalitesi kadar kitabların verdiği mesaj, içeriği ve tabiiki kalitesi önemli.
Ülkemizde bu konuda yani kitabların basımı milli ve manevî değerlere uygunluğuna bakan, kontrol eden özel görevleri olan kamu kurumları var. Kültür Bakanlığı gibi, Millî Eğitim Bakanlığı gibi. Birisi kitap basımında hassas dengeleri göz önünde bulundurması gereken bir müessese, diğeri de bu müdürlüğün hassasiyet içerisinde olup yayınlanabilir dediği kitapları, basılmış eserleri ilkokuldan başlayıp eğitimin son basamağına kadar olan kısımda öğrenciler(imiz)e ulaştırmaktır.
Bizi üzen önemli bir problem ise maalesef gördüğümüz ve yaşadığımız hadiseler özellikle iktidar kanadının kültür ve sanat etkinliklerinde sınıfta kalmalarıdır.
Özellikle belediyelerin kültür ve sanat etkinlikleri denildiğinde ne hikmetse çok kalın(!) bütçeler ile sözüm ona popculara milyonlar aktarılarak kültüre ve sanata hizmet edildiği düşünülmektedir.
Ve gene ne hikmetse kültür sanat ve eğitimde hazır kıta görev bekleyen nice yazar, şair, edib âdeta görmezden gelinmekte kaba bir tabirle dış kapının mandalı hükmünde yok sayılmaktadırlar.
Hele hele kültür hizmetleri yapan âdeta kendi imkanları ile koltuk altlarında götürdükleri kitaplar ile bir söyleşi ve sonunda kitap imzalayarak yeni kitabları için kendilerince kaynak sağlamaya çalışanlara yapılanları ise görmüyor, bilmiyor değiliz
Düşünebiliyor musunuz bir ilin veya bir ilçenin mülkü amiri olan zatın; yazar, şair taifesinin bölge içerisinde yapacak olduğu söyleşilerden sonra kitap satışına izin vermemesini.
Hadi diyelim ki prensip sahibi insan; olur ya bizde öyle kabul ediyoruz. O halde söyleşiyi yapacak veya konferansı verecek olan yazarın kitablarından 5/10 milyar liralık kitap alır bu kitaplarıda bulunduğu yerdeki tüm okullara, kitabın muhtevasına göre okullara, öğretmenlere, mülki amirlere ve öğrencilere hediye eder, öyle değil mi? Maksat kültüre ve yazarlara hem maddi hem de manevi destek değil mi?
Yooo, Tilki(!)lere milyarlar veren belediyeler, kamu kuruluşları ve onların üst düzey yöneticileri bir yazar geldiğinde ne hikmetse bilmem, görmem, anlamam bir de yanlarına "KİTAP SATTIRMAM DA SATTIRMAM!!! diyerek kültüre ve kültürün cefakar amelelerine âdeta "ne haliniz varsa görün" diyerek meydanı adı sanı bilinmeyen, sanat adı altında iç çamaşırı ile sahneye çıkan veya seyircinin kucağına oturmayı sanat(!) zanneden bu ülkenin milli ve manevi değerlerini tarumar eden sapkın şövalyelerine " Buyrun, körpe zihinler sizin!" diyerek hazinelerimizi teslim etmektedirler.
Vebal altındasınız...
Kaybedilecek bir tek birey dahi olmamalı diyerek gecesini gündüzüne katan (öğretmen, okul ve kitaplar ayağının en önemli unsurlarından biri olan) yazar ayağını yok saydığınız da bu milletten ve değerlerinden kopuk, boş, hedefsiz, davasız, gayesiz bir nesil yetiştirirsiniz.
"Yazara kitap sattırmam" diyen zihniyetleri şiddetle kınıyorum. İnşaallah bu konuda gelen her yazara ve kitaplarına destek adı altında 5/10 bin liralık kitap alarak bu hatalarını telafi ederler.
Bir diğer önemli hususta ve o anlı şanlı festivallerinizde bölgenin mahalli yazarları içinde bir stand açmanız. İnşaallah açarsınız da biraz günü, biraz kültürü, biraz sanatı, biraz sanatçıyı, biraz bizim çilekeş, cefakar, gayretli, eğitimi okumayı ve okutmayı dert edinen yazarlarımıza bir can suyu olursunuz.
Yazar büyüklerimiz abilerimizde bu şevk ile yeni araştırmaları, yeni kitapları için kapı kapı sadaka isteyen fakir, fukara, gureba gibi dolaşmazlar.
Unutmayın,
"Zaman en iyi yazardır.
Her zaman mükemmel sonu yazar." (Charlie Chaplin)