Yollar ve arabanız.
Yolun ve yolların çilekeş arkadaşları.
Lâkin ikisine de çok güvenmeyin haaaa.
Zira çok güvendiğiniz araba olmadık bir yerde, olmadık bir zamanda, olmadık bir arızadan dolayı sizi yolda bırakabilir. Radyonuza gelince büyük bir mutluluk içinde güzel bir haber, bir müzik dinlemek isterseniz o da tıpkı aracınız gibi müziğin en güzel, konunun en hararetli bir yerinde kesilir gider. Ne yapacaksınız ikisi de gerçek dost olmadığı için VARDIR BİR HAYIR dersiniz, dersiniz demesine de yalnız değilseniz içinizden, yalnız iseniz gayri ihtiyari arabaya da radyoya da verir veriştirirsiniz.
Neyse...
Saat 10.00. Arabamızda kayınpederi hastaneye kontrole götürüyoruz. Araçta eşim, baldız, kayınpeder, kaptan pilot (!) ben varım. Radyoda ekonomik yorumlar yapılırken yorumculardan bir tanesi margarin kuyruklarından bahsedince bir diğer yorumcu-ki genç olduğu anlaşılıyor-
ABİ NE ÇEKMİŞSİNİZ YAAAA!!! Demez mi?
İşte o çilekeşlerden biri olarak ÇEKİLEN ve ÇEKTİRİLEN ÇİLELER bir film şeridi gibi gözümün önünden geldiiiiiii, geçti.
Valla kardeşim bu millet çoook çekti hem de ne eziyetler ne kuyruklarda çile çekti. Saysan taaaa İstanbul'dan memleketin diğer ucuna kadar yol olur gider. Say say bitmez. Ben gene senin bilmediklerini şööööle bir sayayım.
Eczane ve ilaç kuyruğu çilesi çekti...
Hastanede sıra kuyruğu çilesi çekti…
Mazot kuyruğunda çile çekti
Elektrik yokluğunun ve kesintilerin çilesini çekti...
Terör belasını 35 senedir çekti çekiyor...
Bürokrasinin asık suratlı memurlarından ve git gellerden çok çekti...
Ulaşım araçlarının yokluğunun çilesini çekti...
Tüp kuyruklarının çilesini çekti...
Bankada emekli maaşı kuyruğunun çilesi...
Ders kitaplarının yokluğu...
Su yokluğunun çilesi...
Çekti de çekti. Çekti de çekti be bilâder
Bu kadarı yeter mi?
Yeteeeeeer!
Lâkin bizi en çok üzen ve çileden çıkaran ise bu kadar
KUYRUKLARDA ÇİLE ÇEKTİKTEN SONRA 16 yıldan, bu zaman dilimine kadar; bir elimiz yağda, bir elimiz balda yaşarken tüm bu icraatların altına imza atan herkese
TEŞEKKÜRÜ BİR BORÇ BİLMEDEN,
VEFASIZLIK...
SAYGISIZLIK...
KÜSTAHLIK ETMEK...
haksızlıkların en büyüğü olsa gerek.
Evet, genç adam sen belki bilmezsin ama benim gibi orta yaşlı, kafa kağıdı biraz ihtiyar (!), ruhu biraz çocuksu, biraz genç, vatan sevdalısı her Türk vatandaşı gibi bende
O ÇİLELERİ ÇOOOOOOOOOK ÇEKTİM.
Rabbim bir daha o
SIKINTILI!
ÇİLELİ!
EZA!
CEFA!
ZULÜM! günleri bir daha göstermesin.
Lâkin bunun için
ŞÜKÜR GEREK!
TEŞEKKÜR GEREK!
SAHİPLENMEK GEREK!
Ve en önemlisi
DUA GEREK.
Selâm ve dua ile
Bülent ERTEKİN