Yer, Adana...
Teravih namazı kılmak isteyen 40 'ın üzerinde gençler...
Karşılarında da kolluk kuvvetleri.
Bir anons.
"Alınan tedbirler ve karar gereğince camide namaz kılamazsınız. Lütfen dağılın ve evlerinize gidin."
Bir arbede...
Polis ve namaz kılmak isteyen gençler
Yerde yatan...
Kelepçelenen..
Sonunda karakolda biten bir olay.
Bunu niçin yazdın" derseniz bir önceki yazım üzre haklı olarak tenkit hakkını kullanan kardeşimden gelen
"Adanada camiler kapalı olduğundan parkta namaz kıldıkları için polis tarafından dövülüp göz alına alınan gençler. Adana da yapılan bu olayın da senin yazdığın dan çok farkı yok bence. Bunu da işlemelisin."
"Haberin doğruluk derecesini araştırayım" dedim. Googele girince ilk anda karşıma çıkan üç haber ve üçünde de aynı bilgiler. Farklı bir haber ve yorum göremedim.
Keşke kardeşimin dediği gibi "senin yazdığından çok farkı yok bence." olsa idi. Zira bir tarafta bir inanç düşmanlığı var iken diğer tarafta tüm insan ve insanlarımızın sağlıkları açısından geçici olarak alınan bir uygulama var. Ve bu kararlara uymak her vatandaşın kendisi, ailesi ve çevredeki tüm insanların hayatı için hayat memat meselesi.
Eylem hakkında ise aklımıza gelen ilk soru(lar):
Kim bu gençler?
Neden yasak varken?
Neden polis ile karşı karşıya?
Provakatif bir eylem mi?
Niçin kaşıyorsunuz?
Niçin inanlar olarak emniyete yardımcı olmanız gerekirken düşmanca ve agresif bir davranışı inatla sergiliyorsunuz?
Neden?
Neden?
İşte O HABER (22 Mayıs 2020 Cuma)
Adana’da teravih namazı kılmak isteyip camiye giren Furkan Vakfı üyelerine polis biber gazıyla müdahale etti. Gözaltına alınan 40 kişiye idari para cezası kesildi. Polisin gözaltına almasının ardından tekrar toplanan bir grup “Namaza engel olmazsınız”, “Doğu Türkistan olmayacağız” sloganları atarak yarından itibaren bayramlaşmaya gideceklerini duyurdu.
Şimdi sormak lazım
bu provakatif bir eylem değilse nedir?
Corina virüs salgınının başladığı ilk günden bu yana, vatandaşlarımızın sağlığı ve hayatlarının sağlıklı bir şekilde devamı için alınan kararlara baş kaldırı değilse nedir?
Usame'ye: Taun hakkında Resulullah(s.a.v.)'den ne duydun? diye sorulmuş. Usame de:
Resulullah(s.a.v.)'in şöyle buyurduğunu işittim: "Taun(veba), bir azaptır. Beni İsrail'den bir kavme, yahut sizden önce geçen bir ümmete gönderilmiştir. Siz bir yerde o(nun çıktığı)nı duydunuz mu, o taunlu yere gitmeyiniz! İçinde bulunduğunuz bir yerde de taun zuhur ederse, ondan kaçarak oradan çıkmayınız!"
Buhari, C.9, H.no: 1417, s. 206, 207.
Bu hakikatleri gayet iyi bilen
Bu insanlar neyin peşinde?
Bu insanlar neyin derdindeler?
İktidara mı savaş açtılar?
Onun en zirvesindeki zata mı?
Tüm bunlar değilse,
Nedir?
Nedendir?
Niçindir?
Tüm müminler, mümineler elbette yanlış, hatalı durumlarda tepkimizi bize yakışan ve olması gereken kurallar ve kalıplar çerçevesinde göstereceğiz. Geri zekalılar gibi asla. Verecek olduğumuz tepkiler; taşkınlık, darp ve çevreye zarar verecek şeklinde olmamalı. Medeni insanlar gibi, aksi ise söz anlamayan canavarlar gibi değil.
Gelelim polisimize son bir kaç gün içerisinde haberlerde çıkan olaylara baktığımda gereğini yaptıklarını düşünüyorum.
Selam ve dua ile.