Evinizi satarsınız...
Arabanızı da satarsınız...
Tarlanız...
Bağınız...
Bahçeniz...
hepsini satabilirsiniz.
Oysa ,
Satılmayan...
Satılması mümkün olmayan değerler vardır...
Dinimiz gibi...
Ezanımız gibi...
Bayrağımız gibi...
Şerefimiz...
Onurumuz gibi...
Hiç kimse şundan kuşku duymasın ki; bu millet yukarıda satılması mümkün olmayan değerlere birileri el uzattımı uzanan o eli silkeleyip atmasını herhalükarda çok iyi bilir.
Mehmet Akif'in,
Değmesin mabedine namahrem eli
dediği gibi, uzandığında biliriz ki; Sütçü İmam'lar, Kara Fatma'lar, Nene Hatun'lar'ın atalarının, ceddinin yaptığının aynısını yapmaktan zerre
miskal düşünmez. Tıpkı 15 Temmuz da yedisinden yetmişine, erkeğinden kadınına kadar meydanları hainlere teslim etmedigi gibi.
İşte SATIN ALINAMAYAN lardan bir örnek.
Manisa Akhisar’da yaşayan 85 yaşındaki Mihriye Yalazı, Yunan armatör Onassis’in doğduğu ev olarak bilinen tarihi evini, Onassis Vakfı’nın 3 milyon euroluk teklifine rağmen satmadı.
Babasını...
Ruhunu...
Geçmişini...
Geleceğini...
"Kardeşim para gelsinde nereden ve kimden gelirse gelsin" diyen ruhunu ve kalbini üç kuruş paraya satan açgözlü sefillere...
VATANI SATMAK GİBİ
Mihriye Yalazı, "3 kızım, 1 oğlum var. Benim yaşadığım ev, herkesin bildiği Onassis'in doğduğu yer olan tarihi bina. Eşim Cemal Yalazı bu evi 1972'de aldı. Evin tapusunu benim üzerime yaptı. Bizim burada çok güzel günlerimiz geçti. Bir gün Yunan armatör Onassis adına kurulan vakıf yöneticileri evi görmek istedi. Gelenler arasında Yunanistan Konsolosluğu'ndan yetkililer de varmış. Evi satın almak için 3 milyon euro (yaklaşık 26 milyon lira) teklif ettiler. Bu para karşısında çok şaşırdık" diye konuştu. Teklif karşısında şaşıran ve durumu aile arasında konuştuklarını anlatan Yalazı, bir Türk askerinin konuşmasıyla evi satmamaya karar verdiklerini söyledi.
Yalazı, "O tarihlerde Akhisar'da Garnizon Komutanı olan Cüneyt Kavuncu ziyaretimize geldi. Vatan sevdalısı, milliyetçi bir Türk askeri olan Kavuncu, bu evi satmanın vatanı satmakla eşdeğer olduğunu, burada Yunanistan bayrağının dalgalanacağını, Akhisar Askerlik Şubesi'ndeki Türk bayrağı ile Yunan bayrağının aynı sokakta bulunmasının her Türk'ü yaralayacağını anlattı. Yunan bayrağının dalgalanmasını kabul edemeyeceğimi anladım. Eşim ile mutlu günler geçirdiğimiz bu evi Onassis Vakfı'na satmama kararı aldım" dedi." DHA
Sağolasın Mihriye Anne...
Vatanını...
Bayrağını...
Ruhunu....
Para gelsinde nasıl gelirse gelsin diyenler bir kez seni ve senin bu yüce ruhunu
Türk bayrağı ile Yunan bayrağının aynı sokakta bulunmasının her Türk'ü yaralayacağı
düşüncesini tekrar tekrar okusalar ne güzel olur.
Öyle değil mi?
Ellerinden öpüyorum Mihriye Anne.
Sağolasın..
Rabbim sana sağlıklı, mutlu, huzurlu bir ömrü "zemini kan kırmızı, ay yıldızı ak" olan bu bayrağın gölgesinde yaşamayı nasip etsin.
Selam ve dua ile.