Yunus Emre ne güzel söylemiş;
Malda yalan, mülkte yalan.
Var biraz sen oyalan
Mal var, mülk var, evlat var ve siz ebeveynler yani anne babalarda var.
Onca yıl durmadan bıkmadan usanmadan "boşver yahu" demeden gecenizi gündüzünüze katar evlatlarınız için çırpınırsınız.
Rabbim izin verir, belki de imtihan eder. İstediğiniz dua, ettiğiniz herşeyi "BUYUR KULUM" der verir. Ya sonra?
Ya sonrası ibretlerle doludur
Kimi para ile, kimi makam ile kimi de evlatları ile imtihan edilir. Anlayabilir isek, anlamış isek amenna?
Şoför Seyfi'nin öyküsü de böyle imtihanlarla dolu bir öykü. Doğan Cüceloğlu'nun 11.07.2010 tarihinde okuyucusundan gelen bir hayat hikayesi, gerçek.
Seyfi, Sivas doğumlu çalışkan bir delikanlı. Askerlikten sonra İstanbul'a gelip şoförlük mesleğine başlıyor, gece gündüz çalışıyor ve beş yıl sonra çalıştığı taksiyi satın alıyor.
Ailesi, gel evlendireceğiz, deyince memlekete gidiyor, evleniyor. Geceli gündüzlü çalışmaya devam ediyor, ikinci taksiyi alıp işletmeye veriyor. İki oğlu büyürken o çalışmaya devam ederek
Etiler'de bir siteden daire alıyor. Arkadaşlarına, bir daire daha alacam, her oğlan bir dairede oturacak, ben de gidip torun koklaycam, diye anlatıyor.
Büyük oğlan Boğaziçi'nden mezun olduktan sonra Amerika'dan burs alarak gidiyor. Sonra kendi şirketini kurarak Amerika'ya yerleşiyor. Daha sonra kardeşini de yanına alıyor.
Şoför Seyfi daireleri kiraya veriyor, ama satmıyor, içten içe oğlanların geleceğini umuyor. Şakir Bey ve diğer şoför arkadaşlarıyla buluşup konuştuğunda torun kokusuna hasret kaldığından söz ediyor.
Bu öyküyü bana anlatan Şakir Bey, "Hocam, Seyfi Ağabeyimizin eşi şeker hastasıydı, yedi yıl önce onu kaybetti.
Seyfi Ağabey bizim durağa gelir, çayımızı içer, sohbet ederdi. Hanımı ölünce iyice yalnız kaldı, ama en çok torun koklayamadığından yakınırdı. Kendisini de dört ay önce kaybettik; rahmetlik oldu."
İbretlik bir hayat hikayesi. Eminim bu ve buna benzer birçok yaşanmış ve yaşanan hayat hikayeleri duymuş okumuşsunuzdur.
Ders alabir isek ne mutlu.
Bir yandan onbir ayın sultanı ramazan ayını uğurlamanın burukluğunu yaşarken, bir yandan da ramazan bayramına ulaşmanın mutluluğunu yaşıyoruz.
Bizleri bayrama ulaştıran Rabbimize hamd ediyor; bayramın ülkemiz, milletimiz ve İslam alemi için hayırlara vesile olmasını diliyorum. Hayırlı bayramlar.
Selâm ve dua ile.